Erdoğan'ın veto kararının altında ne yatıyor?

203'ü AKP, 14'ü MHP olmak üzere 217 milletvekilinin oylarıyla yasalaştı.

Erdoğan'ın veto kararının altında ne yatıyor?




Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu göreve geldikten sonra ilk veto hakkını, Dijital Hizmet Vergisi Yasası'nın "termik santrallere filtre takılması" zorunluluğunu yaklaşık 2,5 yıl erteleyen 50. maddesi için kullandı.

Edinilen bilgiye göre, MYK toplantısında düzenlemeyi onaylamayacağını söyleyen Erdoğan, parti yöneticilerinin düzenlemeyle ilgili gösterdiği gerekçelerle de ikna olmadı ve "Siz bir düzenleme yapmışsınız, ama yine uymazlar, artık ne olacaksa olsun" diyerek kararını açıkladı.

Vetoya giden süreci, AKP içinde düzenlemeye karşı olan bazı milletvekillerinin Erdoğan'la yaptıkları görüşmeyle ikna etmelerinin hazırladığı belirtilirken; muhalefete göre, termik santral olan yerlerde yaptırılan kamuoyu anketlerinde AKP oylarının erimesi belirleyici oldu. Veto hamlesi, Erdoğan'ın başkanlık sistemiyle ilgili yöneltilen "tek adam" eleştirilerinin önünü kesmeye dönük yeni siyaset stratejisinin adımı olarak da görülüyor.

Erdoğan'ın veto kararı, düzenlemeye karşı çıkan muhalefet ve genel olarak kamuoyu ve çevreciler tarafından "göstermelik" bulunsa da memnuniyet yarattı. Asıl şaşkınlık yaratan ise veto açıklamasının hemen ardından, aralarında Kahramanmaraş Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın da olduğu çok sayıda AKP milletvekilinin sosyal medya hesaplarından "teşekkür" mesajları paylaşması oldu.

Zira söz konusu düzenlemeyle ilgili önergeyi veren AKP milletvekilleri, bu süre uzatımının gerekliliğini şiddetle savundu ve düzenleme 203'ü AKP, 14'ü MHP olmak üzere 217 milletvekilinin oylarıyla yasalaştı.

MYK'de açıkladı

Edinilen bilgiye göre Erdoğan, özelleştirilen 15 termik santral işletmecisine, filtre takılması konusunda süre uzatımı öngören düzenlemeyi veto edeceğini partisinin hafta başında yapılan MYK toplantısında açıkladı.

Bunun üzerine bazı MYK üyeleri termik santrallere filtre takılmasının 2-3 yıllık bir süre aldığını, erteleme yapılmaması halinde termik santrallerin faaliyetinin durmasıyla yaklaşık 10 bin kişinin işsiz kalacağı ve banka kredisiyle alınan santrallerin, filtre maliyetinin yüksek olması nedeniyle ödeme güçlüğü içine düşecekleri gerekçesiyle erteleme düzenlemesi yapıldığı bilgisini verdi.

Ancak Erdoğan, geçmişte de süre uzatımı sağlandığını ve şirketlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini anımsatarak "Bunlara artık zaman vermenin mantığı yok. Siz bir düzenleme hazırlamışsınız ama buna da uymazlar. Biz o kadar çevre ile ilgili hassasiyet taşıdığımızı söylüyoruz, ama değişen bir şey yok, süre de tanısak yapmazlar" mesajıyla kararında ısrarlı oldu.

Bunun üzerine MYK toplantısının ardından parti sözcüsü Ömer Çelik, Erdoğan'ın kararını kamuoyuna duyurdu.

Ömer Çelik

Ömer Çelik

Parti kaynaklarından edinilen bilgiye göre Erdoğan, süre uzatımı isteyen bazı santral sahiplerine de olumsuz yanıt verdi ve yasal yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediği için "kızgınlığını da ifade etti".

Karşı çıkanların kulisi mi etkili oldu?

AKP'li kaynaklara göre veto kararında, yasama sürecinde Erdoğan'a yeterince bilgi verilmemesi ve parti içinde bu düzenlemeye karşı çıkan ancak "parti disiplini" gereği ret oyu kullanamayan bazı milletvekillerinin yürüttükleri "kulis faaliyetleri" etkili oldu.

Söz konusu milletvekili ve partililerin Erdoğan'la bizzat görüşerek, itiraz gerekçelerini ilettiği belirtiliyor. Bir parti yönetici, Erdoğan'ın neden daha önce uyarıda bulunmak yerine veto yöntemini tercih ettiği yönündeki sorumuza şu yanıtı verdi:

"Elbette bazı zorlandığımız konularda rasyonel çözüm için konuşuyoruz ama her zaman bu mümkün olmuyor çünkü Türkiye'nin birçok sorunu var ve her konuda detaylı bilgi vermek mümkün değil. Filtre konusu genel çerçevede anlatıldı, değerlendirdik.

"Bu düzenlemeyle ilgili müzakere sürecinde zaten bazı arkadaşlarımız itiraz etti, karşı çıktı. Ama sonuçta ağır basan görüş, termik santraller konusunda bazı tahdit ve sınırlamalar koyarak, süre uzatılması yönünde oldu ve Meclis'ten geçti. Arkadaşlarımız da parti disiplini çerçevesinde oy verdi. Ama herhalde itiraz eden arkadaşlarımız içinde kendisiyle görüşenler, itirazlarını anlatanlar etkili oldu ki Cumhurbaşkanı böyle bir tercihte bulundu."

Erdoğan'ın yeni stratejisi mi?

Siyasi kulislerde yapılan bir başka yoruma göre Erdoğan'ın veto çıkışı, başkanlık sistemiyle ilgili yöneltilen "tek adam" eleştirilerinin önünü kesmeye dönük siyaset stratejisinin adımlarından biri.

AKP kulislerinde "Vetoyu sindirmemiz lazım" esprilerine de yol açan veto kararının aslında muhalefetin çok eleştirdiği "başkanlık" ya da iktidar partisinin tanımlamasıyla "cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağlıklı işlediğinin de göstergesi."

Zira yaklaşık 1,5 yıldır uygulamada olan başkanlık sisteminin oturmadığı konusunda sadece muhalefet değil, AKP içinde de uzun süredir rahatsızlık olduğu biliniyor.

Erdoğan

Cumhurbaşkanlığı ile Meclis arasında kopukluk olduğunu düşünen bazı AKP'liler, "Parlamento çok farklı, renkli bir yapı. Cumhurbaşkanı yürütmede tek olsun ama zaman zaman kendi partisiyle de çatışabileceği alanlar oluşsun. Bunu yönetimde istikrara gölge düşürecek bir yapı olsun anlamında söylemiyoruz ama iktidarı muhalefetiyle, yasamanın da kendi mührünü vurabileceği alanlar olmalı" görüşünü dile getiriyorlar.

Milletvekilleri ve parti yöneticilerinin bu görüşlerini ilettiği Erdoğan geçen yıl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında yeni sistemin aksaklıklarının düzeltilmesi konusunda bir çalışma başlatıldığını duyurmuştu.

Erdoğan'ın yasama sürecinde müdahale yerine, veto hakkını kullanmasının bir nedeni olarak da "sistemin farklı denetim mekanizmalarını çalıştırmak" olarak gösteriliyor ve "Sistemin sağlıklı işlemesi bakımından iyi bir uygulama. Bu da olmazsa Anayasa Mahkemesi var. Yani bir anlamda partimizin ve sistemin kendi içindeki denetim mekanizmalarının işletilmesi olarak da görülebilir" değerlendirmesi yapılıyor. Hatta ilerleyen süreçte, Erdoğan'ın veto mekanizmasına yine başvurabileceği belirtiliyor.

@avcahitozkan tarafından yapılan numaralı Twitter paylaşımını geçin

Av. Cahit ÖZKAN@avcahitozkan

Bir tarafta parlamentonun gücü, kuvveti, diğer tarafta da Cumhurbaşkanı'mızın yetkisi var.
Elbette yetkisini kullanacak.
İşte bu kuvvetler ayrılığıdır..
Bir türlü kabul etmeyenler için güçlü bir pratik oldu                    </div>

                    <!--Optional Url Button -->
                    
                    <!--Optional Url Button -->
                    
                    
                    <div class=

Etiketler: