Fehmi Koru'nun aklının almadıkları!
Aklıma güvenirim, ama iki güncel konuda aklım bayağı zorlanıyor
Aklıma güvenirim, ama iki güncel konuda aklım bayağı zorlanıyor
Bazı konular benim aklımı zorluyor.
Vatandaştan oy alarak Meclis’e girmeyi başarmış milletvekillerinin, henüz seçim dönemleri sona ermediği halde, haklarında TBMM’ye sunulan fezlekeler oylanarak dokunulmazlıklarının kaldırılmak istenmesi mesela…
Havsalam bunu almıyor.
Dokunulmazlık yasama görevini millet adına üstlenmiş milletvekillerinin bu görevlerini korkusuz ve rahat biçimde yerine getirebilmesi için düşünülmüş bir koruma zırhı. Milletvekili o sıfat üzerinde kaldığı sürece söyledikleri ve yazdıkları yüzünden mahkemeye sevk edilemiyor.
Haklarındaki dosyalar milletvekili sıfatları düştükten sonra -yani seçimi kazanamamaları halinde- mahkemeler tarafından ele alınabiliyor. O zamana kadar milletvekiline dokunulamıyor.
Öyle değil mi?
Geçmişte öyleydi, ancak şimdi artık öyle değil.
En son örneğini HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun başkasına ait bir mesajı takipçileriyle paylaştı diye dokunulmazlığının kaldırılması olayında gördük. TBMM başkanlığı dosyayı TBMM’nin gündemine aldı, konu görüşüldü ve parmaklar kaldırılarak Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığı kaldırıldı.
Sonunda Anayasa Mahkemesi devreye girip yapılan işlemleri ortadan kaldıran kararı oybirliğiyle alınca cezaeviden çıkabildi Gergerlioğlu; milletvekili sıfatını yeniden kazandı.
Aktif olduğuna, görüşlerini açıklama konusunda cesur davranmaya devam ettiğine göre, aynı durum onun için bir kez daha tekrarlanabilir.
Benzer yöntemle milletvekilliği düşürülmüş hala cezaevinde bulunan başkaları var.
CHP milletvekili Enis Berberoğlu da milletvekili sıfatını yeniden kazanmış bir siyasetçi.
Her milletvekili onlar kadar şanslı değil.
Üzerinde mutlaka durulması gereken nokta şu: Bir tek milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması aslında bütün milletvekillerinin dokunulmazlık zırhlarının ortadan kalkması anlamına gelir.
Dokunulmazlık kolayca ortadan kaldırılabilen bir özellik olunca her milletvekili o duruma düşmemek için görüşlerini korkusuzca açıklayamaz çünkü.
[Dün Meclis’e üç milletvekiliyle ilgili yeni dosyalar ulaştırıldı. Biri muhalefetten, CHP’li, diğer ikisi iktidar cephesinden, MHP ve AK Parti’den bu milletvekillerinin… TBMM anayasa ve adalet komisyonu üyelerinden oluşan karma komisyon bakalım onların dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isteyecek mi? Umarım, artık bu yanlış uygulamadan vazgeçilir.]
Havsalamın almadığı ilk konu bu.
İkincisi de, yine şu sıralarda Meclis gündemine taşınmış olan ‘olağanüstü hal’ (OHAL) konusu…
İsmi üstünde, ancak olağanüstü durumlarda başvurulması düşünülebilecek bir yönetim biçimidir OHAL. Öyle durumlarda ilan edildiğinde normal zamanlarda söz konusu olamayacak temel hak ve özgürlükler alanında kısıtlamalar devreye girer.
Genellikle OHAL’e kısa süreler için başvurulur.
Fransa’da birbiri ardına terör olayları patlak verince ilan edilen OHAL birkaç ay sonra kaldırılmıştı.
ABD’de 6 Ocak’ta meydana gelen Kongre’ye yönelik saldırı sonrasında OHAL ilan edilmesi talepleri uygun görülmemişti.
[Türkiye’de çok uzun yıllar OHAL olağan bir yönetim biçimine dönüşmüştü. PKK’nın varlığı ve terör eylemleri yüzünden. AK Parti iktidara OHAL’i kaldırma vaadiyle gelmiş ve o vaadini tutmuştu da.]
Son beş yılı yine OHAL uygulamaları ile geçirdik. 15 Temmuz (2016) hain darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL halen devam ediyor. Hükümet Meclis’e sunduğu bir torba yasa içerisine OHAL’in üç yıl daha sürmesini mümkün kılacak bir madde de yerleştirmiş.
Gerekçe belli: Terörle mücadele…
Muhalefetten gelen itirazlar üzerine süre bir yılla sınırlandırılacakmış…
İtiraz edenler esas niyetin bir dahaki seçime OHAL altında girmek olduğu iddiasında.
Eh, iddia doğruysa bir yıl içerisinde seçim olacak demektir.
Konunun benim aklımın almadığı yönü, başka ülkelerin ‘açık ve yakın tehlike’ özelliği taşıdığı hallerde bile başvurmaktan kaçındığı, başvuranın da birkaç ay içerisinde son verdiği OHAL uygulamasının bizde iktidarlar tarafından başvurulacak ilk tedbir muamelesi görmesi…
OHAL’e başvurmadan, yani bireylerin anayasa tarafından tanınmış hak ve özgürlüklerini yine anayasanın ancak açık ve yakın tehlike ortamları için öngördüğü bir istisna durumuna başvurmadan terörle bir türlü mücadele edemeyen bir ülke olamıyoruz.
İktidarını biraz da OHAL karşıtlığına borçlu bir parti bile, sonunda ülkeyi sürekli olağanüstü yetkilerle yönetir hale gelebildi.
Dokunulmazlık oyuncak gibi, OHAL ise sanki kaderimiz…
Aklım bunları almıyor işte.
https://fehmikoru.com/aklima-guvenirim-ama-iki-guncel-konuda-aklim-bayagi-zorlaniyor/
FEHMİ KORU / FEHMIKORU.COM