“Erdoğan hasta” diyen CFR’nin gündeminde yine Türkiye var... Fethullah "sürgündeki din adamı" imiş
ERDOĞAN’A “HASTA” DİYEN İSİMDEN KRİZ YAZISI
“Erdoğan hasta” diyen CFR’nin gündeminde yine Türkiye var... Fethullah "sürgündeki din adamı" imiş
Batılı 10 büyükelçi Osman Kavala’yı desteklemek amacıyla yaptıkları açıklama AKP tarafından iyi hesaplanamadı ve değerlendirilmedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İletişim Başkanlığı’nın erken hamlesiyle büyükelçilerin yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Halbuki biraz beklenip dikkatli bir açıklama yapılsa belki de bu kadar geri adım atılmayacaktı.
Açıklamayı Amerika’nın da içinde bulunduğu 10 büyükelçi yaptı. Amerika’yı devre dışı bırakın geriye 9 büyükelçi kalıyor. Ve o elçilerin görev süreleri hala devam ediyor. Eğer Cumhurbaşkanı’nı yönlendirenler “vatan, millet Sakarya” demeyip biraz beklese ve düşünse Amerika’nın yeni büyükelçisinin Senato oylamasında artık sona geldiğini hesaplardı. Çünkü ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield’in görevinin son günlerinde böyle bir açıklama yapması ve yerine Senato’dan onay alan Jeff Flake’in gelecek olması Erdoğan’ı yönlendiren kişiler tarafından düşünülmedi.
DİPLOMATLAR FARKINDAYDI
Erdoğan’a açıklama yaptırılmasının ardından Dışişleri Bakanlığı’nda olağanüstü hal ilan edildi. Hedef 10 büyükelçinin ülkeleri değil sadece ABD’ydi. Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’ndan onay alan Jeff Flake belki de Türkiye’ye en az 6 ay gelemeyecekti. Dışişleri Bakanlığı’nın değerli diplomatları durumun farkındaydı. Ama Erdoğan’ı yönlendirenler değil.
Düşünün Joe Biden’ın aday gösterdiği ve Senato’dan onay alan yeni büyükelçisi Jeff Flake yaşanan Kavala krizi nedeniyle görevine başlayamayacaktı. Hatadan çabuk dönüldü. Amerikan Dışişleri Bakanlığı ile bağlantı kuruldu.
Viyana sözleşmesinin 41. maddesini bulan 10 büyükelçinin yönetimleri değildi, bizim Dışişleri Bakanlığı yetkilileriydi. Ve Viyana sözleşmesinin 41. maddesi Jeff Flake’in Türkiye’de göreve başlaması önündeki engelleri kaldırdı.
Dedikleri gibi eğer Erdoğan yönetimi teşekkür edecekse bu formülü bulan Dışişleri yetkilisine teşekkür etmesi gerekir.
Peki, o açıklamayı kim Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptırdı? Bilemeyiz. Belki İletişim Başkanlığı, belki başka biri birim. Bunlar benim elde ettiğim haber kaynaklarımdan aldığım bilgiler.
Amerika’da kriz nasıl değerlendirildi derseniz yine CFR’ın uzmanlarından Steven A. Cook’un yazısına bakalım.
ERDOĞAN’A “HASTA” DİYEN İSİMDEN KRİZ YAZISI
Cook, Türkiye’yle yakından ilgilenen bir isim. Yakın zamanda “Erdoğan’ın hasta olduğuna” dair kaleme aldığı yazısı Türkiye’de çok konuşuldu.
Steven A. Cook, CFR için yazdığı yazısında büyükelçi krizini değerlendirdi. Yazısının başında krizi değerlendiren Cook, Osman Kavala’nın uzun tutukluluğu ve hakkındaki saçma ve komik iddiaların ne kadar saptırıldığından bahis ediyor.
Steven A. Cook Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesinin birden ortaya çıkmasıyla Erdoğan’ın zafer çığlıklarının duyulduğunu ve böylece 10 büyükelçinin Türkiye’de bu sayede kalabilecekleri yazdı.
Yazıda kullanılan başlıklardan birisi de “Bu olay Türk Amerikan ilişkilerine zarar verir miydi?”
Büyükelçileri sınır dışı etme tehdidi zaten kritik ve sorunlarla dolu olan Türk-Amerikan ilişkilerine büyük bir zarar verecekti. Cook, “New York’ta yapılan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında Joe Biden ile görüşemeyen Erdoğan, Amerikan basınına verdiği röportajda da Biden ile aralarının iyi olmadığından bahsettiğini” yazdı. S-400 sorun NATO ilişkilerinin tehlikeli bir aşamada olması, tam da bu sorunun yaşandığı zamana denk geliyordu.
Cook’un, CFR için kaleme aldığı yazıda büyükelçi kriziyle birlikte ele aldı diğer konu Türk Hava Kuvvetlerine alınacak yeni F-16 ve F-35 projesi için Türkiye’nin katkıda bulunduğu 1.4 milyar dolardı. F-16 alımlarıyla bu 1.4 miyar doların telafi edileceği Cook’un yazısında dile getiriliyor.
KONGREDE DURUM NE
Ve Steven A. Cook da birçok gözlemcinin belirttiği gibi Kongre’nin F-16 satışına da sıcak bakmadığını ve onay vermeyeceğini söylüyor. Amerikan Kongresi’nde de hava Türkiye aleyhine. Bir grup Kongre üyesinin Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a yazdığı mektupta Türkiye’ye 16 satışının engellenmesi isteniyordu. Cook da yazısında bunu dile getiriyor ve Türkiye’nin envanterindeki silahları sıralıyor. Ve diyor ki F-16 satışı Türkiye2nin Savunma Sanayii Başkanlığı’na uygulanan Amerika’nın Düşmanlarına Karşı Mücadele Yasası CAATSA kapsamına giriyor.
Cook burada yanılıyor. Çünkü Trump’ın uygulamaya koyduğu yaptırımlarda F-16 şartı bulunmuyor. Ama bu hiç bulunmayacak anlamına da gelmemeli. Amerika’nın Ankara Büyükelçisi David Satterfield’in açıklamalarına bakalım. Satterfield, "Ocak ayı sonunda yürürlüğe giren Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için Türkiye'nin S-400'e sahip olmamasını şart koşuyor. Bu yeni ve daha katı bir yasal zorunluluk ve bu bir ABD yasası" açıklamasını yapmıştı.
GÜLEN İÇİN “DİN ADAMI” DEDİ
Trump, Erdoğan’ı memnu etmek için CAATSA yatırımlarının en zararsız maddelerini uyguladı. Aslında onlar bile Türkiye’ye büyük zararlar verdi. Ama Türkiye S-400 sevdasından vazgeçmezse bu yaptırımların Türkiye’ye daha büyük zararlar veren maddeleri de Biden hükümeti tarafından yürürlüğe girebilecek. Ki bunu Trump’ın eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da dile getirmişti.
Türkiye ve Amerika arasında bir çok sorun var. Steven A. Cook, FETÖ lideri Fettulah Gülen’in iadesi, Türkiye’nin Suriye’de aşırı cihatçı güçleri desteklemesi, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin tavrı, Türkiye-Washington arasındaki buzların erimesine engel oluyor. Cook’un Gülen için “Müslüman din adamı” demesi de dikkat çekiyor.
KAVALA NEDEN HEDEFTE
Peki, Erdoğan neden Kavalayı bir tehdit olarak görüyor?
Cook’a göre Kavala, Erdoğan için bir tehdit değil ama Kavala ve onun gibi isimler Türkiye’de uzun süreli var olma çabalarına karşı gösterdiği bir tehdit. Cook’a göre Kavala “Kürt hareketini” destekliyor. Hatta Kavala bir liberal olarak AKP’nin kurulduğu ve Meclis’e girdiği günlerde onları destekliyordu.
Ama Erdoğan hem Kürtleri he de Kavala gibi liberalleri son 10 yıllık iktidarında reddetti ve onlardan uzaklaştı. Bu tespitleri Steven A. Cook yapıyor. Kavala’nın tehdit gösterilmesi bir gerçeği gizlemiyor; o da kötüleşen ekonomi.
Steven A. Cook, Osman Kavala’nın serbest bırakılması için Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye Kasım ayı sonuna kadar süre tanıdığından da bahsediyor ve serbest kalmaması durumunda Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye karşı “ihlal davası” açabileceğini söylüyor. ve sonuçta da Avrupa Konseyi, Türkiye’nin oy hakkını askıya alabileceği gibi Konsey üyeliğini de askıya alabileceğini dile getiriyor.
CFR yazarı Steven A. Cook detaylara girmeden bir durum tespiti yapmış. Bana göre Erdoğan Avrupa Konseyi’nin alacağı karar direnemez. Osman Kavala ve hatta bir sonraki aşamada Selahattin Demirtaş’ın da serbest kalmasına şahitlik edebiliriz.
CFR NEDEN ÖNEMLİ
Peki, Cook’un yazısının yayımlandığı CFR neden önemli?
Kısa adı CFR olan bu kurumun açık adı Dış İlişkiler Konseyi... CFR'ın merkezi New York'ta bulunmasına rağmen başkent Washington'da çok büyük etkisi var... Kâr amacı gütmeyen CFR'ın 5 bine yakın üyesi bulunuyor. Kurumun üyeleri arasında ünlü ve etkili politikacılar, eski ve yeni dışişleri bakanları, banka ve önemli şirketlerin yöneticileri ve CIA yöneticileri bulunuyor... CFR'ın yayın organı ise tüm dünyada yakından takip edilen Foreign Policy dergisi...
CFR'ın üyelik yapısı da enteresan... Örnek olarak Sedat Peker'in 40 yaş altını işaret ederek, "Türkiye'yi sizler yöneteceksiniz" ifadelerinin CFR'da karşılığı var. CFR iki çeşit üye kabul ediyor. Biri ömür boyu üyelik diğeri ise 5 yıllık üyelik... Ömür boyu üyelik için istenen şart; var olan bir daimi üye tarafından yazılı olarak önerilmesi ve 3 üyeden referans alması... 5 yıl süreyle üye olmak için ise 30 ile 36 yaş aralığında olunması gerekiliyor. Amerikan vatandaşları ve Green Card üzerinden ABD vatandaşlığı alanlar başvurma hakkı kazanabiliyor.
CFR'ın bir diğer özelliliği ise yönetim yapısının da enteresan olması. Yönetim yapısını iştirakler, iştirakçiler, Başkanlık Grubu ve Kurucular oluşturuyor. CFR, Amerikan dış politikası üzerine ürettiği politikaları bu gruplar üzerinden Amerika'nın aktif siyasetçilerine ve önemli isimlerine anlatıyor. Ama asıl önemli işlevi dünya liderleri ve yöneticileri ile yaptıkları ufak, az katılımlı toplantılar...
Foreign Policy dergisinde çıkan yazılar CFR yönetimi tarafından da benimseniyor. Bunlar ince ince işlenen politikalar...
CFR'ın başındaki isim ise 10 parmağında 100 marifet bulunan David M. Rubenstein... Amerikan Senatosu'nda da görev yapan Rubenstein, Biden yönetiminin iç ve dış politikasına yön veren Brookings Enstitisü'nün de bir üyesi…
RUSYA İLE KÖTÜYE GİDEN İLİŞKİLER
Ukrayna’nın Rusya’ya karşı Türkiye’den satın aldığı SİHA’ları kullanması, İdlip’de Rusya ile ters düşmesi karşısında Erdoğan’ın sığınacağı sıcak liman yine ABD olacaktır. Büyükelçiler krizinde hesap edilmeyen ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Jeff Flake’in oynayacağı rol de önemli olacaktır. Ve Erdoğan asıl Jeff Flake Ankara’da göreve başladığında ona karşı alacağı tavırla Türk Amerikan ilişkilerine yön verecek. Jeff Flake, bir şahin olarak geliyor. Cumhuriyetçi de olsa Trump’ın Türkiye ilişkilerini savunmayan, sözde Ermeni soykırımına destek veren, S-400’lerin Türkiye’de olmasını istemeyen, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki politikasına karşı gelen ve Türkiye’nin Kürtlerle ilişkilerinde Kürtlere yakın duran bir isim olarak görevine başlayacak.
Serdar Cebe
Odatv.com