Eski Hava Kuvvetleri Komutanı 15 Temmuz İçin “Bu Dava Siyasi, Gelir Geçer” mi Dedi?
“Benim Bu Adamla Yüzleşmem Lazım”
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı 15 Temmuz İçin “Bu Dava Siyasi, Gelir Geçer” mi Dedi?
Yargıtay’ın 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ana üslerinden olan Akıncı davasında verilen kararları bazı sanıklar yönünden bozmasından sonra yeniden yapılan yargılamanın üçüncü celsesinde avukatlar mahkeme heyeti hakkında redd-i hakim talebinde bulundu. Bu arada darbe teşebbüsünün ardından dönemin Hava Kuvetleri Komutanı Abidin Ünal’la 2 hafta mesai yaptıktan sonra tutuklandığını vurgulayan bır sanık, Ünal’ın ablasına, “Bu siyasi dava. Gelir, geçer.” dediğini öne sürdü.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü celsesinin başlangıcında Mahkeme Başkanı, dosyanın geldiği aşama ve Yargıtay’ın bozma ilamı dikkate alınarak sanık ve avukatlarının, Abidin Ünal başta olmak üzere tanık dinlenmesi, tüm kamera kayıtlarının ham halinin getirtilmesi taleplerinin reddedildiğini açıkladı.
Yargıtay’ın bozma ilamına uyulmasının da kararlaştırıldığını bildiren Başkan, devamında, aldıkları bu kararlar nedeniyle 74 sanık yönünden davayı ayırmayı dùşündüklerini söyleyip sanık ve avukatlarının beyanını almaya başladı.
Sanıkların tamamına yakını bu ayırma düşüncesinin sebep ve mantığını anlamadıklarını belirterek Başkanın açıklamasını istedi.
Başkan, “Nasıl anladıysanız öyle.” karşılığını verirken Akıncı davası başladığında ilgili ilgisiz birçok davanın birleştirildiğini hatırlatan sanıklar, şimdi yapılması düşünülen ayırmanın savunma haklarının kısıtlanmasına yol açacağını kaydedip ayırmaya karşı çıktı.
Sanıklardan Gökhan Bayram, “Bu ayırma işleminin talimat almanızla bağlantısı var mı?” sorusunu yöneltince Başkan, “Otur.” dedi.
“Benim Bu Adamla Yüzleşmem Lazım”
Ayırmayla ilgili beyanlar sırasında sanıklardan Mustafa Turgay şu iddiada bulundu:
“15 Temmuz’dan sonra Abidin Ünal’ın yanında iki hafta mesai yaptım. Sonra kendisini kurtarmak için ‘Korumalarım beni derdest etti.’ dedi. Ablam gidip Abidin Ünal’a, ‘Kardeşim sizin yüzünden tutuklu.’ deyince, ‘Bu siyasi dava, gelir geçer.’ cevabını vermiş. Bu kadar pişkin. Benim bu adamla yüzleşmem lazım.”
Sanıklardan “sivil imam” Hakan Çiçek de Mahkeme Başkanı’na, “İnşallah FETÖ’cü değilsinizdir.” deyip Mahkeme’nin eski başkanı Yargıtay Üyesi Selfet Giray hakkındaki FETÖ iddialarını anlattıktan sonra, “Kuyruklarından yakalanmış oldukları için adil bir yargılama yapamadılar. Sizin adil yargılama yapmanızı diliyorum.” diye konuştu.
Hakan Çiçek şunları da kaydetti:
“Geçmişteki birleştirme kararları doğru idiyse bu ayırma yanlış. Bu ayırma doğru ise zımni olarak ‘Akıncı garabetine katılmıyorum.’ diyorsunuz.”
Tüm Avukatlardan Heyete Ret
Sanık avukatlarından Ayten İzmirli, Mahkeme Başkanı ve üyeler hakkında redd-i hakim talebinde bulunurken, “büyük bölümü Ankara dışından gelen sanıkların karayoluyla, kelepçeli, aç-susuz getirilmesinin, kahvaltı verilmeden duruşma salonunda hazır edilmesinin, öğle yemeği olarak ekmek içinde ince kaşar süt veya kek su verilmesinin, söylendiği halde bu ihlallerin giderilmemesinin, sanıklarla görüşmelerine izin verilmeyip evrak alışverişlerinin birkaç sayfayla sınırlanmasının” mahkemenin tarafsızlık ve bağımsızlığına gölge düşürdüğünü anlatıp şunları söyledi:
“Sizleri kınıyorum. Hakkınızda HSK’ya şikayette de bulundum. Ülkemizin ilerici ve aydın hukukçuları ile aynı safta anılmayacaksınız.”
İzmirli’den sonra söz alan diğer avukatlar da ayırma gerekçesini anlayamadıklarını vurgulayıp redd-i hakim talebinde bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Mahkeme Başkanı, mahkeme heyetinin redd-i hakim talepleriyle ilgili Savcı’dan mütalaasını sordu. Savcı, duruşmayı uzatma amaçlı olduğu gerekçesiyle talebin reddi yönünde görüş bildirdi. Mahkeme de, “somut delil içermediği ve duruşmayı uzatma amaçlı olduğu” için talebi reddetti.
Yargılamanın devamında sabahki bölümde olmayan sanık ve avukatların ayırmayla ilgili beyanları alındı. Sanıklardan Veysel Kavak, 15 Temmuz’da öldürülen vatandaşlardan Ömer İpek’le ilgili Adli Tıp raporlarına dikkat çekti. İlk yargılamada Adli Tıp Ankara Grup Başkanlığı’nın, Ömer İpek’in bombalı saldırı sonucu vefat ettiği yönünde rapor verdiğini, bu yüzden aldıkları cezanın Yargıtay’dan döndüğünü, şimdi Adli Tıp’tan gelen raporda ise Ömer İpek’in ateşli silahla yaralanma sonucu vefat ettiğinin bildirildiğini anlatan Kavak, “Bu sahte bir evrak mı? Zamanında sahte evrak mı düzenlendi? Biz böylesi belgeler yüzünden ceza aldık.” dedi.
Aynı konuda sanık Ali Durmuş da, “Bu rapor kabul edilebilir mi? Alelacele, talimatla verilmiş bir rapor gibi. Kabul edilmesi mümkün değil. Kim Adli Tıp’a güveniyor ki, biz güvenelim? Bu doktorlar gelip anlatsın.” diye konuştu.
Beyanların tamamlanmasından sonra Mahkeme, 74 sanığın dosyasının ayırılması ve tutuklu sanıkların tutukluluğuna devam edilmesi kararı verip duruşmayı 8 Temmuz’a erteledi.
Müyesser YILDIZ
2 Mayıs 2024