Erdoğan, "Meclisimize düşen daha çok görev var" ifadelerini kullandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) 27. Dönem 4. Yasama Yılı Açılış Konuşmasında Meclis'e hitap eden Erdoğan, "Türkiye olarak, kendimizi 'iki devlet tek millet' olarak gördüğümüz Azerbaycanlı kardeşlerimize tüm imkanlarımızla ve tüm kalbimizle destek vermeyi sürdüreceğiz" diye konuştu.

"Meclisimize düşen daha çok görevler var"

Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Burası Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran bir Meclis'tir. Nice darbelere ve girişimlere rağmen bu kutlu çatı daima milletin onurunu korudu. Ülkemizin elde ettiği tüm kazanımlarda en büyük pay sahibi Meclisimizdir. İnşallah önümüzdeki dönemde Meclisimiz çok daha büyük başarılarla tarih yazmayı sürdürecek. Hükümet sistemi değişikliğinin ideal seviyeye gelmesi vakit alacaktır. Meclisimize düşen daha çok görevler var."

"Başta BM olmak üzere birçok kuruluş iflas bayrağı çekmiş durumdadır"

Koronavirüs salgınını hayatın her alanında etkisine devam edeceğini aktaran Cumhurbaşkanı, "Bu tablo zaten uzun zamandır tartışılan uluslararası kuruluşların durumunu tekrar gündeme getirdi. Başta BM olmak üzere bir çok kuruluş iflas bayrağı çekmiş durumdadır" şeklinde konuştu.

"Ekonomik dengesizlikler, adaletsizlikler koronavirüs salgını ile çok daha görünür hale gelmiştir" diyen Erdoğan, "Bugün bazı küçük ülkelerin tetikçi olarak kullanıldıklarına şahit oluyoruz. Batılı bazı devletlerin siyasi acentesi gibi hareket eden devlet yönetimlerinin dünya barışına tehdit teşkil eden tavırlarına dikkat etmek gerekir" ifadelerini kullandı.

"Türkiye halkı davasında Azerbaycan'ın yanındadır"

"Türkiye bundan sonra da haklı davasında Azerbaycan'ın yanında her alacaktır" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin desteği sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıkça ilan edilmiştir. TBMM'de ilan edilen bildiride bu kararlılık ortaya konmuştur. Ermenistan'ın bir an önce işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkmasının zaruretini bir kere daha ifade etmek isterim. Demokrasimizin değerinin daha iyi fakında olmak zorundayız. Şiddet ve terör demokrasinin en yıkıcı düşmanıdır. Türkiye değişmiş, gerçekliğini kaybetmiş dünyanın yapay dengelerine değil yeni şartların icabında hareket etmek niyetindedir. Yegane ölçümüz milletimizin şerefini barışını esas alarak hareket etmektir. Bu bölgedeki kalıcı barışın yolu Ermenilerin işgal ettikleri her karış Azerbaycan toprağından geri çekilmelerinden geçiyor. Ermenistan yönetimini ısrarla Türkiye'ye iftira atma gayreti kurtaramayacaktır."

Kuveyt Emiri El-Sabah'a taziye

Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Kuveyt Emiri için başsağlığı measjı gönderen Erdoğan, "Körfez bölgesi halen kaynamaya devam ediyor. Bu vesileyle önceki gün hayatını kaybeden bölgenin aklıselim ve sağduyu sahibi Kuveyt Emiri El-Ahmed el-Cabir el-Sabah'a Allah'tan rahmet diliyorum. Sabah'ın aksine kimi bölge ülkelerinin yürüttüğü politikalar krizi daha da derinleştiriyor. Bu ülkelerin bir kısmı, gerçekleri dile getirdiğimiz, mazlumun yanında yer aldığımız için bizi hedef alıyor" dedi.

"Türkiye olarak gerilim peşinde değiliz"

Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilime değinen Cumhurbaşkanı, "Türkiye olarak Akdeniz'de çatışma ve gerilim peşinde değiliz" şeklinde konuştu.

"Diyalog yöntemini kabul etmek mecburiyetinde kaldılar"

"AB, Yunanistan ve Rum Kesiminin şımarıklıkları etkisinde sığ bir yapıya dönüştü" düşüncesini dile getiren Erdoğan, "Ülkemizi yok sayarak bizi sahillerimize hapsedecek harita ve taleplerle karşımıza çıkanlar, attığımız adımların ardından önce tehdit ve şantaj dilini denediler. Türkiye'nin siyasi ve diplomatik gücü yanında, kahraman ordumuzun deniz, kara ve hava unsurları ve istihbaratrıyla desteklediği kararlı duruşu karşısında diyalog yöntemini kabul etmek mecburiyetinde kaldılar" dedi.

Erdoğan, "Çatışmaların arttığı bir dünyada barış için Türkiye kadar fedakarlık yapan kaç ülke vardır?" diye sordu. Erdoğan, "Dünyada en çok mülteciyi misafir etmemiz bunun kanıtı değil midir?" dedi.

Ekonomi

"Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl cari işlemler dengesi 8,8 milyar dolar fazla verdi. Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3'ün altına indi. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yıllık büyüme oranını yüzde 1'e yakın bir seviyede tuttuğumuz 2019'un ardından 2020'ye büyük umutlarla başladık. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de etkisine alan koronavirüs salgınına böyle bir iklimde yakalandık. Salgın sürecinde elbette önceliğimiz milletimizin sağlığını korumak. Bunun yanında destek paketleriyle ekonomimizin salgından en az hasarla çıkmasını sağlamak istedik." dedi.

Cumhurbaşkanı, "Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,4 büyüme oranı hedefleirmize ilerlediğimizin işaretidir" diye konuştu.

 

Independent Türkçe