Farina'nın başarısı, yalnızca iki hafta sonra Amerika'da Johnnie Parsons tarafından tekrarlandı. Fakat bu tekrar da dikkat çekici olmadı çünkü sezonun üçüncü yarışı olarak Formula 1 takviminin bir parçası olan Indianapolis 500'e daha önceki iki yarışta mücadele eden hiçbir isim katılmamıştı. Haliyle o gün pistte boy gösteren bütün isimler, Formula 1'deki ilk yarışına çıkıyordu.

26 yaşındaki İtalyan pilot, yarış hayatına 1950'lerin ortalarında spor otomobillerle atıldı. 1958 yılında Formula Junior'da hünerlerini sergilemeye başladı ve Enzo Ferrari tarafından fark edildi. Ferrari adına ilk başarısını 1961 Sebring 12 Saat yarışında elde etti. Richie Ginther, Willy Mairesse ve Wolfgang von Trips ile birlikte yarışı ikinci sırada tamamladı.

Sebring 12 Saat yarışından tam bir ay sonra resmi Formula 1 takvimine dahil olmayan Siraküza GP'sinde Jack Brabham, John Surtees, Jim Clark, Graham Hill, Stirling Moss gibi isimlerin önünde galibiyete ulaştı. Bu zaferden yalnızca üç hafta sonra Napoli'de takvim dışı bir zafer daha geldi. Kısa sürede kendini kanıtlamıştı ve resmi bir yarışa çıkmaya hazırdı. Bunun için yalnızca bir fırsat gerekiyordu ve o fırsat Temmuz ayının ikinci günü Reims'de koşulacak olan Fransa GP'si öncesinde ayağına geldi.

Kariyerinin ilk resmi Formula 1 yarışına 12. cepten başlayan Baghetti, ilk tur sona erdiğinde 13. sıradaydı. Ancak turlar ilerledikçe rakiplerini teker teker geride bıraktı 14. tura girildiğinde Wolfgang von Trips, Phil Hill ve Richie Ginther'den oluşan Ferrari üçlüsü arkadakilerle arayı açmış, Baghetti de dördüncü sıradaki Stirling Moss'un peşine takılmıştı. Moss'un fren problemi yaşaması, rakiplerinin ekmeğine yağ sürdü. Bir sonraki tura girilirken İngiliz pilot sekizinci sıraya kadar gerilemişti. Dördüncü sıradaki isimse Baghetti'ydi. 19. turda öndeki isimlerden von Trips'in motor problemi yaşayarak kenara çekmesi Baghetti'yi bir sıra daha yükseltti. 38. turda yarış lideri Phil Hill spin atarak birkaç tur gerideki Stirling Moss ile temas yaşadı ve kendini zar zor pite attı. Bu olaydan yalnızca iki tur sonra yeni lider Richie Ginther'in yağ basıncı sorunu yaşayarak yarışa veda etmesiyle birlikte meydan bir anda Giancarlo Baghetti'ye kaldı. Ancak rakipleri de kendilerine sunulan bu galibiyet fırsatını cömertçe harcayacak değillerdi. Porsche pilotları Jo Bonnier ve Dan Gurney, Baghetti'nin hemen ensesindeydi. Son turlarda liderlik bu üç isim arasında defalarca kez el değiştirdi. 50. turda Bonnier'nin aracından çıkan dumanlar, Baghetti ile Gurney'i en önde baş başa bıraktı. Kıyasıya bir mücadeleye sahne olan son iki turun ardından yarışın kazananı, bitiş çizgisine metreler kala yaptığı atakla Baghetti oldu.

Henüz ilk resmi yarışında gösterdiği performans herkesin iştahını kabartmıştı. Beklenti bir hayli büyüktü fakat bu beklentinin aksine Baghetti, ses getiren bir galibiyetin üzerine sessiz sedasız bir kariyer inşa etti. Sezonun devamında iki, ertesi yıl ise dört olmak üzere toplam altı kez daha Ferrari adına yarıştı ancak bu yarışlarda zafere ulaşmak bir yana, podyum yüzü bile göremedi ve en fazla dördüncü olabildi. Sonraki yıllarda sırasıyla ATS, BRM, Brabham ve Lotus takımlarıyla zaman zaman piste çıkan İtalyan pilot, bu dönemdeki en iyi derecesini ise 1964 Avusturya GP'sini yedinci sırada bitirerek elde etti.

Özgeçmişindeki tek zaferin zamanlaması dışında kendisini diğer Formula 1 pilotlarından ayıran herhangi başarısı veya başarısızlığı yoktu. Dikkatleri daha çok uzun yol dayanıklılık yarışlarında ve Avrupa Binek Otomobiller Şampiyonası'nda üzerine çekti. 1966 yılında Avrupa Binek Otomobiller Şampiyonası'nın yalnızca Monza ve Viyana'daki ilk yarışlarına katıldı ve her iki yarıştan da galibiyetle ayrıldı. Aynı yıl Sicilya'da koşulan Targa Florio'da direksiyon arkadaşı Jean Guichet ile birlikte ikincilik elde etti.

1968 yılında aktif yarış kariyerine son noktayı koyan Giancarlo Baghetti, hayatına motor sporları ve moda fotoğrafçısı olarak devam etti. Tecrübeli fotoğrafçı, 1995 yılının Kasım ayında kansere yenik düştü fakat tarihe yenik düşmedi. Formula 1'in belki de en karizmatik çaylağı olarak adını hafızalara kazımayı başarmıştı bir kere.

EURO SPORT