Erken seçim helvasını karmak için...

“Erken seçim yok!” “24 Haziran 2018’de seçim var...”

Erken seçim helvasını karmak için...




Mustafa Balbay yazdı...

Erken seçim helvasını karmak için...

  

Çok uzaklara gitmeyelim, 24 Haziran 2018 seçimlerine gidiş öyküsünü anımsatalım...

2017 sonbaharından itibaren erken seçim tartışmaları inip çıkmaya başlamıştı. 28 Ekim 2017’de Erdoğan, Konya’dan sesleniyordu:

Bu aralar bir şey bulamadı, erken seçim, diyor. Seçimin zamanı belli. Ey Kılıçdaroğlu çalış da 2019’a hazırlan...

25 Aralık 2017’de Hürriyet’te Abdülkadir Selvi’nin yazısının başlığı şöyleydi:

Erken seçim yok!

Selvi şöyle devam etmişti:

Muhalefet liderlerine kötü bir haberim olacak. 2018’de erken seçim yok... Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri 3 Kasım 2019 tarihinde yapılacak. Siyasette 24 saat dahi uzun bir süredir denilen bir ülkede nasıl bu kadar net konuşabiliyorum? Çünkü erken seçim kararı alacak olan iktidar partisinin nabzını tutuyorum. AK Parti’de hazırlıklar normal zamanında yapılacak seçimlere göre yürütülüyor.

Selvi haklıydı. İktidardan iyi haber alan öteki yayın organlarında da aynı hava vardı. Erdoğan’ın 2 Nisan 2018’de partisinin MYK toplantısında söyledikleri şu başlıkla haber oldu:

Erdoğan net konuştu: Kesinlikle erken seçim yok!

4 Nisan 2018’de de Bahçeli paralel” bir şekilde haber oldu:

Erken seçim yoktur. 2019’da Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri var. Partimiz üzerine oynanan oyunları tek tek bozduk, şimdi sıra seçimlerdi...

Aradan iki hafta geçti, 18 Nisan ErdoğanBahçeli buluşmasından şu çıktı:

24 Haziran 2018’de seçim var...

***

Sanki bunlar yaşanmamış gibi Erdoğan bugünlerde, erken seçimin olmayacağını, önümüzde üç yıllık dönem olduğunu, seçimlerin 2023’te yapılacağını söylüyor.

Sonuçta erken seçim haberlerini iktidar diri tutuyor. Tamamen kendisine ait olan medyayla yönlendirdiği medyaya dese ki “erken seçim sözünü ağzınıza almayın. Onun yerine Afrika’dan gelecek çöl sıcaklarının etkisini konuşun!

O gün ekranlar iklim mühendisleriyle dolar!

AKP, erken seçim tartışmasını tek başına gündemde tutmuyor. Etrafına milletvekillerinin parti değiştirmesini, darbe tartışmalarını, yeni partilerin gereksizliğini de koyuyor. Böylece dört başı mamur bir siyasi gündem oluşuyor.

Demokrasisi rayına oturmuş bir ülkede erken seçim tartışması temelde iki nedenle olur:

1- Muhalefet ülkenin iyi yönetilemediğini ortaya koyar, bir an önce işbaşına gelmek için sabırsızlanır, sandığın öne alınmasını ister.

2- İktidar olağanüstü bir başarı elde etmiştir, bunu soğumadan oya dönüştürmek ister.

Şu an bunların ikisi de yok. Muhalefet doğası gereği sandık istemiyorum, demez, diyemez. O çerçevede sorulduğunda “hazırız” diyor.

İktidarın kaygısı ise erken-geç seçim değil, kazanacağı seçim! Ne zaman kazanacağını düşünürse o zaman seçime gidecek. Belki yarın belki yarından da yakın, belki 2023’ten de uzak!

***

Erdoğan, 30 Mart 2020’de yeni dönem siyasi yol haritasını çizdi; kutuplaşmaya, rakipleri düşmanlaştırmaya, hatta şeytanlaştırmaya devam. Kendi içinden çıkanlar dahil!

Gördüğümüz şu:

Erdoğan, partisinin ve partisiyle hareket edenlerin toplam oyunun 24 Haziran 2018’den bir fazla olduğuna inandığı gün seçime gider.

Kar kış, yaz güneş dinlemez.

Gerekçe mi?

Bundan kolay ne var. Bahçeli bir konuşma yapar:

Memleketin başına çorap örmek isteyenler bundan vazgeçmiş çuval örmeye başlamıştır. Bu niyetlerini kursaklarında bırakmayan namerttir, şeref yoksunudur.

O gün ne zaman gelir?

1- Ekonomi iyiye gidiyor havası verilebilecek bir ortam oluşursa...

2- Salgından çok başarılı çıktık, dünyaya fark attık denebilecek bir durum oluşursa...

3- Millet İttifakı çatlarsa... a-CHP-İyi Parti arası açılırsa, b-HDP yönetiminin Millet İttifakı’na ya da CHP’ye cephe alacağı bir siyaset gündemi oluşursa, c-CHP’nin içi karışırsa...

4-DEVA ve Gelecek Partisi kuşatılır, kurutulur, yalnızlaştırılır, gündemden uzaklaştırılırsa...

Dört şıktan üçünü katmadan erken seçim helvası zor karılır...

MUSTAFA BALBAY / CUMHURİYET