Oğuzhan Asiltürk’ün vefatının ardından Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu’nun da başına seçilen Temel Karamollaoğlu saraya gitti. 2 saat 20 dakikalık bir görüşme oldu. Saray iktidarının küçük ortağı MHP’nin  Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile en fazla yarım saat, 40 dakika  Erdoğan ile görüşebilirken bu kadar uzun bir sürede neler konuşulmuş olabilir?..  Tabii ki, yanıt aranan soruların en başında “Acaba Saadet Partisi Cumhur İttifakı’na meyil ediyor mu?” var…

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,  YİK’in de başına gelerek milli görüşün de lideri oldu. Artık bir değil iki şapkası birden var. Saraydaki uzun görüşme öncesinde kameraların önünde yaşanan koltuk krizine (Erdoğan, elini sıktığı Karamollaoğlu’nu yanındaki tekli koltuk yerine biraz daha uzakta bulunan üçlü koltuğa yönlendirdi) girmeyeceğim. Siyasi görüşlerine katılmasam da Temel Karamollaoğlu devlet tecrübesi olan, entelektüel, kibir ve enaniyetten uzak bir siyaset insanıdır. O nezaketsizliğe rağmen görüşmeye devam etti. Karamollaoğlu’nun hoşgörü katsayısı çok yüksektir.

Çok önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırmamak gerekir. 2018 seçimlerinde Millet İttifakı’nın bir parçası olan Saadet Partisi yüzde 100 uyumla hareket etmiyor. Kendine has çizgisini korumaya özen gösteriyor. Bunu, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığı ve HDP’ye karşı daha güler yüzlü olması ile örnekleyebiliriz. Temel Karamollaoğlu, Millet İttifakı’nın paydaşları CHP ve İYİ Parti’nin aksine güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisinde de biraz farklı bir çizgide duruyor. Karamollaoğlu, kavramdan daha çok kuvvetler ayrılığında ve bunun daha güçlendirilmesi gerektiği üzerinde ısrar ediyor. Yani, başkanlık sistemi devam edebilir ancak parlamenter sistem ve kuvvetler ayrılığı güçlendirilmeli…

İşte, sarayda gerçekleşen 2 saat 20 dakikalık görüşmeye bu gözle bakılmalı. Görüşmenin ardından açıklama yapan Temel Karamollaoğlu, “Bazı noktalarda aynı fikirleri bazı noktalarda da farklı fikirleri belki taşıyoruz ama çok dostane güzel bir görüşme oldu. Onun ötesinde de söyleyecek başka bir şey bulamıyorum” dedi. Eminim… Karamollaoğlu eleştirilerini gayet nazik bir üslupla Erdoğan’ın yüzüne söylemiştir. Ancak, ipucunu da açık vermiş; anlaştıkları noktalar da var…

★★★

“Tayyip Erdoğan, Temel Karamollaoğlu’ndan başkanlık sisteminde bazı düzenlemeler yapılması, parlamentonun ve kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi doğrultusunda Millet İttifakı’nın ikna edilip masaya oturtulması için aracı olmasını rica etmiş olabilir mi?”

Temel Karamollaoğlu’nun  “Her konuyu konuştuk” demesi çok açık değil ama çok önemli bir cümle. Neler getireceğini de herhalde önümüzdeki günlerde göreceğiz. Karamollaoğlu’nun,  dinlediklerinin ardından Tayyip Erdoğan’ın içinde bulunduğu çok sıkışık duruma çok üzüldüğünü de tahmin edebiliyorum. Ancak, görüşme sonrasında 2 saat 20 dakikanın oralarda nasıl yankılandığına baktığım CHP ve İYİ Parti koridorlarında hakim olan hava şu:

“Temel Karamollaoğlu kesinlikle o tarafta yer almaz”

★★★

Buraya kadar kendi izlenim ve kulislerimi aktardım. Şimdi de siyasetin tecrübesine kulak verelim.  Temel Karamollaoğlu’nu da çok yakından tanıyan AKP eski İstanbul Milletvekili Emin Şirin’den 2 saat 20 dakikayı değerlendirmesini istedim. Şirin, “Temel Karamollaoğlu, Türk siyasetinde Devlet Bahçeli ile birlikte en tecrübeli devlet umuru görmüş kişilerden biri “ diyerek sözlerine başladı ve şöyle devam etti:

“Temel bey, konuşmalarında siyasi kamplaşmanın Türkiye’nin en önemli meselesi olduğunu vurguluyor. Terbiyeli üslubunu bozmadan Erdoğan’ın icraatlarını da şiddetli bir şekilde tenkit ediyor. Bu duruma rağmen Tayyip Erdoğan, Temel Karamollaoğlu ile 2 saat 20 dakika gibi bir görüşmeyi yaptı. Temel beyin açıklamalarına göre de bu görüşmede mutabık kalınsın kalınmasın her konu görüşülmüş. Anlaşıldığı kadarıyla Erdoğan bu toplantıdan istifade etmiş. Şimdi şu soruyu sormak lazım:

★★★

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ahlaksız bir küfür üzerinden siyasi rant sağlamaya çalıştığı şu günlerde, tansiyonu düşürecek bir adım atacağına ihtimal vermiyorum. Tayyip Erdoğan’ın geçmişte, CHP’li Deniz Baykal’a vaatlerini de bilirim… Partisini kapattırıp AKP’ye aldığı Numan Kurtulmuş’a vaatlerini de… Daha çook örnekler sıralayabilirim… İşine geldiğinde, işine geldiği gibi kullanıp sonra da “Ne yapalım olmadı“ diyerek elde ettiği siyasi rant ile yoluna devam etmek bir Tayyip Erdoğan klasiğidir!..

Bakalım,  Temel Karamollaoğlu ne yapacak?..

https://www.korkusuz.com.tr/erdogan-karamollaogluna-aracilik-onerdi-mi.html

AHMET TAKAN / KORKUSUZ