Erişkinlerde Görülen Obezitenin Üçte Biri Çocukluk Çağında Başlıyor

TÜRKİYE AVRUPA'NIN EN OBEZ TOPLUMU

Erişkinlerde Görülen Obezitenin Üçte Biri Çocukluk Çağında Başlıyor


Erişkin dönemde obez olanların üçte birinde, obezitenin çocukluk çağında başladığını söyleyen Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Belma Haliloğlu, yeni yayınlanan bir çalışmaya göre 2-6 yaş arası fazla kilolu veya obez olan çocukların ileri yaşlarda obez olma riskinin giderek artığına dikkat çekti. Bu nedenle çocukluk döneminin sağlıklı yaşama ve yaşlanma için önemine işaret etti.

TÜRKİYE AVRUPA'NIN EN OBEZ TOPLUMU

Çocukluk çağı obezite sıklığı tüm dünyada artmakla birlikte özellikle Türkiye’de çok daha hızlı bir artış ivmesi gösterdiğine dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Belma Haliloğlu, “Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre Türkiye Avrupa’nın açık ara en obez toplumu olup sıklığı yüzde 32’dir. Yani ülkemizde her 3 kişiden biri obezdir. Yine çocuklardaki oran da diğer ülkelere göre oldukça yüksektir. Sağlık Bakanlığı’nın son verilerine göre çocuklarda fazla kilolu veya obez olma oranı yüzde 24,5. Yani her 4 çocuktan birinin kilo sorunu yaşadığı görülüyor. Üstelik bu oran her geçen yıl daha da artıyor.”

ÇOCUKLARDAKİ OBEZİTENİN ÜÇ ANA ETKENİ: AİLE, ÇEVRE, BESLENME

Çocukluk çağı obezitesinin ana sebebi aşırı yemek yeme ve aktivite azlığı. Bunun da birçok sebebinin olduğunu söyleyen Doç. Dr. Belma Haliloğlu, bu faktörlerin çocuklardaki obezite oluşumuna etkisiyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Anne ve babanın her ikisi birden şişman ise çocuklarında obezite görülme ihtimali yüzde 80 iken ebeveynlerden sadece biri şişman olduğunda çocuğunun obez olma ihtimalinin yüzde 40’a düştüğünü biliyoruz. Bunun sebebi sadece genetik yatkınlıkla açıklanamaz. Aile içi beslenme ve yaşam tarzındaki yanlışlıklar direk çocukları da etkiliyor maalesef. İşin daha da acı tarafı bakanlık verilerine göre fazla kilolu ve obez olan çocukların yarısının ailesi çocuklarının kilo sorunu olduğunu bile düşünmüyor. Bu nedenle önce aile bilinci gerekiyor. Sonrasında da ailece beslenme ve yaşam tarzı değişikliği öneriyoruz. Ebeveynler kilolu olmasa bile obez çocuğu desteklemek ve ona örnek olmak için ailece değişim obezitenin üstesinden gelmede en önemli noktadır.”

EVLERDEKİ GİZLİ DÜŞMAN: TELEVİZYON-TABLET-BİLGİSAYAR

Kentlerde yaşayan çocuklarda fiziksel aktivitenin kısıtlanması genel bir sorun. Bununla birlikte çocuğun aktivitesi kısıtlanırken, önüne sınırsız olarak tüketebileceği yiyecekler sunulmasının obezite riskini artırdığını söyleyen Doç. Dr. Belma Haliloğlu, çevresel etkenlerle ilgili dikkat edilmesi gerekenleri şöyle dile getirdi:

“Çevresel faktörler içinde en çok dikkat edilmesi gereken konular televizyon, telefon, tablet ve bilgisayar başında geçirilen zamandır. Bu durum çocuğun aktivitesini kısıtlar ve enerji tüketimini azaltır. Ayrıca televizyon seyretme sırasında besin tüketimi de artmaktadır. Televizyonun bir başka olumsuz etkisi de çocukların reklamlarda gösterilen ve besleyici değeri olmayan yiyecek ve içeceklerin cazibesine kapılmalarıdır. Obeziteyi engellemek için fiziksel aktivitenin arttırılması yani alınan enerjinin harcanması gerekir. Obez çocukların ailelerinde de fiziksel aktivitenin, enerji tüketiminin az olduğu görüldüğünden fizik aktivitenin arttırılması tüm aile bireyleri için önemlidir.”

FAZLA YEMEK KADAR AZ ENERJİ HARCAMAK DA İYİ DEĞİL

Beslenmede öğün sayısı ve alınan besin maddelerinin içeriği son derece önem taşıyor. Ancak obez çocuğun her zaman yaşıtlarına göre daha fazla yiyen çocuk olmadığını ve az enerji harcamanın beslenme kadar önemli bir risk faktörü olduğunu hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Belma Haliloğlu, şunları anlattı:

“Beslenmenin sıklığının azalması, bir veya iki öğün yemek yeme ve yiyeceklerin yüksek kalori içermesi, karbonhidrat ve yağdan zengin olması kilo alma riskini artırır. Marketlerden alınan hazır paketli her türlü ürün (çikolata, gofret, bisküvi, asitli içecekler, soğuk çay içecekleri vb) patates kızartması, hamburger, pizza, makarna gibi gıdalar şişmanlığın oluşmasında önemli rol oynar.”

Çocuklardaki obezitenin nadiren de olsa altta yatan hormonal sebeplere de bağlı olarak gelişebileceğini söyleyen Doç. Dr. Belma Haliloğlu, “Bu durumlar varlığında kilo alımı dışında aşırı halsizlik, yorgunluk, kabızlık, boy uzamasında yavaşlama veya durma gibi başka şikâyetler de eşlik eder. Bu şikâyetlerin varlığında mutlaka bir çocuk endokrin doktorunun kontrolü gerekir” dedi.

ANNENİN GEBE KALDIĞINDAKİ KİLOSU ÇOCUKTA OBEZİTE RİSKİNİ ARTIRIYOR

Çok yeni yayınlanan bir araştırmada, çocuklarda iştah fazlalığı ve obezite sıklığındaki artışa yol açan risk faktörlerinin daha doğmadan önce başladığını bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Doç. Dr. Belma Haliloğlu, anne ne kadar fazla kilo ile gebe kalırsa bebeklerinin gelecekte obez olma ihtimalinin o kadar arttığını söyledi. Ayrıca daha az olmakla beraber babanın konsepsiyon sırasında fazla kilolu olması, annenin gebelik boyunca fazla kilo alması veya aşırı zayıf olması, gebelik şekerinin olması, annenin gebelikte sigara içmesi de riski artırıyor. Doç. Dr. Belma Haliloğlu, yine son dönemlerdeki yayınların gebelikteki gereksiz antibiyotik kullanımının da çocuktaki obezite riskini artırdığını sözlerine ekledi.

GELECEKTEKİ OBEZİTE RİSKİ AÇISINDAN İLK İKİ YAŞ ÇOK ÖNEMLİ

“Anne karnındaki dönem kadar ilk 2 yaş dönemi de gelecekteki obezite riski açısından oldukça önemlidir” diyen Doç. Dr. Belma Haliloğlu:

“Sezaryenle doğum, anne sütü alamama, 2 gr/100 ml’den fazla protein içeren mamayla beslenme, özellikle ilk 1 yaşta hızlı kilo alımı ve büyüme olması, şekerli gıda tüketimi ve az uyku (<10.5 saat uyku-2 yaşa kadar) durumları çocukların gelecekte obezite geliştirme riskini arttırmaktadır” diye konuştu.