Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağını Anayasa hukukçuları Independent Türkçe’ye değerlendirdi
Erdoğan’ın 3’üncü kez nasıl aday olabileceği kamuoyunda tartışılmıştı
Anayasa hukukçuları cevapladı: Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağına Cumhur İttifakı’nın değiştirmek istediği Anayasa Mahkemesi mi karar verecek?
Soylu’nun eleştirileri ile başlayıp Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’nde değişiklik yapılması önerisine Erdoğan’ın destek vermesiyle devam eden tartışmayı ve olası nedenlerini Anayasa hukukçuları Independent Türkçe’ye değerlendirdi
Her şey Anayasa Yüksek Mahkemesi’nin (AYM), "Şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez" hükmünü Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmesyle başladı.
İfade özgürlüğü vurgusu yapılarak alınan bu kararı eleştiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mahkeme başkanı Zühtü Arslan’a yönelik "Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım” diyerek eleştirmesi ikili arasında polemiğe neden oldu.
Arslan’ın “Eleştirebilmek için okuyup anlayabilmek lazım” sözlerine Soylu, Arslan’ın Polis Akademisi Başkanlığı döneminde mezun olup göreve alınan komserlerin yüzde 41’inin kendisi tarafından FETÖ bağlantılı oldukları iddiasıyla görevden alındıklarını söyleyerek cevap verdi.
Bahçeli, gündeme getirdi, Erdoğan destek verdi
İkili arasındaki polemiğin ardından MHP Lideri Devlet Bahçeli’den de bir çıkış geldi.
Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne göre yeniden düzenlenmesi gerektiği sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan “Parlemanto adım atarsa ben seve seve varım” sözleriyle destek geldi.
Kamoyunun bir kesiminde Cumhur İttifakı’ndan Anayasa Mahkemesi’ne artan eleştirilerin Erdoğan’ın 3. kere vumhurbaşkanlığına aday olup olamayacağı tartışmalarından kaynaklandığı iddiaları da ortaya atıldı.
Erdoğan’ın 3’üncü kez nasıl aday olabileceği kamuoyunda tartışılmıştı
Bir süre önce Anayasa Hukuku Uzmanı Prof.Dr.Süheyl Batum, iki dönemdir cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın Anayasa'ya göre üçüncü kez aday olabilmesinin tek yolunun meclisin erken seçim kararı almasıyla mümkün olduğunu, bunun dışında Erdoğan’ın aday olamayacağını öne sürmüş, çok sayıda anayasa uzmanı da bu görüşe destek vermişti.
Anayasa’ya göre meclisin 3/5 çoğunlukla erken seçim kararı alması ile Erdoğan’ın yeniden aday olmasının mümkün olduğu, ancak kendisinin erken seçim kararı alması halinde ya da görev süresinin bitiminde yeniden aday olmayacağı iddia edildi.
Meclisin erken seçim kararı alması için de en az 360 milletvekilinin imzası gerekiyor. Ancak Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısı 344’te kaldı.
Cumhur İttifakı’nın Anayasa Mahkemesi’ni hedef alan açıklamalarının ardından Anayasa Mahkemesi'nin Erdoğan'ın yeniden aday olmasında bir rolü olup olmayacağını anayasa hukuku uzmanlarına sorduk.
Prof.Dr. Mustafa Kamalak / Anayasa Hukuku Uzmanı
“CHP, Erdoğan’ın adaylığını Anayasa Mahkemesi’ne götüremez”
Kamalak, hukukçu kimliğinin yanı sıra Erdoğan’ın da içinden çıktığı Milli Görüş geleneğinden gelen ve Saadet Partisi’nde eski Başbakan Necmettin Erbakan’dan sonra genel başkanlık yapmış bir siyasetçi.
Kamalak, her şeyden önce kamuoyunda kimi çevreler tarafından dillendirilen bir yanlışlığı düzelterek CHP’nin veya herhangi bir partinin Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağı konusunu Anayasa Mahkemesi’ne götüremeyeceğini söyleyerek şöyle konuştu:
CHP, bu konuda Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olması konusunu Anayasa Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle engelleyemez. Kimin Anayasa Mahkemesi’ne hangi şartlarda, nasıl, ne zaman başvuracağı anayasada belirtilmiştir.
"Seçimler normal yapılırsa Erdoğan üçüncü defa aday olamaz"
“Seçimler normal zamanda yapılırsa Erdoğan üçüncü defa yeniden aday olamaz” diyen Kamalak, şu iddiaları dile getirdi:
Bir tek Anayasa’nın 116. maddesinin 3.’üncü fıkrasında bu konuda bir istisna var. Eğer meclis erken seçime karar verirse ikinci dönemini yapmakta olan cumhurbaşkanı yeniden aday olabilir deniyor. TBMM’nin erken seçime karar verebilmesi için 360 milletvekiline ihtiyaç var. AKP’nin ve MHP’nin sayısı 360 bulmuyor.
“Önümüzdeki süreçte milletvekili transferleri olabilir”
Erdoğan’ın yeniden aday olması için 360 milletvekilinin oyu ile meclisin erken seçim kararı alması gerektiğini söyleyen Kamalak’ın bir öngürüsü de var.
Bu nedenle benim kanaatime göre önümüzdeki süreçte mecliste bir takım hareketlilikler olabilir, milletvekili transferi gibi. Nitekim bunun örneklerini yaşadık. 28 Şubat sürecinde DYP’yi paramparça etmişlerdi. Bir takım hareketlilik yine olabilir. Sizler daha iyi tahmin edersiniz. Benim şu parti üzerinde oyun oynanır demem şık olmaz. Oradaki arkadaşlara haksızlık olur. Ama geçmişte bunun örnekleri yaşandı.
“Başkanlık sistemi geldi ama anayasa değişmedi. İki dönem şartı duruyor”
Kamalak, Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağının Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) görev kapsamında olduğunu belirtti.
Kamalak, ayrıca iktidara yakın bazı kişilerce dile getirilen “Yeni bir sisteme geçtik. Bu nedenle Erdoğan’ın birinci dönemi olan parlamenter sistem içindeki görevi değil Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonraki seçildiği dönem ilk dönemi sayılır. Bu nedenle erken seçim kararı almadan da ikinci kez aday olabilir” iddiasına şöyle cevap verdi:
Anayasa gayet açık. Yeni bir sisteme geçtik ama yeni bir anayasa’ya kavuşmadık. Mevcut anayasada bazı rötuşlar yapıldı ama cumhurbaşkanıyla ilgili iki dönem şartı orada duruyor. Halen 1982 Anayasası yürürlükte. Anayasanın 17. maddesinde bazı değişiklikler yapıldı ve başkanlık sistemine geçildi, doğru ama orada geçici madde konulsaydı örneğin cumhurbaşkanı için iki dönemlik süre uygulanmaz denseydi dedikleri olabilirdi ama böyle bir geçici madde yok ki.
“CHP, YSK’ya da başvuramaz”
Kamalak, “CHP, o durumda YSK’ya başvurabilir mi?” sorusuna da “CHP, YSK’ya da başvuramaz. Anayasayı değiştirmediler ki. YSK, anayasanın 116. maddesini askıya mı alacak ki? Anayasa net olarak belirtmiş görüşlerini” diyerek sözlerini bitirdi.
“Her türlü denetim mekanizmasına tahammülsüzlüğün işareti”
Özbudun, 12 Eylül 2010 yılındaki referandumu ile kabul edilen anayasa değişikliklerinin hazırlanmasında görüşleriyle etkili olmuştu.
Özbudun’a Cumhur İttifakı’nın Anayasa Mahkemesi’ne yönelik son çıkışlarını cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili görmediğini söyleyerek şu eleştiride bulundu:
Fevkalede hatalı ve yanlış bir çıkış. Anayasa Mahkemesi, demokraside en önemli denetim mekanizmalarından biridir. Ben eleştirileri her türlü denge ve denetim mekanizmalarına karşı bir tahammülsüzlüğün işareti olarak görüyorum.
“Meclisin erken seçim kararı alabileceğini sanmıyorum”
Erdoğan’ın yeniden aday olması için anayasaya göre meclisin 3/5’inin erken seçim kararı alması gerektiğini söyleyen Özbudun, “Ben böyle bir şeyin gerçekleşeceğini sanmıyorum. Diğer partiler böyle bir teklifi kabul etmez. Dolayısıyla şimdiki tartışmaları bir propaganda ve gündemi değiştirme çabası olarak görüyorum” diye konuştu.
“Anayasa metinleri çok açık. YSK da aksine bir karar veremez”
Anayasa Mahkemesi’nin Erdoğan’ın aday olup olamayacağına yönelik bir başvuruyu görüşme gibi yetkisi olmadığını söylen Özbudun, “Gelirse de benim yetki alanım dışında diye karar vermesi lazım. Bu konuda YSK, kararı verecek. Anayasa metinleri de çok açık. YSK’da aksine bir karar verirse tamamen anayasa dışı davranmış olacak. Tereddüte yol açacak bir hüküm yok. Erdoğan, tekrar aday olamaz. Tek bir istisnası var. 5/3 çoğunluk ile Meclis’in erken seçime karar verirse” dedi.
“Bu kadar Anayasaya aykırılık yapılırsa yapacak bir şeyimiz yok”
“YSK, erken seçime gerek görmeden Erdoğan’ın görev süresinin bitiminde de aday olabileceği yönünde karar verirse buna karşın itiraz edebilecek bir kurum var mı” şeklinde sorumuza da Özbudun şöyle cevap verdi:
YSK kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvuru imkanı mevcut değil. Bu kadar Anayasa’ya aykırılık yapılırsa yapabileceğimiz bir şey yok ama her şeye rağmen yapamaz sanıyorum.
Doç.Dr.Tolga Şirin / Anayasa Hukuku Uzmanı
"Tartışma Erdoğan’ın görev süresiyle ilgili değil, politik"
Şirin, Anayasa Mahkemesi’yle ilgili iktidar kanadından gelen eleştirilerin Erdoğan’ın görev süresiyle ilgili olmadığını, tartışmaların hukuki olmaktan çok politik olduğunu iddia ederek, bu konuda şöyle konuştu:
Bir erken seçim kararı alınırsa zaten anayasada bir hüküm var. 116. maddeye göre ’Cumhurbaşkanının ikinci döneminde meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.’
Dolayısıyla erken seçim hâlinde Erdoğan’ın aday olmasında sorun yoktur. Bir erken seçim için meclisin üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun seçimlerin yenilenmesine karar vermesi gerekir. Bu çoğunluk 360 milletvekili demektir.
AKP ve MHP’nin bu sayıda milletvekilleri bulunmuyor. Yanlış bilmiyorsam 339 milletvekilleri mevcut.
Dolayısıyla diğer partilerden birinin erken seçim konusunda destek vermesi gerekir. CHP, bu yönde bir irade olursa buna katılacağını defalarca kez söylemişti. Yani eğer bir sürpriz olmaz ve AKP yeni bir anayasal mağdurluk devşirmek istemezse Haziran 2023’teki olağan tarihten önce bir erken seçim yapılacaktır.
Ben bu polemiklerle esasen MHP ve Soylu’nun kendilerine yeni bir politik alan açtıklarını düşünüyorum. Belli ki aralarında bir ittifak var ve Erdoğan sonrası veya Erdoğan’a rağmen sağ siyaset içinde bir müttefikliğin alt yapısı hazırlanıyor olabilir. Tabii bunlar birer spekülasyon.
Fakat her hâlükârda bundan zarar gören Anayasa Mahkemesi ve dolayısıyla hukuk devletidir. Toplumumuz, bu türden politik hesaplara karşı Zühtü Arslan’ın yanında olmalıdır.
“Erdoğan’ın yeniden adaylığı Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelmeyecek”
Şirin, Erdoğan’ın görev süresiyle ilgili konunun zaten Anayasa Mahkemesi’nin değil YSK’nın konusu olduğunu da kaydederek, şöyle konuştu:
2023’e gelindiğinde aday olmak istediğinde böyle bir tartışma olursa öncelikle YSK karar verecek. Bizim anayasamıza göre YSK kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz. Dolayısıyla teknik olarak Anayasa Mahkemesi’nin devreye girmesi ihtimali zaten çok düşük. İnsan Hakları Sözleşmesi de cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili bir hüküm barındırmadığından AİHM’de devreye giremeyecek. Eğer olur da bir tartışma çıkarsa bu hukuksal olmaktan çok politik bir tartışma olacak ve yine muhtemelen mahkemeler devreye giremeyecek. YSK’nın şu anda görev yapmakta olan üyelerinin durumu tartışma konusu olacaktır.
“Şu an YSK’ya bir tespit başvurusuna gerek yok”
Şirin, YSK’ya Erdoğan’ın görev süresiyle alakalı olarak bir tespit başvurusunda bulunup bulunamayacağına dair de şu görüşleri dile getirdi:
Şu an böyle bir başvuruya gerek yok böyle bir tespit kararına gerek yok. Bu ancak erken seçimi kararı alınması olasılığında gündeme gelir. Şu anda AYM ile süren gerilimin bununla ilgili olmadığını düşünüyorum. Gerilim daha çok mahkemenin hükûmetin politik ajandası ile uymayan bazı kararlarından ve mahkemeye tam olarak hâkim olamamasından duyulan rahatsızlıktan ileri geliyor olabilir. Bu rahatsızlıkların eleştirel bir dille ileri sürülmesi mümkündür fakat böylesi bir yıkıcı üslubun zaten krizde olan hukuk devletini daha da yaralayacağı açıktır.
The Independentturkish