Erdoğan ve Putin İdlib'de ateşkeste uzlaştı
Erdoğan ve Putin Moskova'da ortak basın toplantısı düzenledi
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, İdlib'de ateşkes sağlanması konusunda uzlaşma sağladı. Erdoğan ateşkesin bu gece yarısı yürürlüğe gireceğini açıkladı.
Erdoğan ve Putin Moskova'da ortak basın toplantısı düzenledi
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'de Türk askerlerinin hayatını kaybetmesi üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile rejime bağlı güçler arasında tırmanan gerginliği yatıştırmak üzere Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Moskova'da bir araya geldi. Yaklaşık 5 saat 40 dakika süren görüşme sonrasında ortak bir basın açıklaması yapan iki lider, İdlib bölgesinde ateşkes sağlanması ve M4 karayolu çevresinde güvenli bir koridor tesis edilmesi yönünde uzlaşmaya varıldığını açıkladı.
Moskova'da görüşmeler sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında bu yıl içinde Erdoğan ile üçüncü görüşmeyi gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Rusya Devlet Başkanı Putin, Suriye meselesinde Türkiye ile Rusya arasında görüş ayrılıkları olsa da her zaman uzlaşmayı başardıklarını söyledi. "Bugün de böyle oldu" diyen Putin, "Astana formatı çerçevesinde çalışmaları devam ettirme niyeti olduğunu bir kez daha teyit ediyoruz" dedi. Terör örgütleriyle mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Putin, "İdlib bölgesinde ateşkesin, çatışmaların durdurulmasına vesile olacağını ve sivillerin acılarını dindireceğini" ifade etti.
Erdoğan: 00.01 itibarıyla ateşkes yürürlüğe girecek
Putin'e "nazik daveti için teşekkür" eden Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Samimi diyalog kapsamında benzer ve farklı görüşte oldukları konuları" görüştüklerini söyledi. Erdoğan, bu görüşme sonucunda aldıkları kararı "En kısa sürede ateşkesi gerçekleştirecek ardından birlikte gerçekleştireceğimiz adımları atacağız. Bu gece 00.01 yani gece yarısı itibarıyla ateşkes yürürlüğe girecektir" sözleriyle ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin "Bu süreçte rejimin yapabileceği her türlü saldırıya tüm gücüyle ve tüm sahada cevap verme hakkının saklı" olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu noktaya nasıl gelindiğini anlatan Erdoğan, 2018'de Soçi'de sağladıkları mutabakatla İdlib'de "nispi istikrarı" sağladıklarını, ancak Suriye rejiminin geçen Mayıs ayından beri yoğunlaşan saldırılarıyla "İdlib'de tesis edilen sükunetin bozulduğunu" ifade etti. Erdoğan, "Gelişmelerin birinci sorumlusu rejimdir" dedi.
"Bu bölgede yaşayan 4 milyon insanın tamamının terörist olarak ilan edilip ağır bombardımana maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir" diyen Erdoğan, Birleşmiş Milletler verilerine göre 1,5 milyon kişinin Suriye sınırına yığıldığını da ifade etti. Erdoğan sözlerini "Türkiye de böyle bir tehdit karşısında eli kolu bağlı kalacak değildir" şeklinde sürdürdü.
Bunun üzerine İdlib'e takviye askeri birlikler göndermek zorunda kaldıklarına işaret eden Erdoğan, "Rejimin askerlerimizi hedef alan saldırganlığıyla yaşanan üzüncü hadiselerin ardından yeni bir statünün oluşturulması kaçınılmaz hale geldi" şeklinde konuştu. Rusya ile çalışmaları sürdüreceklerini ifade eden Erdoğan, "Bizimle hemfikir olduğuna inandığımız Rusya'nın rejimin iş birliğimizi zedeleyecek eylemlerine göz yummayacağına inanıyorum" dedi.
Üzerinde uzlaşma sağlanan ortak metin
Erdoğan ve Putin'in açıklamalarının ardından Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, varılan uzlaşma metnin açıkladı.
Üzerinde uzlaşmaya varılan "İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Muhtıraya Ek Protokol" adlı metnin maddeleri şöyle:
- İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi'deki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler 6 Mart Perşembe saat 00.01'den itibaren durdurulacak.
- M4 karayolunun kuzeyinde 6 kilometre ve güneyinde 6 kilometre derinliğinde güvenli bir koridor tesis edilecek.
- Türk ve Rus devriyeleri, 15 Mart'ta M4 karayolunun Trumba'dan (Serakib'in batısı) Ain-Al-Havr'a kadar olan kesimi boyunca başlatılacak.
Metinde ayrıca, Suriye'de krize, Suriyelilerin öncülüğünde, Birleşmiş Milletlerin katkıları ile siyasi olarak çözüm sağlanabileceğinin altı çizildi. Bölgede "terörist olarak" tanımlanan grupların ortadan kaldırılması yönünde kararlılığa vurgu yapıldı. Ayrıca, sivillerin korunmasının, insani krizin tırmanmasının önlenmesinin ve Suriye'de yerlerinden edilen kişilerin evlerine dönebilmelerinin önemi vurgulandı.
Deutsche Welle Türkçe