Erdoğan: Artık Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor

Liderler Suriye Anayasa Komitesi'nde listenin onaylandığını belirti.

Erdoğan: Artık Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor




Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde Çankaya Köşkü'nde "Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Zirvesi düzenlendi. Görüşme öncesi üç lider aile fotoğrafı çektirdi. Toplantının öncesi ve sonrasında ise ortak basın açıklaması gerçekleştirildi. Erdoğan toplantı sonrası yapığı açıklamada, "Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor" dedi. Liderler Suriye Anayasa Komitesi'nde listenin onaylandığını belirti.

 

[Haber görseli]

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğindeki Türkiye-Rusya-İran Üçlü zirvesi sona erdi.

Toplantı öncesinde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla üç ülkenin bayrakları önünde aile fotoğrafı çekildi.

Liderler toplantının ardından ise ortak bir basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.Açıklamalardan satır başları şöyle:

ERDOĞAN:

Toprak bütünlüğünde mutabıkız: Üçlü zirvede Suriye’deki ihtilafı tüm boyutlarıyla ele aldık. Gerek her bir liderle birebir, gerek üçlü, gerekse heyetler halinde yaptığımz görüşmelern her açıdan verimli geçtiğine inanıyorum. Zirvede önemli kararlar aldık. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi çözümde mutabıkız. İdlib’ten yeni bir göç trajedisine seyirci kalamayız. Bu bütün Avrupa’yı etkileyecektir.

Pürüzler giderildi: Önümüzdeki günlerde bölgede hayırlı gelişmeler yaşanacağını ümit ediyoruz. Anayasa komitesinin teşekkülü diğer önemli bir konuydu. Kuralların belirlenmesinde yapıcı ve esnek tutum sergiledik. Siyasi sürecin ilerletilmesi için gayret gösterdik. Komitenin oluşumuna ilişkin pürüzler giderilmiştir. Usul kuralları konusunu da BM ile eşgüdüm halinde sonuçlandırarak Anayasa komitesnin çalışmasının bir an önce başlamasını sağlamayı hedefledik.

IŞİD tehdidi ortadan kalktı: Türkiye’nin milli güvenliği tarafından kritik önem taşıyan Fırat’ın doğusu gündeme geldi. Bölücü terör örgütü halkı silah altına almaya, insanların mallarını gaspetmeye kadar her türlü zulmü işliyor. Suriye’de DEAŞ tehdidi artık ortadan kalkmıştır. Sireyi’nin istikrarı için en büyük tehdit PKK ve onun uzantısı YPG’dir.

ABD ile uzlaşamazsak kendi planımızı uygulayacağız: Ruhani ve Putin’i Fırat’ın doğusunda gelinen aşama hakkında bilgilendirdim. Bir terör oluşuman rıza göstermeyeceğimizi bildirdim. Burada bir mülteciler şehri oluşturulması için hazırlık yapılmasının isabetli olacağını ifade ettim. Sınırımızda oldubittiye müsaade etmeyeceğiz. ABD ile 2 hafta içesrisinde arzu ettiğimiz sonuçlara ulaşamazsak kendi harekat planımızı uygulayacağımızı anlattım.

Mültecilerin dönüşüne yoğunlaşmak gerekiyor: Çözümün Suriye topraklarında aranması gerektiğini ifade ettik. Türkiye’nin sığınmacı gücünü tek başına kaldıramayacağı ortadadır. ülkemizin yeni bir göç akınını kabul etmesi mümkün değildir. Fırat’ın doğusundaki barış koridoru mülteciler için korunaklı liman olacaktır. Türkiye olarak gereken borumluğu almaya hazırız. Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü için çalışmak istiyoruz. Barış koridoru Rakka’ya kadar inebilir.

RUHANİ:
Üç ülke nedereyse bütün konularda görüş birliğinde: Faydalı ve yapıcı bir toplantı gerçekleştirdik. astana sürecindeki bütün faalişetleri bir kez daha gözden geçirdik. Siyasi ve sahadaki gelişmeleri inceledik. Üç ülke nedereyse bütün konularda Suriye ile ilgili görüş birliğinde. Hepimiz Suriye’nin toprak bütünlüğü, üniter yapısı konusunda aynı görüşe sahibiz.

ABD Suriye’yi bölmek dahil tehlikeli planlar içinde: Suriye’ye yabancı ülkelerin müdahale etmesine karşıyız. Bunların başında Amerika gelmektedir. Amerika ya teröristleri desteklemiş ya da yersiz müdahalelerde bulunmuştur. Onlar Suriye’yi bölmeye çalışmaktadır. amerika’nın kötü niyeti buradan bellidir ki Golan tepelerini bir saldırgana bağışlamıştır.

Teröristleri kimlerin desteklediğini biliyoruz: Hala İdlib’de terör örgütü bulunmaktadır. Ne zamana kadar Suriye halkı bu teröristlerin ülkeden çıkmasını bekleyeecktir? 9 sene yeterli değil midir? Bugün teröristleri kimler destekleyir, silah veriyor biz biliyoruz. İdlib’deki teröristlerle mücadele edip Suriye devletien yardımcı olmalıyız. Biz Suriye’yi güvenli hale getirmeliyiz ki Suriye halkı kendi evlerine dönebilsin.

PUTİN:
Sonraki toplantı Ekimde: Zirve çok başarılı ve verimli gerçekleştirildi. Suriye’deki çözüm konusunda, tohrak bütünlüğünü destekleyen üç garantör ülkeyiz. İdlib’de gerginliğin azalması için her türlü çabayı göstereceğiz. Bu yönde düzenli olarak uzman düzeyinde toplantılar sürdürülecektir. Önümüzdeki topmantı Ekim ayında Nursultan’da yapılacaktır. Soçi’de yapılan toplantıda anayas komitesi oluşumu konusunda karar alınmıştır. Liste oluşturulmuştur. Biz üç garantör ülkenin katılımı ile komite onaylanmıştır. Siyasi çözüm; Suriye’de ve Ortadoğu’da barıy ve istikrara katkı sağlayacaktır. Suriye’nin tekrar Arap Birliği’nin tam üyesi olması mümkün olacaktır.
Suriye ordusuna destek vereceğiz: İdlib’deki durum endişe vericidir. Nedereyse tamamen El Kaide bağlıntılı grupların elinde. Buna sessiz kalamayız. Terör örgütlerini yok etmek için Surie ordusuna kısıtlı harekatlarla destek vereceğiz.

6 milyon Rus turist gelecek: Zirve kapsamında Erdoğan ve Ruhani ile ikili görüşmeler yaptık. İlişkilerimiz bütün alanlarda gelişecek. Enerjide stratejik işbirliğimiz geliştirilmiştir. Bu sene Türkiey’ye 6 milyondan gazla Rus turist gelecektir. Ruhani ile Rusya-İran işbirliğini değerlendirdik. Ticarette milli paraların daha fazla kullanımıyla ilgili anlaştık.

 

‘450 km’lik bölgede konutlar yapacağız’
Mültecilere şu ana kadar harcanan paranın 40 milyar doları aştığını, BM ve AB’den gelenin ise 7 milyar avro olduğunu belirten Erdoğan, kurulması planlanan güvenli bölgeye ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:
“450 kilometre, batıdan doğuya konutlar yapalım diyoruz. Çadır hayatıyla mı insanlar hayatını devam ettirecek? Buralarda 200-250 metrekare kapalı alan, bir o kadar da açık alan olmak üzere ailelere konut inşası yapalım. Okul, hastane, iş imkanı hazırlayalım. BM Güvenlik Konseyi üyeleri de bu işin içinde olmalı. İnşa ve ihya hareketine girersek insanlar güvenli bölgede yaşamaya başlarlar.”


Üç liderden ortak bildiri
Öte yandan, Üçlü Zirve’nin ardından ortak bildiri yayımlandı. Ortak bildiride şu mesajlar verildi:
. Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM ilkelerine kuvvetli taahhüt vurgulandı.
. Suriye'de terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişim liderler tarafından reddedildi.
. Liderler tarafından Suriye'nin kuzeydoğusundaki güvenlik ve istikrarın egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde sağlanabileceği vurgulandı.
. Liderler, ABD'nin işgal altındaki Golan'a dair uluslararası hukukun ihlalini teşkil eden ve bölgesel barış ile güvenliği tehdit eden kararını kınadı.
. Liderler, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine, yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve ev sahipliğinde, BM’nin kolaylaştırıcılığında siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını teyit etti.
 

 

SORU-CEVAP

Anayasa Komitesi'ne ilişkin soru

Erdoğan: "Pürüz kalmadı diyebilirim. İnanıyorum ki komite çalışmalarına başlayacak. Ortak yaklaşımımız da bu. Tarih vermek doğru olmaz ancak başlık olarak Cenevre süreci diyebiliriz buna. Cenevre süreci bu işin belirleyicisi olacaktır. Hızlandırmak üç ülke olarak bizim amacımız. Soçi'de attığımız mutabakatlarlada bu konuda neticeye varmak arzumuz.

Ruhani: "Anayasa Komitesi konusunda çok fazla görüşme yaptık. Bugün bu komite tamamen oluşmuş durumda. Umuyoruz ki yakın zamanda çalışmalarına başlayacaktır. 2020-2021 yıllarına kadar Suriye'de seçimler için uygun atmosferin oluşmasını umuyoruz. Sanırım komitenin işlerine başlaması için yakın gelecekte uygun bir ortam hazırlanacaktır. Anayasanın revize edilmesi çok ince bir iştir. Her kesimin görüşleri ve çıkarları adilane bir şekilde yeni anayasada göz önüne alınmalıdır. Başlangıcı zor olmasına rağmen bunun ileride meyve vereceğini düşünüyorum. Bu süreç zor olacaktır ama hepimiz destek vermeliyiz" ifadeleriyle yanıt verdi.

Putin: "Komitenin çalışmaları Suriye'deki siyasi çözüme katkı yapacaktır. Suriye hükümeti ve muhalefetiyle çalışmalar yaptık. Sayın Erdoğan bu noktada çok önemli çalışmalar yaptı. Usuller konusunda anlaşmamız lazım. Bu komitenin üyeleri dışarıdan baskı görmemelidir. Bizler üç garantör ülke olarak katkı sağlayacağız. Anayasa Komitesi için bir süre koymak istemiyorum. Aşırı gruplar bunu baltalamak isteyebilir çünkü onlar savaştan para kazanıyorlar. Suriyeliler kendi sorunlarını çözmeli bizde buna katkı sağlamalıyız.

Güvenli bölgeye ilişkin soru

Putin: Yeni bir şey söylemeyeceğim, tekrarlamak istiyorum. Bölgede Türkiye dahil bütün ülkeler kendi milli güvenliğini koruma hakkına sahiptir. Bu da paralel olarak Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız. Güvenlik konuları çözülecekse bundan sonra Suriye toprak bütünlüğünün tamamı sağlanacaktır. Bütün yabancı unsurların Suriye'den çekilmesi gerekir.

Erdoğan: Güvenli bölge meselesini ele aldık. Son günlerde yazılı ve görsel medyada barış koridoru diye de geçmeye başladı. Şöyle izah edeyim, güvenli bölge konusunda Sn. Trump 20 mil derinlik diye bir ifade kullandı yani yaklaşık 30 km. Tabii bunu eğer şöyle en doğudan en batıya aldığımız zaman 911 km'lik bir sınırımız var. Bu sınır içerisinde Türkiye'deki gibi 3,6 milyon Suriyeli var. Biz 40 milyar doları şu ana kadar mültecilere yardım yaptık. Peki BM ve AB'den gelen nedir diye baktığımızda yaklaşık 7 milyar Euro.

Tabi bunlar bizim milli bütçemize girmiyor. STK'lar vasıtasıyla AFAD'a, Kızılay'a geliyor. Onlar da bu harcamaları mülteciler için yapıyor. Bu çalışmalara devam ediyoruz. Bunun yanında attığımız adımlarla beraber bu bölgede ne yapabiliriz, şu ana kadar konuştuk, konuşmaya devam edeceğim, ülkemizde bulunan mültecilere bu söylediğim 30 km derinlik ve 911 km'den vazgeçtik, 450 km'lik bir bölgede konutlar yapalım diyoruz. Çünkü bu çadır hayatıyla mı bu insanlar bu hayatına devam ettirecek. Buralarda kalkıp şöyle 200-250 metrekare kapalı ve bir o kadar da açık alan olmak üzere ailelere bu tür konut inşaası yapalım diyoruz. Kapalı alanda kalmaları, açık alanda ekip biçmeleri için. Hastane, okul yapalım ve iş imkanı hazırlayalım, burada BM Güvenlik Konseyi ülkeleri bu işin içerisinde olmalı. Örneğin ben Merkel, Macron ve Suudi veliaht prensiyle bunu görüştüm.

Yine bu bir uluslararası destek kampanyasına da dönüşebilir. Bu şekilde bir adım atmak suretiyle inşa ve ihya hareketine girersek bu insanları kendi topraklarına taşımış oluruz. Tabi bir de bunların lojistik desteği, o da havadan güvenlik desteğidir. Bu konuda mutabakat sağlanır ve adım atılırsa bu insanlar da o çadır hayatından kurtulmuş olurlar diye düşünüyorum.

 

[Haber görseli]

ZİRVE ÖNCESİ BASIN AÇIKLAMASI

Toplantı öncesi düzenlenen basın açıklamasında konuşan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Toplantının ülkemiz, bölgemiz ve Suriye için hayırlı olmasını diliyorum. Üçlü zirve süreci önemli başarılara imza attı. Zirve toplantıları vesilesiyle son iki senede Suriye'de barış, güvenlik ve istikrarın yeniden tesisi için işbirliğimizi derinleştirdik.

ERDOĞAN: BARIŞIN SAĞLANMASI İÇİN DAHA FAZLA SORUMLULUK ALMALIYIZ

Barışın sağlanması için daha fazla sorumluluk almalıyız. Bugünkü toplantımızda, İdlib, Fırat'ın Doğusu, Suriyeli mülteciler meselelerini ele alacağız. Ülkemiz en sıkıntılı dönemlerinde Suriye halkının yanında olmuştur. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve kalıcı çözümde tam mutabakat var.

Çobanbey'deki hastaneyi hedef alan terör saldırısı, bölücü örgütün vahşi yüzünü bir kez daha göstermiştir."

RUHANİ: BAZILARININ REJİMİ DEĞİŞTİRME ÇALIŞMASININ ÖNEMİNİ YİTİRDİĞİNİ GÖRÜYORUZ

Ruhani'nin açıklamalarından satır başları ise şöyle:

"Suriye konusunda ortak ilkelere vurgu yapmayı gerekli görüyorum. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliği hususlarına ciddi bir şekilde riayet edilmeli. Suriye'ye istikrar ve huzurun geri dönmesi için tüm zemin sağlanmalıdır. Türkiye, Rusya ve İran'ın gündemi barışçıl çözüm, terörizmle mücadele, anayasa komitesinin kurulması ve ülkenin yeniden onarımı yolunda gösterilen çabalardır.

İran, geçmişte olduğu gibi Suriye krizinin sadece siyasi yolla çözülebileceğine inanmaktadır. Suriye hükümeti ve halkı çeşitliliğini de dikkate alarak geleceğini belirleme gücüne sahiptir. Suriye'deki çatışmalar dokuzuncu yılına girerken bazılarının rejimi değiştirme çalışmasının önemini yitirdiğini görüyoruz. Terözimle mücadeleye devam edilmelidir aynı zamanda sivil halk tehlikeye atılmamalıdır. İdlib mütabakatı beklendiği gibi gitmedi. İdlib'de teröristlerin kontolündeki bölgeler artış göstermiştir. Teröristlere hiçbir zaman müsamaha gösterilmemelidir. Özgür ve bağımsız bir Suriye, işgal ve dış tehditlere uzak bir Suriye gerekmektedir.

"ADANA MUTABAKATI İKİ TARAFIN ENDİŞELERİNİ GİDEREBİLİR"

Yabancı güçler bugün ya da yarın bölgeyi terkedecektir fakat biz komşular burada olacağız. Adana Mutabakatı'nın gerçekleştirilmesi iki tarafın endişelerini giderecek bir olgu olabilir. ABD Başkanı geçen yıl askeri güçlerini Suriye'den çekeceğini söylemiştir. Bu sözlerin akıbeti onun diğer sözleri gibi oldu. Amerikan güçlerinin bir an önce bölgeyi terk etmesi, Suriye'nin Fırat'ın Doğusunda da egemenliğini sağlaması önemlidir.

ABD'nin Suriye'de asker bulundurması meşru değildir, ABD güçleri bir an önce bölgeyi terk etmelidir"

CUMHURİYET