Eski AYM Başkanvekili Paksüt, AYM ve iktidar arasındaki krizi değerlendirdi: 'AYM yıpratılmasın'
AYM arasındaki “hukuk” ve “ışık” tartışmasını Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Eski AYM Başkanvekili Paksüt, AYM ve iktidar arasındaki krizi değerlendirdi: 'AYM yıpratılmasın'
AKP iktidarı ile AYM arasındaki tartışmaları Cumhuriyet’e değerlendiren eski AYM Başkan Vekili Osman Paksüt, “Her kelimeyi tartışırsak vay bu ülkenin haline. Yargının bağımsız karar vermesine saygı gösterilmezse, ülke hukuk devleti olmaktan çıkar” dedi. AYM kararlarının da eleştirilebileceğini söyleyen Paksüt’e göre, “Saldırı ve eleştiri arasında önemli bir çizgi var. AYM en üst mahkemedir. Kurumsal bütünlüğüne saldırılmamalı. Bu kurumlar milletin kurumları, yıpratmamak lazım.”
Anayasa Mahkemesi (AYM) geçen haftalarda verdiği, “Güvenlik soruşturmalarının kaldırılması” ve “şehirlerarası yollarda gösteri yürüyüşünü yasaklayan kanunun iptal edilmesi”, Enis Berberoğlu hakkında verdiği hak ihlali kararıyla iktidarın hedefi haline geldi. Eski AYM Başkanvekili Osman Paksüt yaşanan gelişmeleri ve iktidar ile AYM arasındaki “hukuk” ve “ışık” tartışmasını Cumhuriyet’e değerlendirdi.
- İktidarın AYM’ye yönelik tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
AYM’nin kararlarından bazılarının memnuniyetle karşılanmamış olması eleştiriliyor. Siyasette maalesef eleştiri çok kolay ve sert şekilde yapılıyor. Zaten bütün aklı başındaki hukukçular söylüyor, AYM kararları eleştirilebilir. AYM’nin kurumsal bütünlüğüne yönelik bir saldırı yapılmaması lazım. Saldırı ve eleştiri arasında bir önemli bir çizgi var. Yargı organlarına müdahale edilmemesi lazım. Yargı bağımsız ve tarafsız olarak çalışmalı. Eğer yargının bağımsız karar vermesine saygı gösterilmezse o zaman ülke hukuk devleti olmaktan çıkar.
- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da AYM’yi sert bir dille eleştirdi...
Türk milleti olarak üslubumuz ve tavırlarımız çok sert. İçişleri Bakanı eleştirisini biraz gülerek, mizah içerisinde söyleseydi hoş bir eleştiri bile olabilirdi. Aşırı sert olmanın bir marifetmiş gibi olmasından toplum memnun değil. Her söylenen kelimenin üzerinde günlerce tartışacaksak vay bu ülkenin haline.
- AYM Enis Berberoğlu hakkında ihlal kararı verdi. Ancak yerel mahkeme bu karara direndi. Mahkemenin kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Verilen kararı hiç ama hiç doğru bulmuyorum. Fakat onun da yargı sistemi içerisinde tamir edilmesini beklemek lazım. Çok yanlış olduğunu düşündüğüm bir mahkeme kararının dahi sabırla ve yargının bağımsızlığı içerisinde düzeltilmesi beklentisiyle ihtiyatla eleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. AYM en üst mahkemedir. Bu kurumlar milletin kurumları, yıpratmamak lazım.
- Yerel mahkemenin kararı sizce AYM’ye zarar verdi mi?
AYM yılda 40 bin karar veriyor. Birçok ihlal kararı veriyor çeşitli idari ve yargı makamlarınca istisnasız yerine getiriliyor. Şimdi bu sansasyonel yani siyasetle ilgili bir dava, yerel mahkemenin tavrı siyasi bir tartışmaya bürünüyor. Yoksa yerel mahkemenin kararı AYM’ye zarar veremez. AYM’nin verdiği karar Türk milletinin kararıdır. Milletin kararına saygı göstermeyen alt mahkeme bunun sonucunu kendi düşünsün.
- AYM’nin yapısını değiştirmeye yönelik bir adım atılacağını düşünüyor musunuz?
AYM’nin yapısının değiştirilmesi için anayasanın değiştirilmesi lazım. Anayasa değişikliği yapmak, referanduma gitmek bugünkü şartlarda Türkiye için gerekli midir bilemiyorum. AYM’nin eksikleri ya da yanlışları varsa ya da çok sayıda artan bireysel başvuruların altından kalkamıyorsa bir revizyona tabi tutulması mümkün. Bugün yapılması gereken tek iş bu mudur diye sorarsanız kesinlikle acil ve önemli bir iş değildir. AYM rahat bırakılsın ve çalışsın meselenin yüzde 90’ı zaten hallolur.
‘ENGİN YILDIRIM’LA BERABER ÇALIŞTIK’
- AYM Üyesi Engin Yıldırım, Twitter hesabından “Işıklar yanıyor” notu ile AYM binasının fotoğrafını paylaştı. Yıldırım ile çalışan birisi olarak siz bu paylaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Engin Bey ile beraber çalıştık. Zaman zaman birçok kararda benzer düşünmüşüzdür. Zaman zaman ise azınlıkta kaldığımız noktalarda karşı oy yazmışızdır. Darbeler döneminin kapandığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) meşru demokratik otoriteye sadık olduğu bir Türkiye’de darbe kışkırtıcılığı yapacak bir insan olduğuna itibar etmem. Ayrıca bunun gerçekleşme ihtimali yok. Gerçekleşme ihtimali olmayan şeyden tehdit çıkmaz. Ancak çok köpürtüldü. Türkiye böyle şeylerle çok vakit kaybediyor. Devlete olan güven sarsılıyor.”
CUMHURİYET