Ancak ne Cumhurbaşkanı Erdoğan ne de seçimlerden hemen önce ‘‘ABD halkı kimi seçerse seçsin Türkiye olarak biz, ABD yönetimiyle yakın iş birliği içinde çalışmaya devam etmeye hazırız’’ diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yeni dönemde Türk-Amerikan ilişkilerinin seyrine dair kamuoyuna kapsamlı bir açıklama yapmış durumda.

Erdoğan: ‘‘Amerikan seçimlerin ardından bölgesel belirsizliği kaldırmak için diplomasi ve uzlaşma kanalları sonuna kadar açılmalı’’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz’le ilgili yaptığı değerlendirme sırasında Amerikan seçimlerine atıfta bulundu.

Erdoğan ‘‘Doğu Akdeniz'de, Yunan ve Rum tarafının şımartılmasından vazgeçilmesi halinde kısa sürede hakkaniyete dayalı bir anlaşmanın mümkün olduğunu düşünüyoruz. AB'nin, içinde bulunduğu krizden kurtuluş yolu da buradan geçiyor. Amerika'daki seçimlerin ardından bölgemizde ortaya çıkan belirsizliği ortadan kaldırmak için diplomasi ve uzlaşma kanallarının sonuna kadar açılması şarttır. Bu anlayışla, hem sahadaki varlığımızı güçlendirmeye, hem diplomasi kanallarını etkin şekilde işletmeye devam edeceğiz. Halklarını kardeş, kendilerini dost olarak gördüğümüz tüm bölge devletleriyle, yeni dönemde birlikte hareket etmek istiyoruz. Kimseye karşı gizli veya açık önyargımız, husumetimiz, karanlık hesabımız yoktur. Tüm samimiyetimizle huzurlu, güvenli, adil sevgi ve saygı çerçevesinde yeni bir dönemi birlikte inşa etmeye çalışıyoruz’’ dedi.

Bahçeli: ‘‘Biz ne Biden şakşakçıyız, ne Trump sevdalısıyız; ne filin hortumundan tutuyoruz ne de eşeğe binmek için sıra bekliyoruz’’

Ancak Erdoğan’ın lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Cumhur İttifakı’ndaki ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin lideri Devlet Bahçeli, bugün TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmanın ağırlıklı kısmını, Amerika seçimleri ve sonrasındaki beklentilerine ayırdı.

Bahçeli ‘‘Amerikalı seçmenlerin takdir ve tercihine saygı duymakla birlikte başkan adayları arasında taraf tutacak, tercih yapacak köhne bir anlayışa hiçbir zaman kapılmadık. Böylesi bir basitliği aklımızın ucuna dahi getirmedik.Kimin başkan olup olmadığı, öncelikle ABD’lilerin kendi iç meselesidir. Devletlerarası münasebetlerde duygusallık, aklın önüne geçerse ikili ve çok taraflı diyaloglar, barış, denge ve istikrar kulvarından tehlikeli şekilde savrulacaktır. Bizim için önemli olan ABD’nin uygulayacağı politikaların muhtevası, bunun da ülkemize, bölgemize ve uluslararası ilişkilere yansıma düzeyleridir. Kaldı ki, biz ne Biden şakşakçısıyız ne Trump sevdalısıyız. Ne filin hortumundan tutuyoruz ne de eşeğe binmek için sıra bekliyoruz’’ dedi.

ABD yönetimindeki değişimin, göz ardı edilecek bir durum olmadığını söyleyen MHP Genel Başkanı, sertleşen siyasi kutuplaşmanın, yoğunlaşan toplumsal anlaşmazlıkların, seçime şaibe karıştığına dönük iddiaların, ABD’yi bir çözülme girdabına sokup sokmayacağını gelişmelerin tayin edeceğini belirtirken ülkede yakın bir gelecekte etnik kamplaşmanın hakim olması hatta eyaletler bazında bir ayrışma sürecinin gündeme gelmesinin de ihtimal dahilinde olduğuna işaret etti.

‘‘Biden’in geçmişteki sözleri, temasları Türkiye’ye şaşı ve soğuk bakışı iyimserliğimizin önünde baraj oluşturmaktadır’’

Türkiye’nin, kendi sorunlarını ihmal etmeden, Doğu Akdeniz’den Kafkaslar’a, Ortadoğu’dan Balkanlara, Afrika’dan Avrupa’ya kadar aktif bir siyaset izlediğini savunan Bahçeli, ABD’nin yeni başkanından ‘maskesiz, mesafesiz ve mukavelesiz’ bir dostluk ile ‘güçlü bir diyalog’ beklediklerini ifade etti.

MHP lideri ‘‘Başkanlığa seçilen Biden’in, Türkiye’yi meşgul eden çetrefilli konularda takip edeceği politikaların müttefiklik hukukuyla ne kadar bağdaşacağını, güven temeli aşınan iki ülke arasındaki ilişkileri koltuğuna oturur oturmaz nasıl ele alacağını, zaman gösterecektir. Çünkü Biden’in geçmişteki sözleri, temasları, çelişkileri, gelgitleri, mesafeli tutumu, Türkiye’ye şaşı ve soğuk bakışı, iyimserliğimizin önüne set çekmekte, baraj oluşturmaktadır. Önyargılardan uzak, dostluk ve müttefiklik esasına dayanan, karşılıklı hak ve çıkarları gözetip güçlendiren bir diyalog mekanizmasından, iki ülkenin de kazançlı çıkması, kuvvetle muhtemeldir. ABD ve diğer küresel güçlerle kurulan ilişkilerde direnç gösteren, dirayet sergileyen, inisiyatif üstlenen, öne çıkan, inançla direnen, ‘ben de varım’ diyen bir Türkiye duruşu malumu olduğumuz ülkelerin uykularını kaçırmaktadır. Emperyalizmin katarına eklemlenen güçler, kuşatmayı yaran, kumpası yıkan Türkiye’den ürkmektedir. Bizim ABD’den beklentimiz Türkiye’yi küçük görmemesi, küçümseme yanlışına düşmemesidir” dedi.

‘‘Meğer ne çok Biden şarlatanı, ne çok Trump soytarısı varmış da haberimiz olmamış’’ sözleriyle Türkiye’de Amerika seçimlerine yönelik tarafgir davranan kesimleri eleştiren Bahçeli, CHP ve HDP’nin sıcağı sıcağına Biden’ı tebrik etmelerine de tepki gösterdi.

Akşener: ‘‘Trump döneminde ‘ahbap çavuş’ boyutuna indirgenen ilişkilerin, yeniden devletlerarası bir kimlik kazanmasını umuyoruz’’

Amerika seçimleri İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de grup konuşmasındaki gündem maddelerinden biriydi.

Akşener ‘‘Amerika elbette dünya üzerindeki hakim güçlerden biri. Ancak, bizim için önemli olan, Amerikan başkanının Türk siyasetine nasıl baktığı değil, Türkiye’nin milli çıkarlarının, nasıl korunup kollanacağıdır. Bu açıdan baktığımızda, Trump dönemi, hiç de iyi bir dönem değildi. Biden farklı mı olacak, onu zaman gösterecek. Artık yeni bir döneme girdik.Trump döneminde ‘ahbap çavuş’ boyutuna indirgenen ilişkilerin, yeniden devletlerarası bir kimlik kazanmasını umuyoruz. Diplomasi, kişisel ahbaplıklar üzerinden değil, liyakatli kadrolar üzerinden ve akıllıca yürütülmelidir’’ diyerek Türkiye’nin ciddi ve güçlü bir diplomasi geleneğini yeniden devreye almasını talep etti.

VOA