Eski AYM üyesi: Başkanın yerinde olsam savcılığa suç duyurusunda bulunurdum

Ağır ceza mahkemesi, AYM'nin Enis Berberoğlu kararını tanımamıştı

Eski AYM üyesi: Başkanın yerinde olsam savcılığa suç duyurusunda bulunurdum


Eski AYM üyesi: Başkanın yerinde olsam savcılığa suç duyurusunda bulunurdum

Ağır ceza mahkemesi, AYM'nin Enis Berberoğlu kararını tanımamıştı

Eski Anayasa Mahkemesi (AYM) raportörü Prof. Osman Can, yüksek mahkemenin hak ihlali kararı vermesine rağmen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu hakkında yeniden yargılamaya yer olmadığına karar vermesine tepki gösterdi. Eski bir AYM üyesi de yüksek mahkeme başkanının suç duyurusunda bulunması gerektiğini söyledi.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, bugünkü yazısında Berberoğlu davasında yaşanan gelişmeleri yazdı ve Osman Can’ın görüşüne yer verdi.

Sarıkaya’nın yazısında tartışılan iki unsuru şöyle açıkladı:

Şimdi burada tartışılan iki unsur var. Birincisi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “bana yol gösteremezsin, bunu yaptıysan hakkın olmayan yerindelik denetimi yapmış olursun” yaklaşımı… Bir de Anayasa Mahkemesi’nin ilk kez karşılaşılan durumla ilgili olarak çizdiği hukuki haritada yer alan Anayasa maddesine uymama sonucu doğan hak ihlali… Tartışma bundan sonra bu noktada devam edecek. Ancak ortada da ciddi bir sorun var… O da AİHM’nin Bireysel Başvuru hakkını Türkiye’nin iç hukukunun bir parçası kabul etmesiyle kazanılan bir hakkın geldiği nokta.

Sarıkaya, Osman Can’ın görüşlerini de şöyle aktardı:

Konuyu dün eski Anayasa Mahkemesi Raportörü, Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Osman Can’a sordum, bir noktanın altını çizerek başladı:

“AYM kararına buradaki direnmesi, daha önceki Altan/Alpay kararında olduğu gibi yargılamaya yönelik değil…”

Anayasa Mahkemesi Berberoğlu hakkında karar verirken “adil yargılama konusuna da girmediğini” anımsatıp devamını getirdi:

“Anayasa Mahkemesi burada Anayasa’nın bir hükmünü hatırlatıp, ‘bu kişinin dokunulmazlığı var, yargılayamazsın’ dedi. Yani Anayasa’nın bir hükmünün ihlal edildiğini tespit ederek kararını verdi. Anayasa Mahkemesi’nin bir kararının yerel mahkeme tarafından keyfi olarak ortadan kaldırılmasına tanıklık ediyoruz. Burada olan mahkemenin yargılamasına yönelik bir karar değil ki, Anayasa hükmünün ihlaline ilişkin bir karar. Anayasa maddesinin hükmünün ihlal edilmesiyle, yerindelik arasında nasıl bir bağ kurulabilir? Ağır bir haksızlık hali var. Bir üst mahkemeye itiraza gerek yok. Doğrudan AYM’ye başvurulur ve haksızlık halinin giderilmesi talep edilir. AYM açısından yerel mahkemenin tavrı ağır bir durum…”

"Prof. Dr. Osman Can’ın ardından AK Parti’ye de yakınlığı ile bilinen eski Anayasa Mahkemesi üyelerinden biri ile konuşurken konuyu nasıl yorumladığını sordum" diyen Sarıkaya, şöyle yazdı:

Şu ilginç yanıtı verdi:

“Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorum. Mahkeme yargısıyla ilgili olmayan, Anayasa hükmünün ihlalinin tespiti var. Yerindelik durumu nereden çıkmış. AYM Başkanı’nın yerinde olsam anında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunurdum…”

Buna da tanıklık edersek, yargıda yeni bir yaşımıza daha girmiş oluruz…

 

Habertürk, Independent Türkçe