Ertuğrul Özkök: Temel Bey'in torunları neden İmam Hatipten ayrıldı

Bu okullarda deizmin yayıldığı bile yazıldı. 

Ertuğrul Özkök: Temel Bey'in torunları neden İmam Hatipten ayrıldı


Ertuğrul Özkök: Temel Bey'in torunları neden İmam Hatipten ayrıldı

Gazeteci Ertuğrul Özkök'ün "Tansu'ya Mektuplar" serisi devam ediyor. Özkök "Temel Bey'in torunları neden İmam Hatipten ayrıldı?" başlıklı yazısında Kore kültürüne dikkat çekti. Özkök "Derin bir dip dalgası geliyor" diye yazdı.

Gazeteci yazar Ertuğrul Özkök'ün Tansu'ya Mektuplar'ı devam ediyor... "Temel Bey'in torunları neden İmam Hatipten ayrıldı?" başlıklı yazısında Özkök, İmam hatiplere ve K-Pop akımına dikkat çekti. Özkök'ün yazısı şöyle: 

"Geçen haftanın benim için en büyük sürprizi Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun sözleriydi. 

Aynen şunu söyledi:

“Torunlarım İmam Hatip’te okuyorlardı. Bir kısmı bıraktı. Çünkü gördükleri manzara ile söylenenler birbirini tutmuyordu.”

Bir süredir İmam Hatip okulları ile ilgili gözlemleri, açıklamalardı izliyorduk. Bu okullarda deizmin yayıldığı bile yazıldı. 

Peki ne oluyor bu okullarda? Temel Bey gibi bir muhafazakar insanın torunları bile niye ayrılıyor?

Bu konuşmayı okuduğum an 4 ay öncesine gittim. 

Gelin sizi de bu yılın 10 Ağustos gününe götüreyim.

Hatırlayın o gün hepimiz şöyle bir haber okuduk.

“Hadımköy’de evden çıktıktan sonra haber alınamayan 3 genç kız sağ salim bulundu…”

Kimdi bu 3 kız?

***

(*) Biri 15 yaşındaydı ve adı E. T. Y’di…

Akşemsettin İmam Hatip Okulu Ortaokulu 8’inci sınıf öğrencisi…Anne ev hanımı, baba itfaiye eri. 

10 kardeşler…

(*) Öteki 13 yaşında ve adı E.Y…

O da Akşemsettin İmam Hatip Ortaokulu, 8’inci sınıf öğrencisi…

(*) Üçüncüsü 11 yaşındaki N M…

Osmangazi Ortaokulu 7’inci sınıf…

***

Üçünün de başı örtülü…İkisi, Temel Beyin torunları gibi, imam hatipte okuyor.

Okudukları okullara ve fotoğraflara bakıp, “Muhafazakar ailelerin çocukları ” diyebilirsiniz.

Birinin orta ismi Tuana…

Farsçada iki anlama geldiğini okudum. ‘Cennet bahçesine düşen ilk damla’ ve bir de “Güçlü kuvvetli kadın…”

***

Ancak bu olayda benim dikkatimi çeken asıl ayrıntı şu olmuştu.

Üç kız evlerinden “Güney Kore’ye gitmek için ayrılmışlardı…”

Onun için yanlarına farklı elbiseler” almışlardı…

Belli ki başörtüsünü falan çıkarıp gideceklerdi.

Peki ama bu üç muhafazakar kızın “Hristiyan”, “Budist” ve “Ateist” Kore’de ne işi vardı?

***

Bu ayrıntıyı okuduğum an, aklıma 2019 yılında Bursa Üniversitesi’ne yapılan bir yüksek lisans tezi geldi .

Bu sorunun cevabı orada veriliyordu. 

Olay sanki o tezin doğrulaması gibiydi.

KAÇAN ÜÇ KIZ İMAM HATİP OKULLARINDA  YAŞANAN BİR GERÇEĞİ Mİ ORTAYA ÇIKARDI

Tezin adı şu: 

“Güney Kore popüler kültürünün (Hallyu) İmam Hatip Lisesi öğrencilerine etkisi üzerine bir alan araştırması.”

Bu sorunun cevabı işte orada yazılıydı…

Tezi, evden kaçan 3 kızın hikayesinin ışığında  bir kere daha okuyunca hayretler içinde kaldım…

İmam hatip liselerinde tahminimizin çok ötesinde bir “Kore dizisi” ve “K-Pop”, yani Güney Kore pop müziği etkisi var.

Tez, İzmir ve Bursa şehrindeki imam hatip liselerinde, ağırlıklı olarak  K-Drama seyreden ve K-Pop müziği dinleyen öğrenciler arasında yapılmış.

Nedeni de son zamanlarda İmam Hatip liselerinde Kore popüler kültürünün belirgin şekilde etkili olmasıymış.

Ancak bu kültür daha çok kız öğrencileri etkilediği için araştırmaya dahil etmek üzere yeterince erkek öğrenci bulamamışlar. O nedenle yüz yüze görüşme yapılan  öğrencilerin çoğu da kızmış.

Buyurun size İmam Hatip liselerinde dışardan asla göremeyeceğimiz bir dip dalganın yansımaları…

TEZİN GİRİŞİNDE 3 PROFESÖR İMZASI VE BİR ETİK YEMİN VAR

Önce araştırma ile ilgili kısa ama çok ilginç bir bilgi vereyim.

Araştırmayı Sümeyye Asa isimli bir yüksek lisan öğrencisi yapmış.

Tez 3 kişilik jüri tarafından oy birli ile kabul edilmiş.

Altında ikisi Bursa Uludağ Üniversitesi’nden, biri Bursa Teknik Üniversitesinden 3 profesörün imzası var.

Epeydir tez okumadığım için bilmiyordum, girişte bir de “Yemin metni” var…

Tezi hazırlayan öğrenci, araştırma ve kaynak kullanma konusunda bütün etik kurallara uyduğuna dair yemin ediyor…

Şimdi size imam hatip liselerindeki kızların iç dünyasını anlatan bu araştırmanın önemli gördüğüm bölümlerini aktarıyorum.

ELEŞTİRECEK BİR ŞEY YOK TAM AKSİNE ÖVÜLECEK ŞEYLER VAR

(*) İHL öğrencileri “K-Drama” denilen Güney Kore dizilerini çok beğeniyor ve izliyor. Bu dizilerin kendilerini “Rahatlattığını” söylüyor. 

(*) İzleme süreleri uzadıkça Korelilerin kültürel, yeme içme, inanç farklılıkları siliniyor ve gözlerinde sadece benzerlik kalıyor.

(*) "Kore dizilerinde eleştirdiğiniz yerler var mı” sorusuna, çoğunluk önce düşünüp cevap veriyor. Verilen cevapların çoğunluğu şöyle özetleniyor: “Eleştirilecek bir şey yok., tam aksine övülecek şeyler var. Kendime yakın ve kusursuz buluyorum."

(*) En dikkati çeken sonuçlardan biri ise eleştirilecek konular arasında  dini farklılıklar konusunda bir ifadenin bulunmaması.

İMAM HATİPLİ KIZ ÖĞRENCİDE ‘CİNSİYET KÖRLEŞMESİ’  Mİ VAR

(*) Bir kritik nokta da şu. Kore filmlerinde ve K-Pop müzikte en önemli gözlemlerden biri bu karakterlerin kadın ile erkek arasındaki görüntü özelliklerini silen nötr bir cinsiyet profili çizmesi. Peki imam hatip liselerindeki kızların , nötr cinsiyet denilen makyaj ve estetik konularındaki eleştirileri yok mu?

Araştırmaya göre, tam aksine çoğunluk bunu beğendiğini söylüyor.

(*) Çevrelerinden gelen en büyük eleştiri dramalardaki Koreli erkeklerin kıza benzemesi …

Ancak bu eleştiri hiç etkili olmadığı gibi, zaman içinde eleştiriyi yapanlarda bile dönüşüyor. 

Araştırmacı şu soruyu soruyor: Acaba bu, dizileri çok sevmelerinin yarattığı bir ‘Körleşme’ olabilir mi?

RAMAZAN AYINDA KORE DİZİSİ İZLEME SÜRESİ ARTIYOR MU

(*) Ramazan ayları yaza rastladığı ve tatil olduğu için bu uzun boşlukla K-Drama süreleri ve alışkanlıkları daha da artmış.

(*) İmam hatipli kızlar Köre kültürü ile nasıl tanışıyorlar? Arkadaş çevresi, abla, abla arkadaş grubu sayesinde.

(*) Çoğunlukla bu tanışma ortaokul döneminde oluyor.

(*) Okul dışında kalan zamanlarının çoğunu bu dizilerle geçiriyor. Çoğunluk tek başına izlemek istiyor. Perdeler kapatılıyor. Bir ‘duygusal boşalma’ arzusu var.

ANNE BABA YASAKLARSA YERİNİ NEYLE DOLDURACAK

(*) Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri imam hatipli kızların Kore filmlerine bağlılık dereceleri. Söylenenler iki grupta özetleniyor: 

“Hayatımda hiçbir şey Kore dizilerinin yerini alamaz, Kore dizilerini çıkarırsanız onun yerini dolduracak hiçbir şey olamaz…”

(*) Gelelim en kritik soruya:

“Anne babalar “K-Drama’yı” genç kızın hayatından çıkarırsa, onu neyle dolduracak?

Cevabını tezden aktarıyorum: 

“Çocuğun hayatından K-Drama’yı çıkarırsanız, bu maddi bir boşluk değil manevi bir boşluk oluyor.

O manevi boşluğu ne dolduracak?

İnanç mı?

Yoksa yerli ve  milli müzik mi… Osmanlı dizileri mi?

Hayır araştırmada verilen cevaplarda şu ilginç sonuç çıkıyor: 

“Bu boşluğu ancak K-Pop’la  doldurabilirim…”

Yani BTS ile…

Yani “nötr cinsiyet” çocuklarıyla…

İMAM HATİPLİ KIZIN GÖZÜNDE TÜRK ERKEĞİ “KIRO” VE “ODUN” MU 

(*) Bu diziler İHL öğrencilerinin Türk erkeğine bakışını etkiliyor mu?

Evet.

Bebek yüzlü ve aslında nötr cinsiyetli erkek tipi giderek maço Türk erkek imajının üzerine çıkıyor.

Araştırmadan bir cümle:

“Öğrencilerin çoğuna göre Türk erkekleri ‘Kıro’, ”Odun’, “Romantiklikten uzak’, ‘Kadınlara karşı saygısız’, ‘Değer vermeyen’, ‘Kendilerini kadından üstün gören’ kişilerdir.

Evden kaçan üç kızın hikayesi Bursa’da yapılan bu araştırma ile üst üste konduğunda hepimiz için çok önemli sonuçlar ortaya çıkıyor.

SONUÇ... O OKULLARA AİLELELERİNİN TERCİHİ İLE GİTTİLER AMA ŞİMDİ KENDİ TERCİHLERİ İLE AYRILIYORLAR

Temel Bey’in torunlarının düşüncelerini elbette bilemem. 

Onların gerekçeleri, duygu dünyaları bambaşka şeylerden de etkilenmiş olabilir…

Muhafazakar bir aile çevresinde yetişiyorlar. Dedeleri “Ben İslamcı değilim, Müslümanım” diyen bir insan…

Belki onların ayrılmalarının altında yatan sebepler bambaşkadır. K-Pop dramaları ile hiçbir ilişkisi bulunmayabilir. 

Ama bildiğimiz şu.

Bugün imam hatip okullarında bir sorun var. Derin bir dip dalgası geliyor.

Ve olan da şu: 

O çocuklar büyük bir ihtimalle ailelerinin tercihi ile o okullara gittiler…

Şimdi kendi tercihleri ile ayrılıyorlar.

Başakşehir’in üçüncü kuşağında, benzer eğilimlerin gözlendiğine dair çok yazı okuyorum, hikaye dinliyorum. 

İmam hatip okulları 50 yıldan beri eğitimimizin bir parçası ve realitesi. 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın o okullara gerçekçi bir bakış yapmasında yarar var diye düşünüyorum."

Odatv.com