Fehmi Koru’dan Trump-Hilal Kaplan diyaloguna yorum
Önceden hazırlanmış bir mizansen gibi geldi
Fehmi Koru’dan Trump-Hilal Kaplan diyaloguna yorum: Önceden hazırlanmış bir mizansen gibi geldi
Koru: Patavatsızlığın böylesi ancak özel çalışmayla olur
Gazeteci yazar Fehmi Koru, ABD Başkanı Donald Trump ile Sabah yazarı Hilal Kaplan arasındaki diyalogun “mizansen olabileceğini” yazdı.
Kişisel bloguna yazan Koru, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Trump’ın yaptığı basın toplantısına dair görüşlerini şöyle dile getirdi:
Trump, arada hiç değilse beş-altı kez teşekkür etme fırsatı bulmuş olması gereken telefonla ve yüz yüze görüşmeler yaptığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, neden şimdi ve hem de basın toplantısını açarken, Serkan Gölge serbest bırakıldığı için teşekkür etmek ihtiyacı duydu?
Onun yargı üzerinde cezaevinde tutulan bir mahkumu tahliye ettirecek bir güce sahip olduğunu söyleyerek içindeki benzer bir özlemi dışa vurmak için olabilir mi?
Durduk yere yapılan bu teşekkürü hiç de iyi niyetli ve nazik bulmadığım bilinsin isterim
Trump’ın ikinci nezaketten uzak çıkışının Türkiyeli gazeteciler için olduğunu belirten Koru, şöyle devam etti:
İkinci nezaketten uzak çıkış da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gezisini izleyen ve o sırada salonda bulunan Türk gazeteciler için kullanılan ifadelerdi.
Önce, Türk gazetecilerden soru gelmesini talep ederken ‘iktidara dost biri’ni özellikle aramasını yadırgatıcı buldum.
Bu talebi üzerine kendisine soru hakkı verilen Sabah’tan Hilal Kaplan düzgün bir İngilizce ile günün anlam ve önemine uygun bir soru yöneltti Trump’a…
Trump ise, soru sahibini, derhal ‘devlet adına mı orada bulunduğu’ yolunda bir soruyla karşıladı.
“Gerçekten gazeteci misin?” anlamına gelen bir şeyler de söyledi.
“Devlet adına mı?” dediğinde salonda bulunan Senatör Lindsey Garaham da “Türkiye’de başka türlüsü olabilir mi?” sorusuyla araya girmiş; ben o bölümü ve ardından patlayan kahkahaları kaçırmışım.
Paravatsızlığa bakar mısınız?
Emin olduğum şey, Sabah yazarının sorusunda hem Trump’ın tepkisini, hem de Graham’ın takılmasını hak edecek bir yön olmadığıdır.
Sanki önceden hazırlanmış bir mizansen gibi geldi tavırları bana.
Hani futbol maçlarında bol pasla kale önüne gelinip atılan veya duran topu değişik kullanarak sonuca varılan golden sonra, spikerler, “Belli ki, önceden çalışılmış” derler ya, işte ona benzer bir durum.
Bana da, hem cezaevinden en az beş ay önce çıkmış birinin şimdi anılması, hem de Türk gazeteciye soru faslında sergilenen bu tavırlar ‘önceden çalışılmış’ gibi geldi.
Neden?
Gerçekten bir tahminim yok bu konuda. Sizin tahminleriniz benden daha isabetli bile olabilir.
Neyse, biz görüşmelerin olumlu yönleri üzerinde yoğunlaşmaya devam edelim.
Ne olmuştu?
ABD-Türkiye arasındaki gerginlik devam ederken Erdoğan ve Trump, Washington’da görüşmüş, ardından ortak basın açıklaması yapmıştı.
Basın açıklamasında Sabah gazetesinden Hilal Kaplan, Trump’a bir soru sormuştu. ABD Başkanı cevap verdikten sonra Kaplan’ın Erdoğan’a soru sormamasına tepki göstermiş ve “Gazeteci olduğuna emin misin? Türkiye hükümeti için çalışıyor olmayasın” demişti.
Hilal Kaplan’ın sorusu şöyleydi:
Obama’nın kusurlu dış politikalarını devraldınız. Bu kusurlardan birisi ABD’yi terörist gruplarla ortaklık ettirmekti. PKK ve Suriye’de YPG. Siz bunun ABD-Türkiye ilişkilerine verdiği hasarı düzeltmeye çalışıyorsunuz. Ancak siz aynı zamanda YPG’nin sözde liderini Beyaz Saray’a davet ettiniz. İsmi Mazlum Kobani. Ve bu kişi Türkiye’de en az 18 terörist saldırıdan sorumlu, bu saldırılar da 184 askerin ve 48 sivilin ölümüne sebep oldu. Bugünkü toplantıdan sonra hala onu Beyaz Saray’a çağırmayı düşünüyor musunuz? Ki böyle bir şey Türkiye toplumu için son derece gücendirici ve kırıcı olur.
Trump’ın bu soruya cevabı da şöyle olmuştu:
(Kobani) Yakın zamanda görüştüm kendisiyle. İyi bir görüşmemiz oldu. Çok yakın olarak çalışıyoruz. Ayrıca sizin muhteşem Cumhurbaşkanınız ile da çok yakın çalışıyoruz. Çok sayıda olumlu gelişme yaşanıyor. Çok sayıda farklı tanım var sizin de ifade ettiğiniz gibi Kürt gruplar arasında farkı yapılanmalar var.
Independent Türkçe