Ertuğrul Özkök Sordu: Türkiye Avrupa Birliği’nden U Dönüşü mü Yapıyor?
Rusya'dan Gelen Sinyaller: Türkiye’nin İstikameti Değişiyor mu?
Ertuğrul Özkök Sordu: Türkiye Avrupa Birliği’nden U Dönüşü mü Yapıyor?
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Ünlü gazeteci Ertuğrul Özkök, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinde yön değişikliği olup olmadığını sorguladığı köşe yazısında, önemli sorular gündeme getirdi. Özkök, Türkiye'nin Batı'dan Doğu'ya bir U dönüşü yapıp yapmadığını ve bunun ülkenin geleceği açısından ne anlama geldiğini tartıştı. Özellikle Türkiye'nin BRICS'e (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) katılımı üzerinden şekillenen bu yeni dış politika hattı, Özkök’ün kaleminde bir soru işaretine dönüştü: “Kopenhag Kriterlerinden vazgeçip Kazan Kriterlerine mi geçiyoruz?”
Rusya'dan Gelen Sinyaller: Türkiye’nin İstikameti Değişiyor mu?
Özkök, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un açıklamalarına dikkat çekerek, Türkiye’nin BRICS’e katılım başvurusunun dış politikada bir yön değişikliği anlamına gelebileceğini belirtti. Lavrov’un açıklamalarından yola çıkan Özkök, Türkiye’nin Avrupa Birliği ve NATO ile olan bağlarını sorguladı. Lavrov’un, BRICS üyeliği için “ortak değerleri paylaşmak” gerektiğini vurgulaması, Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşıp Doğu’ya, özellikle Rusya ve Çin eksenine doğru kaydığı yorumlarına yol açtı.
Bu gelişmeler ışığında, Türkiye'nin Batı dünyasıyla olan ilişkilerinde nasıl bir rota izleyeceği, Avrupa Birliği'ne olan üyelik hedefinin devam edip etmeyeceği gibi konular, Özkök'ün gündeminde önemli bir yer tuttu.
Kopenhag Kriterlerinden “Kazan Kriterlerine” Geçiş mi?
Özkök, Türkiye’nin 1980’lerden bu yana bağlı kalmaya çalıştığı Kopenhag Kriterleri’ne atıfta bulunarak, bu kriterlerin insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini içerdiğini hatırlattı. Ancak Lavrov’un açıklamalarının ardından, Ekim ayında Rusya’nın Kazan şehrinde yapılacak BRICS zirvesinde Türkiye'nin “Kazan Kriterleri” olarak adlandırılabilecek yeni bir norm setini kabul edip etmeyeceği merak konusu. Bu yeni kriterlerin otoriter rejimlerle işbirliğini artıran ve Batı’nın insan hakları anlayışından uzaklaşan bir süreci mi işaret ettiğini sorgulayan Özkök, Türkiye’nin hangi yolda ilerleyeceğini sorguluyor.
Batı'dan Uzaklaşıp Doğu'ya mı Yöneliyoruz?
Türkiye'nin BRICS üyeliğiyle, Avrupa Birliği’nden tamamen uzaklaşıp uzaklaşmadığı sorusu, Özkök'ün en temel endişesi olarak öne çıkıyor. Türkiye'nin Batı ile olan uzun geçmişine ve Avrupa Birliği sürecine dikkat çeken Özkök, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Birliği belgeselindeki sözlerine işaret ediyor: “Avrupalı dostlarımız şunu bilmeli ki, biz bu yolu bu anlayışla yürümeye devam edeceğiz.” Ancak son gelişmeler, bu sözlerin arkasında yatan gerçek niyetin sorgulanmasına neden oluyor.
Avrupa Birliği'nden Doğu’ya Yönelme: Vatandaşın Fikri Alınmalı mı?
Özkök’ün yazısında vurguladığı en önemli noktalardan biri, böylesi bir dış politika değişikliğinin halkla yeterince paylaşılmadığı ve bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmediği yönünde. 150 yılı aşkın süredir Batı’ya dönük bir dış politika izleyen Türkiye’nin, Doğu’ya yönelmesi halinde bunun halkın onayına sunulması gerektiğini savunan Özkök, bu tür bir kararın sadece bir kişinin iki dudağı arasından çıkmaması gerektiğine dikkat çekiyor.
Özkök, bu büyük dönüşümün seçimlerde halka sunulması gerektiğini savunuyor ve soruyor: “Neden seçim döneminde bu konuyu parti programınıza koyup halktan onay istemediniz?” Bu soru, Türkiye'nin dış politikasındaki değişim sürecinin daha demokratik ve şeffaf olması gerektiği yönünde bir çağrı niteliğinde.
Sonuç: Uzun İnce Bir Yolun Sonu mu?
Ertuğrul Özkök, yazısında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giden “uzun ince yolu” terk edip etmeyeceği sorusunu sorarken, bu sürecin kapalı kapılar ardında gerçekleşip gerçekleşmediğini merak ediyor. Avrupa Birliği yolunda ilerlemeye devam mı edileceği, yoksa BRICS gibi yeni işbirlikleriyle Doğu’ya mı yönelindiği sorusu, Türkiye'nin dış politikasında kritik bir dönemece girdiğini gösteriyor.
Vatandaş olarak, Türkiye'nin dış politikadaki bu büyük değişimi hakkında bilgi edinmenin ve bu konuda söz sahibi olmanın en doğal hak olduğunu belirten Özkök, Türkiye’nin geleceği açısından kritik bir sorunun cevabını bekliyor: “İkinci sezon mu geliyor?”
Bu sorunun yanıtı, Türkiye’nin uluslararası arenadaki konumunu ve gelecekte izleyeceği politikayı şekillendirecek önemli bir gösterge olacak.