Ermenistan’la yeniden sınırlar açılabilir mi?
Hikmet Çetin ve Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran Sözcü’ye değerlendirdi
Ermenistan’la yeniden sınırlar açılabilir mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada "Kapılarımızı Ermenistan'a kapatalım diye bir derdimiz yok" dedi. Bu mesaj iki ülke ilişkileri için ne anlama geliyor? Ermenistan ile sınırlar açılır mı? Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ve Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran Sözcü’ye değerlendirdi
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Perşembe günü Bakü’den Ermenistan’a “barış” mesajları verdi. Erdoğan “Kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım diye bir derdimiz yok… Biz barışın güvercinleri olmak istiyoruz” dedi. Peki bu mesaj Türkiye – Ermenistan ilişkileri açısından ne anlama geliyor?
“Her şey bir adımla başlar ve her şey bir anda olmaz” diyen Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran’a göre Ermenistan'la yeniden sınırların açılması “Bu şartlarda mümkün gözükmüyor.” Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’e göre ise Ermenistan ile Türkiye arasında direkt bir sorun yok.
“1991'DE ERMENİSTAN O FIRSATI KAÇIRDI”
Bakü’den Erivan’a verilen bu mesaj nasıl karşılık bulur?
1991-1994 yıllarında Türkiye Dışişleri Bakanlığı yapan Çetin, 16 Aralık 1991 yılında resmen Sovyetler Birliği dağılmadan önce Türkiye'nin bütün cumhuriyetlerin bağımsızlığını tanırken, Ermenistan'ı da tanıdığını fakat Ermenistan'ın Azerbaycan halkının yaşadığı Rayon bölgesindeki topraklarını işgal etmesi sonrasında Türkiye'nin Ermenistan'a kapılarını kapattığını söyledi. O tarihte diplomatik ilişkilerin kurulamadığını anımsatan Çetin şöyle devam etti:
“O işgallerden sonra sınır kapıları kapandı. Biz o zaman bu işin barışçıl yollarla çözülmesinin ve Birleşmiş Milletler kararlarına uyarak, Azerbaycan'ın toprağı olan Karabağ'dan çekilmesi halinde Güney Kafkasya'ya barış geleceğini, Türkiye-Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulacağını hep söyledik. Bunun Ermenistan'a yararı olacağını da ifade ettik. Doğalgaz ve ham petrol yolları en kısa Ermenistan'dan geçerek gelebilirdi fakat Ermenistan o fırsatı kaçırdı.”
“DİPLOMATİK İLİŞKİLER, BARIŞI KALICI HALE GETİRECEKTİR”
Gelinen noktada Erdoğan ve mevkidaşı Aliyev'in Ermenistan'a verdiği mesajı değerlendiren Çetin, “Ermenistan-Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulması oradaki barışı kalıcı hale getirecektir. Karabağ'da Ermenilerle Azerbaycan halkı daha önce de olduğu gibi birlikte barış içinde yaşama olanağını bulacaklardır. Bu nedenle bu birlikteliğin yararlı olacağına inanıyorum. Güney Kafkasya'nın barışa ve istikrara ihtiyacı var onun için bu gelişmelerin olumlu olacağına inanıyorum” diye konuştu.
“ERMENİSTAN-TÜRKİYE ARASINDA DİREKT BİR SORUN YOK”
Ermenistan-Türkiye arasında direkt olarak bir sorunun olmadığını belirten Çetin, “Azerbaycan topraklarını işgal ettiği için biz ilişkilerimizi ileriki aşamaya götüremedik. Şimdi gelinen noktada savaştan yeni çıkıldı. Aslında sakin düşünme zamanı var ve tek tek ülkelerin de bölgelerin de yararına olan diplomatik ilişkiler kurulmalıdır. O nedenle Karabağ sorununu hallettikten sonra arada çok büyük bir sorun kalmıyor. Bunu kabullenmesi gerekiyor. Karabağ güvenlik konseyi kararlarına göre Azeri toprağı. Azerbaycan yıllardır barış içinde almak istedi olmayınca zorunlu olarak yine Ermenistan saldırısı üzerine bu konuyu savaşla halletme yolunu istemeyerek de seçtiler ve kazandılar kendi topraklarını kurtardılar. Bu noktada Ermenistan'ın bunu kabullenmesi lazım” dedi.
“ERMENİSTAN'IN KABULLENMESİ LAZIM”
Barışın kalıcı hale gelmesi, diplomatik ilişkilerin kurulması ve kapıların yeniden açılmasının en fazla Ermenistan'ın lehine olacağını belirten Çetin sözlerini şöyle konuştu:
“Kapılar açık olduğu zaman Sayın Demirel ile bölgeye gittik, o kapıları gördük. Bölge halkı da çok iyiydi çünkü Ermeniler Van'a kadar gelerek alışveriş yapıyorlardı. Dünyaya açılımı da Moskova üzerinden yapıyorlardı oysa Türkiye üzerinden çok daha kolay olacaktı. Ermenistan bugün artık Karabağ'ın Azeri toprağı olduğunu ve Azerilerin bunu savaşla aldıklarını, bunu almalarının bir daha mümkün olmadığını kabul etmeli. Karabağ’da Ermeni nüfusu var şu anda Azeriler de topraklarına dönecekler. Oradaki halkın birlikte yaşamaları için gerekenlerin yerine getirilmesi en önemli hedef olmalı. Halkı düşünmek lazım kendilerinin yenilgi veya zaferini değil. Halkın barışını refahını düşünmesi lazım, kabul etmesi lazım.”
“AZERBAYCAN-TÜRKİYE ARASINDA VİZENİN KALDIRILMASI TARİHİ BİR ADIMDIR”
Doktora tezi Karabağ sorunu üzerine olan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran Bakü'de verilen mesajların da alınan sonuçların da olumlu olduğunu ifade etti. Taşkıran, “Özellikle Dışişleri Bakanlarının imzaladıkları protokolle, Azerbaycan-Türkiye arasında vizesiz ve pasaportsuz, sadece nüfus cüzdanları ile seyahat etme kararı almış olmaları tarihi bir adımdır ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini son derece olumlu etkileyecektir. Ayrıca bu ikili ilişkilere Rusya, İran ve Gürcistan'la beraber kabullenirse ve şartlara uyarsa Ermenistan'ın da davet edilmesi diplomasi açısından, hem Türkiye hem de Azerbaycan için olumlu adımlardır ve imajlarına olumlu katkıları olacaktır” ifadelerine yer verdi.
“KISA SÜREDE SORUNLARI AŞACAK BİR ORTAM HENÜZ ORTADA YOK”
Taşkıran şöyle devam etti:
“Ermenistan'ın Türkiye ve Azerbaycan ile ilgili sorunları akşamdan sabaha çözülecek sorunlar değildir. Bu sorunların çözülmesi için Ermenistan'da ve Ermenilerde (Diaspora dahil) mutlaka önyargılardan sıyrılacak bir zihniyet değişikliği gerekir ki bu bugün için mümkün değil. Ama her şey bir adımla başlar ve her şey bir anda olmaz. Kısa sürede sorunları aşacak bir ortam henüz ortada yok. Bu bence daha çok diplomatik bir adım.”
“ERMENİSTAN'LA SINIRLARIN AÇILMASI MÜMKÜN GÖZÜKMÜYOR”
Ermenistan'la sınırların açılmasının mümkün gözükmediğini ifade eden Cemalettin Taşkıran, şu görüşleri dile getirdi:
“Bu şartlarda mümkün gözükmüyor. Ama Ermenistan ve Ermenilerin tavrına bağlı. Bir adım atarlarsa belki gerisi gelir. Ama atmazlar. Yani ne Karabağ konusunda, ne 1915 olayları konusunda, ne Kars anlaşmasının tanınması konusunda Türklerin beklediği bir adımı atmazlar. Sıkıntıları çok. Ama yine de atmazlar. Atarlarsa her şey değişir. Önce Karabağ'ın Azerbaycan toprağı olduğunu kabul etmeliler ardından işgal edilen yerler boşaltmalı ve Karabağ'dan çıkanların yerlerine dönmelerine zorluk çıkarmamalı, 1915 olaylarını dünya kamuoyunda sözde ‘soykırım' olarak tanıtma faaliyetlerine son vermeli ve 13 Ekim 1921 Kars Anlaşması’yla belirlenen sınırı kabullenmelidir. Ermenistan, bütün bunları kabullenirse açılır sınır kapıları.”
Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi (TABDC) Eş Başkanı Kaan Soyak, Sözcü'ye yaptığı değerlendirmede Türkiye-Ermenistan arasında sınırların açılmasının birçok alanda fayda getireceğini belirterek, “Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu ekonomisi açısından son derece önemli olacaktır, bir an önce kapıların açılması lazım” dedi.“DOĞU ANADOLU EKONOMİSİ AÇISINDAN SON DERECE ÖNEMLİ OLACAKTIR”
Erdoğan ve Aliyev'in Ermenistan'a yönelik mesajlarını son derece olumlu değerlendirdiğini ifade eden Soyak, “Türkiye'nin kendi koyduğu bir kural, ön koşul vardı sınırların açılmasıyla ilgili. Ermenistan'ın işgal altındaki yukarı Karabağ ve 7 bölgeden çıkmasıydı. Şimdi o bölgeden çıktı Ermenistan, o bölge yeniden Azerbaycan toprağı oldu. Dolayısıyla bizim sınır kapılarımızı açmamızın ön koşulu ortadan kalkmış oldu. Şu anda sınır kapılarının açılmaması için Türkiye'nin son 20 senedir koyduğu koşul yok ortada. Dolayısıyla bir an önce açılıp halkların bir an önce iç içe girmesi için çalışmak lazım. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu ekonomisi açısından son derece önemli olacaktır bir an önce kapıların açılması lazım” diye konuştu.
“BURALARI ARTIK KAPALI TUTMANIN BİR NEDENİ YOK”
Sınırların açılmasının turizm açısından da olumlu taraflarını olacağını söyleyen Soyak, sözlerine şöyle devam etti; “Ermeni diasporası, dünyada yaklaşık 6 ila 7 milyon civarındadır. Hepsinin gelip de ziyaret etmek istedikleri dünyada 3 yer var. Bir tanesi Eçmiyazin, ikinci Van Akdamar, üçüncüsü de Kars Ani, bu üç yer turist garantisi olan 3 noktadır. Dolayısıyla Erivan Havaalanı'na inen çok rahatlıkla Van'a gelecek arabayla oradan Kars'a geçecek. Tabi çok sayıda otel restoran ve yan sektörler de gerekiyor. Geçmişte Ermenilerin de yaşadığı Diyarbakır, Elazığ, Kahramanmaraş, Gaziantep bütün buralar turizm açısından son derece geleceği olan yerler.
Buraları artık kapalı tutmanın bir nedeni yok. Her ülkenin tarihine baktığımız zaman tarihsel problemleri olmayan bir ülke yok. Fakat halklar birbiri ile konuşmazsa eğer diyalog yapmazsa diğer başka konularda iş birlikleri başlamazsa özellikle ekonomik iş birliği o zaman bütün bu devam eden problemler ön planda kalır.”
SÖZCÜ