Erdoğan Suudi Arabistan Ziyareti İçin Tarih Vermedi

'‘Mart ayında İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ziyareti öngörülüyor, olumlu karşılıyoruz’’

Erdoğan Suudi Arabistan Ziyareti İçin Tarih Vermedi




Erdoğan Suudi Arabistan Ziyareti İçin Tarih Vermedi

Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında Suriye iç savaşının ilk yıllarında baş gösteren ve 15 Temmuz darbe girişimi sırasında büyüyen sorunlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki gün süren Abu Dabi ziyareti sonrası büyük ölçüde aşılmış görünüyor.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde ülkenin en güçlü ismi olarak kabul edilen Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed Bin Zayid ve Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed Bin Raşid Al Maktum’la görüşen Erdoğan, dönüş uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlarken ‘‘İşbirliğimizde, son dönemde sağlanan ivmeyi muhafaza etmek ve ileri taşımak konusundaki iradenin karşılıklı olduğunu memnuniyetle müşahede ettik. Ortak çıkarlarımız ve bölgemizin istikbali için bu gayreti, karşılıklı saygı ve güven temelinde sürdürmekte kararlıyız’’ sözleriyle BAE’yle Türkiye arasında yeni bir dönemin başlamış olduğunu da teyit etti.

'‘Mart ayında İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ziyareti öngörülüyor, olumlu karşılıyoruz’’

Türkiye’nin Ortadoğu’daki ilişki güncellemesi Birleşik Arap Emirlikleri’yle sınırlı değil. Özellikle Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası ilişkilerde sorunlar yaşanan Suudi Arabistan’la 2010 yılındaki Mavi Marmara operasyonundan beri sorun yaşadığı ve 2018’de karşılıklı olarak büyükelçileri çektiği İsrail’le de Türkiye’nin yeni bir sayfa açmaya hazırlandığı biliniyor.

Erdoğan, gazetecilerin soruları üzerine Şubat ayında yapacağı öne sürülen Suudi Arabistan ziyareti hakkında ise yine tarih vermedi.

Cumhurbaşkanı, ‘‘Biz Suudi Arabistan’la da olumlu diyalogumuzu sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde somut adımlarla ilerleme arzusundayız. Suudi Arabistan’la bu süreci olumlu istikamette geliştirelim istiyoruz. İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog’la da muhtelif vesilelerle olumlu telefon görüşmeleri gerçekleştirmiştik. Kendisinin Mart ayında ülkemize bir ziyareti öngörülüyor. Tabii bu ziyareti olumlu karşılıyoruz. İnşallah uzun bir aradan sonra böyle bir adımın atılması Türkiye-İsrail ilişkileri açısından iyi olacaktır’’ dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ın Tel Aviv’e giderek muhataplarıyla İsrail Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ziyareti öncesi hazırlık toplantısı düzenlediklerini de ifade etti.

Zelenski’den üçlü görüşme için onay alan Erdoğan, Putin’le telefonda görüşecek

Cumhurbaşkanı, Rusya’yla Ukrayna arasında devam eden krizde Türkiye’nin ‘‘üçlü görüşme’’ yapma pozisyonunu koruduğunu da dile getirdi.

Erdoğan, ‘‘Sayın Zelenski, kendisiyle yaptığımız görüşmede, ‘Putin, Zelenski, Erdoğan’ olarak yapılacak üçlü bir görüşmeye olumlu yaklaştığını ifade etti. Sayın Putin’in de bu konuya olumlu yaklaşması halinde, İstanbul veya Ankara’da biraraya gelmeyi inşallah gerçekleştirebiliriz. Bu arada da Sayın Putin’le, telefon diplomasisi yapmak suretiyle buna nasıl baktığını kendisinden öğrenmek isteyeceğim. Buna göre de işi takip etme gayreti içerisinde olacağız. Zira bölgede gerçekten bir savaş çıkması hayra alamet değildir. Böyle bir şey, bölgenin sağlığı açısından isabetli olmaz. Sayın Putin ve Macron’un görüşmesinde ortaya çıkan görüntünün ne anlama geldiği hususunda bizim ilave bir yorum yapmamıza esasen gerek bulunmuyor. Biz Ukrayna-Rusya arasındaki krizin diplomatik ve barışçıl yollarla çözüme kavuşması için üzerimize düşen sorumluluğu samimi bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Gerek Sayın Putin’le gerek Sayın Zelenski’yle yakın bir diyalog ve işbirliği içindeyiz. Bunun tansiyonun düşürülmesi için kullanılabilecek önemli bir imkan olduğunu düşünüyorum’’ dedi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ve Cumhurbaşkanı Erdoğan
Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ve Cumhurbaşkanı Erdoğan

‘‘Ege adalarındaki askeri faaliyetlere sessiz kalmamız mümkün değil’’

Erdoğan, Türkiye’yle Yunanistan arasında Ege adalarının silahsızlandırılması nedeniyle yaşanan gerilime de değindi.

Cumhurbaşkanı, ‘‘Silahsızlandırılmış statüde bulunan adalarda anlaşmalara aykırı olarak yürütülen askeri faaliyetlere sessiz kalmamız mümkün değil. Nitekim bu konuyu BM’nin gündemine taşıdık. Önümüzdeki dönemde de gündemde tutmayı sürdüreceğiz. Bu konuda ayrıca bakanımız bunlara bir uyarıda bulundu. Fakat Yunanistan’ın bu işi böyle devam ettirmesi halinde tabii ki gerekli olan neyse bu uyarıyı biz de en üst düzeyde yaparız. Çünkü malum, adalar konusu hep tartışmalıdır. Bizi bu tartışmalı konuları gündeme getirme mecburiyetinde bırakabilirler. Bunun için de bakanım, bizi bu konuları tartışmaya açmak zorunda bırakmasınlar diye onlara alt düzeyden bir uyarı yaptı. Hayırlı da oldu’’ dedi.

‘‘Geçici yönetim doğru değil, Libya’da adam gibi seçim yapılmalı’’

Libya’da devam eden kriz de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruldu. Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri’yle başlattığı sürecin, Libya’daki pozisyonunu etkilemeyeceğine işaret eden Erdoğan, suikaste uğrayan Başbakan Abdulhamid Dibeybe’yle de onun yerine başbakan seçilen Fethi Başağa’yla da Türkiye’nin iyi ilişkileri olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı, ‘‘Şu anda Libya’da bizim geri durmamız sözkonusu değil. Libya’ya başından itibaren elimizden gelen her türlü desteği nasıl verdiysek, bundan sonraki süreçte de elimizden gelen desteği vermeye gayret edeceğiz. Bütün mesele, Libya’da liderler seviyesinde bir süreci takip etmek mi, yoksa Libya halkının müreffeh, huzurlu bir geleceğini sağlayacak bir seçime yardımcı olmak mı? Biz ikinciyi tercih ediyoruz. İstiyoruz ki öyle bir seçim yapılsın ki bu seçimle beraber Libya halkı, hakikaten istediği, arzu ettiği bir yönetim biçimine kavuşsun. Şu anda bunun arayışı içerisindeyiz. Tabii Sayın Dibeybe’ye karşı yapılan girişim üzücüdür. Diğer taraftan burada Fethi Başağa da adaylığını açıkladı. Bizim Fethi Başağa’yla olan münasebetlerimiz iyidir. Öbür tarafta Dibeybe’yle de iyidir. Bunun yanında yine Halid el-Mişri’yle de münasebetlerimiz iyidir. Fakat burada bir geçici yönetim mantığı var. Bu geçici yönetim mantığında da işte 1,5 yıllık bir hükümet kurulsun deniliyor. Ben böyle bir yaklaşımı Libya için doğru bulmuyorum. Burada adam gibi bir seçim yapılmalı ki Libya bu noktada güçlü bir yönetim kadrosuyla uzun süreli bir adımı atmış olsun’’ dedi.

voa