Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının asıl nedeni enerji nakil hatları mı?
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalar, bölgeyi yakından izleyenler için şaşırtıcı bir gelişme değil.
Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının asıl nedeni enerji nakil hatları mı?
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Filiz Katman'la Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırılarının hem küresel bazda hem de Türkiye özelinde etkilerini konuştuk
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalar, bölgeyi yakından izleyenler için şaşırtıcı bir gelişme değil.
İki yıl önce iktidara gelen Nikol Paşinyan yönetiminin sergilediği tavır ile saldırının Dağlık Karabağ yerine enerji nakil hatlarının geçtiği Tovuz bölgesinde gerçekleşmesi dikkat çekici.
Kilit nokta ise bölgedeki petrol ve doğalgaz hatlarının söz konusu gelişmelerden nasıl etkileneceği.
Zira Azerbaycan'dan Türkiye'ye uzanan üç boru hattı bulunuyor.
Bunlar, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Gaz Boru Hattı ve Türkiye tarafındaki parçasını Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) oluşturduğu Güney Gaz Koridoru hattı.
TANAP'ın Eskişehir'e kadar olan kısmı, Azerbaycan'ın Şahdeniz Doğalgaz Sahası'nda üretilen doğalgazı Türkiye'ye ve ardından Avrupa'ya taşımak amacıyla inşa edilen ve Güney Gaz Koridoru'nun en önemli halkasını oluşturuyor.
Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve Dr. Öğretim Üyesi Filiz Katman ile Azerbaycan-Ermenistan gerilimini, yaşananların enerji güvenliğine ve Türkiye'ye etkilerini konuştuk.
Ermenistan'ın saldırılarla enerji nakil hatlarını hedeflediğini ifade eden Prof. Dr. Kumbaroğlu ve Dr. Katman'a göre yaşananları, Doğu Akdeniz, Suriye ve hatta Libya'daki gelişmelerden bağımsız düşünmek mümkün değil.
TANAP'la Avrupa'nın enerji güvenliğinin sağlanması hedefleniyor
"Ermenistan'ın saldırıları sadece Türkiye için değil, küresel anlamda enerji arz güvenliği adına ciddi bir tehdit"
Tartar bölgesindeki saldırıların şubat ayında başladığına değinen Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Enerji Ekonomisi Derneği (EED) Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, "Gazah, Tovuz, şimdi de Kapanlı Köyü. Hem petrol hem doğalgaz boru hatları geçiyor buradan. Bu bölgedeki saldırılar enerji boru hatlarına yönelik. Bu bölgede sınırın hemen doğusunda dar bir koridorda ciddi miktarda Azeri petrol ve doğal gazı Türkiye'ye ve dünya piyasalarına taşınıyor. Ermenistan'ın saldırıları sadece Türkiye için değil, küresel anlamda enerji arz güvenliği adına ciddi bir tehdittir" ifadelerini kullandı.
"Azerbaycan'ın dünya enerji piyasalarına ulaşması engellenmeye çalışılıyor"
Akdeniz'de ve Ortadoğu'da 'enerji oyunu' yaşandığını belirten Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, petrol ve doğalgaz açısından zengin bir ülke olan Azerbaycan'ın dünya (enerji) piyasalarına ulaşmasının engellenmeye çalışıldığını savundu.
"Son saldırılar, uluslararası enerji güvenliğine yönelik tehdit teşkil ediyor"
Prof. Dr. Kumbaroğlu, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattından geçen yıl 233 milyon varilin taşındığını belirten Kumbaroğlu, "Bugünkü piyasa fiyatlarına göre 40 dolardan hesaplansa, 9.3 milyar dolar ediyor sırf petrol. Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz hattı var. Türkiye'nin Azerbaycan'dan geçen sene aldığı doğalgaz miktarı 9.6 milyar metreküp. Toplam doğalgaz ithalatımızın beşte birine denk geliyor. Azerbaycan'dan aldığımız doğalgazda bir kesinti meydana gelirse, arz güvenliği tehlikeye girer. Ayrıca buradan gelen doğalgaz TANAP üzerinden Transadriyatik boru hattı TAP'a bağlanarak Avrupa'ya ulaşacak. TAP boru hattının da yüzde 98'i tamamlanmış durumda. Bir hat da Bakü-Tiflis-Supsa (Gürcistan)'da var. Tüm bu hatların hepsi bu yıl saldırıların başladığı aynı dar koridordan geçiyor. Tartar bölgesine yönelik son 30 yıldır saldırı yoktu, sınır anlaşmazlığı da bulunmuyor. Dağlık Karabağ'dan sonra saldırıların bu bölgeye kaydırılmasının tek açıklaması var: Hedef enerji hatları. Bu nedenle son saldırılar, uluslararası enerji güvenliğine yönelik bir tehdit teşkil ediyor.
"Saldırıları doğrudan Türkiye'ye yapılmış gibi görmek gerekiyor"
Bu saldırının Türkiye'yi hangi açılardan ilgilendirdiğine ilişkin ise EED Başkanı Prof. Dr. Kumbaroğlu, 'enerji arz güvenliği ve ekonomik çıkarlar' yanıtını verdi.
Öncelikle Azerbaycan'ın en büyük doğalgaz tedarikçimiz olduğuna ve yüzde 21'lik kısmın bu ülkeden sağlandığına değinen Gürkan Kumbaroğlu, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
Bu boru hatlarında doğalgaz olsun, petrol olsun, dünya piyasalarına Türkiye üzerinden açılıyor. Kendi kullandığının dışında ekonomik çıkarları da var. Saldırıları, doğrudan Türkiye'ye yapılmış gibi görmek gerekiyor, boru hatları Türkiye'ye geliyor. Bu projelere bir şey olursa, ticaret merkezi olma vizyonu baltalanıyor.
Eş zamanlı gelişmelere dikkat çeken İstanbul Aydın Üniversitesi Enerji Politikaları ve Piyasaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Filiz Katman da Prof. Dr. Kumbaroğlu ile hemfikir.
Ermenistan saldırılarının nedeninin enerji nakil hatları olduğunu ifade eden Katman, Rusya faktörüne de dikkat çekti:
Türkiye ile Rusya arasında derinleşen ilişkiler var ve bunlar, birçok alanda daha kurumsallaşmış yapılar, kurumlar üzerinden ilerliyor. Suriye meselesinde Türkiye, İran ve Rusya başarı elde etti. Hem Doğu Akdeniz'de hem Libya meselesinde Türkiye'nin attığı adım, Karadeniz'deki doğalgaz keşfi de düşünüldüğünde, Rusya, Karadeniz'deki komşusu Türkiye'nin bu kadar güçlenmesinden rahatsız. Ancak olayların tek bir sebebi olduğunu düşünmemek, sektörel yaklaşmak, ekonomik, siyasal, kültüre, psikolojik ve sosyolojik sebeplere bakmak gerekli.
"Paşinyan'ın iktidara gelmesiyle Erivan yönetimi Batı yanlısı bir yaklaşım sergiliyor"
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın iktidara gelmesiyle Erivan yönetiminin Batı yanlısı bir yaklaşım segilediğine de değinen Filiz Katman, Rusya-Ermenistan ilişkilerinde yeni bir dönemin açıldığını belirterek, Ermenistan'ın işgal ettiği toprakların Azerbaycan tarafından geri alınmasında, "Batıya yaklaşma, seni yalnız bırakacaklar, daha fazla toprak kaybetmek istemiyorsan Batıdan uzak dur” denilmek istenildiğini savundu.
"Rusya, Erivan hükümetinin ABD ve Batı yanlısı politikalarından rahatsız"
"Daha önceki hükümetler iktidarda olsaydı, Rusya bu şekilde alanı bırakır mıydı?" diye soran Katman, Kremlin'in, Paşinyan hükümetinin ABD ve Batı yanlısı politikalarından rahatsızlık duyduğunu savundu.
Filiz Katman sözlerini, "Azerbaycan enerjide çok önemli. ABD'nin, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının Türkiye üzerinden geçmesi için ciddi hamlesi vardı. Bu durum, Rusya için rahatsızlık oluşturdu. Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltacak proje olan TANAP hayata geçti. Rus şirketlerin de elbette payı var ancak Rusya, kendine olan bağımlılığın azalmasından rahatsız. ABD, Rusya ile örtülü bir enerji savaşı yapıyor; hem Avrupa'ya hem de Türkiye'ye sıvılaştırılmış (likit) doğalgaz satmaya çalışıyor" ifadelerliyle sürdürdü.
Doğu Akdeniz'deki rezevrlerin çıkarılmasında ABD ve Rusya nasıl bir pozisyon alacak?
"Doğu Akdeniz'deki rezevrlerin çıkarılmasında ABD ve Rusya nasıl bir pozisyon alacak?" sorusuna ise Katman, "Boru hatları birbiriyle rekabet halindedir! Rusya, kendi doğalgaz boru hatlarına rakip boru hatlarından ne kadar memnun olur? Olmayacağını biliyoruz, Ermenistan ile Azerbaycan arasında enerji ile ilgili sebepler zinciri var" yanıtını verdi.
"Azerbaycan Türklerinin kuzey İran'daki nüfusunu da ciddi şekilde düşünmek gerek"
Azerbaycan'ın ekonomik sıkıntılarına da değinen Dr. Filiz Katman, sözlerini "Unutmayalım ki savaş, ekonomileri canlandırıcıdır. Azerbaycan Türklerinin kuzey İran'daki nüfusunu da ciddi şekilde düşünmek gerek çünkü bu nüfus, İran nüfusu içinde etkili. ABD yaptırımlarından ötürü İran zaten sıkıntıda. Bu şekilde Azerbaycan Türklerinin manevi bağlarını dikkate alacak şekilde oraya meyletmeleri, ulusal birlikte sıkıntı yaşatabilir. Bir dış düşman yaratarak, içerde birliği oluşturmaya çalışıyorlar, bu sebeple Ermenistan'a yakın duruyor" ifadeleriyle sürdürdü.
"Türkiye'nin hem batıdan hem doğudan hem de güneyden çevrelenme riski var"
Türkiye'nin hem batıdan hem doğudan hem de güneyden çevrelenme riski olduğunu ifade eden Filiz Katman, Doğu Akdeniz meselesinde Yunanistan'ın hareketlenmesinin, ABD ile yapılan görüşmelerin ve Ermenistan'ın hamlesinin çok da şaşırtıcı olmadığını savunarak, yaşanan pek çok gelişmede Fransa'nın aktif rol oynadığını savundu.
The Independentturkish