Fethullah Gülen ve Türkiye’nin Dönüşümü: Stratejik ve Akademik Bir Perspektif
Toplumsal Güvenin Yitirilmesi: Gülen ve Generaller
YUSUF İNAN YAZDI...
Fethullah Gülen ve Türkiye’nin Dönüşümü: Stratejik ve Akademik Bir Perspektif
Mustafa Balbay’ın Fethullah Gülen üzerine yaptığı analiz, Türkiye’nin yakın tarihindeki karmaşık olaylar ve toplumsal dönüşümler açısından dikkat çekici bir değerlendirmeyi içeriyor. Balbay, uzun yıllar gazetecilik yapmış, Ergenekon sürecinde tutuklanmış bir isim. Bu süreçte, Balyoz ve Ergenekon davalarının TSK’ya yönelik geniş kapsamlı bir operasyon olarak görülmesi ve toplumda yarattığı etki, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yapısını derinden etkiledi. Fethullah Gülen ve ekibinin bu süreçlerdeki rolü, tartışmalara ve eleştirilere neden oldu.
FOTO: Oğlunun Yemin Törenine Başörtülü Oldukları Gerekçesiyle Alınmayan Asker Aileleri
Ergenekon ve Balyoz Süreçlerinin Toplumsal Yansımaları
Ergenekon ve Balyoz davaları, TSK'ya yönelik bir operasyon olarak algılandı. Balbay gibi birçok gazeteci ve asker, bu süreçte tutuklandı ve yargılandı. O dönem, generallerin, TSK'nın ve devlet elitlerinin, toplumun geniş kesimlerine yönelik uygulamaları, halk arasında ciddi bir hoşnutsuzluğa neden olmuştu. Özellikle başörtüsü yasakları ve dindar kesimlere yönelik baskılar, toplumsal kutuplaşmayı artırmıştı. Bu noktada Fethullah Gülen ve ekibi, Ergenekon sürecinin arkasındaki itici güçlerden biri olarak ortaya çıktı. Gülen'in hukuk dışı uygulamaları, toplumsal güveni sarstı ve geniş bir kesimin tepkisini çekti.
FOTO: Mustafa Balbay 4 yıl 9 ay 15 gün ailesinden ve çocuklarından ayrı kaldı
FOTO: 28 Şubat Hükümlüsü General Erol Özkasnak tahliye sonrası torunu ile hasret gideriyor.
Fethullah Gülen’in Rolü ve Stratejik Etkisi
Fethullah Gülen, dini bir lider olarak uzun yıllar boyunca etkisini hem Türkiye’de hem de yurt dışında genişletti. 1980’li ve 90’lı yıllarda Türk devletinin de desteğiyle, özellikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nde açılan okullar ve eğitim faaliyetleri, Türkiye’nin yumuşak güç stratejisi açısından önemli bir unsurdu. Gülen’in eğitim odaklı yaklaşımı, başlangıçta Türkiye’nin uluslararası alanda etkisini artırma stratejisiyle örtüşüyordu. NATO ve Batı ittifakıyla uyumlu bir çizgi izleyen Gülen, Soğuk Savaş sonrasında ortaya çıkan fırsatları kullanarak Orta Asya'da etki alanını genişletti. Bu süreçte, Türkiye’nin küresel bir oyuncu olma hedefleriyle paralel hareket etti.
Ancak, 2000’li yılların ortalarına gelindiğinde, Gülen Hareketi’nin devlet içerisindeki yapılanması ve güç mücadelesi, çatışmalara ve krizlere neden oldu. Ergenekon ve Balyoz davaları, bu çatışmanın en belirgin örneklerinden biri olarak görüldü. Gülen'in, TSK içerisindeki kadroları hedef alması ve hukuk dışı uygulamaları, toplumsal ve siyasal bir krizi tetikledi. Bu süreç, Türkiye'nin iç dengelerini sarsarken, Batı dünyasında da dikkat çekti. Özellikle Gülen’in TSK içindeki generallere yönelik operasyonlarda izlediği strateji, sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da bir güç mücadelesi olarak değerlendirildi.
FOTO: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül - Türkçe Olimpiyatlarına katılan çocukları kabul ediyor.
FOTO: Başbakan Tansu Çiller, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan Bank Asya'yı açıyor...
Toplumsal Güvenin Yitirilmesi: Gülen ve Generaller
Generallerin, Türkiye'nin laik ve modernleşmiş elitleri olarak, dindar kesimlere yönelik sert tutumu, Gülen'in toplumsal destek kazanmasına zemin hazırladı. Ancak Gülen, bu desteği sürdüremedi. Hareket, 2010’lu yılların başlarında devlet içerisindeki gücünü artırırken, yargı ve emniyet teşkilatındaki etkisini de genişletti. Ancak, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi, Gülen Hareketi’nin sonunu getiren en önemli olaylardan biri oldu. Darbe girişimi, Türkiye’de milyonlarca insanın yargılanmasına, tutuklanmasına ve devlet içindeki geniş çaplı tasfiyelere yol açtı.
Gülen, İslamiyet’in barışçıl öğretilerini benimsemiş bir dini lider olarak tanınırken, hareketin izlediği yöntemler ve stratejiler, bu imajı ciddi şekilde zedeledi. Risale-i Nur’dan ilham alarak yola çıkan Gülen Hareketi, zamanla bu çizgiden saparak, dinin özüne aykırı uygulamalara imza attı. İnsanların meslekleriyle, aileleriyle ve gelecekleriyle oynayan hareket, toplumsal güveni suistimal etti ve geniş kitlelerin desteğini kaybetti. Gülen’in otoriter yapısı ve merkezileşmiş kontrolü, hareketin sonunu hazırlayan faktörlerden biri olarak öne çıktı.
FOTO: Başörtüsü mağduriyetiyle başlayan, başörtülü kadınlara kelepçe takan bir süreç...
Din ve Devlet İlişkisi: Hukukun Üstünlüğü ve Siyasi Manipülasyonlar
Türkiye’nin din ve devlet ilişkilerindeki karmaşık geçmişi, Fethullah Gülen’in rolüyle daha da derinleşti. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri, dinin devlet işlerinden ayrı tutulması üzerine kurulmuştu. Ancak, Gülen’in, devlet içindeki yapılanması ve yargıdaki etkisi, bu ilkenin ihlal edildiği yönünde eleştirilere neden oldu. Gülen Hareketi, devletin gücünü ele geçirerek, dindar kesimlere yönelik baskıları tersine çevirmeyi amaçladı. Ancak bu süreçte, kendi çıkarları doğrultusunda hukuku araçsallaştırdı. Bu durum, hem Türkiye’nin demokratik yapısını zayıflattı hem de toplumsal kutuplaşmayı derinleştirdi.
Bugün, Gülen Hareketi’nin izlediği yoldan ders alınması gerektiği, Türk toplumu için önemli bir tartışma konusu. Hukuk dışına çıkan yargı mensupları, generallerin ve Gülen’in izlediği hukuksuz yöntemlerden ders çıkarmalıdır. Hukukun üstünlüğü, demokrasinin temel taşıdır ve toplumun güvenini sağlamak için vazgeçilmez bir unsurdur. Ancak, geçmişte yaşanan olaylar, devletin ve toplumun bu ilkeyi ihlal ettiği durumlarda nasıl derin krizlerle karşılaştığını göstermektedir.
FOTO : Elif ve Ayşe Ukrayna'da Sığınakta - Elif ve Ayşe 2 Bin 300 Gündür Babasından Ayrı - 2024
İslam’ın Güçlendirdiği Birey ve Toplum: Güven ve Adaletin Önemi
İslam tarihi, bireyin güçlendirilmesine ve toplumsal güvenin tesis edilmesine dayalı bir model sunar. Hz. Muhammed’in, Mekke’de güvenilirliği ve dürüstlüğü ile tanınması, İslam’ın yayılmasında temel bir faktördü. Ancak, Gülen Hareketi, bu modelin aksine, bireyin güçlenmesi yerine, merkezi bir otoriteye bağımlılığı teşvik etti. Bu durum, bireysel özgürlüklerin zayıflamasına ve toplumsal dayanışmanın zarar görmesine yol açtı.
Türkiye’deki diğer dini cemaatler ve tarikatlar da benzer bir dönüşüm süreci yaşamakta. Bireyi güçlendirmeyen ve toplumsal güveni sarsan her yapı, zamanla saygınlığını kaybetmeye mahkumdur. İslam’ın özünde, güven, adalet ve dürüstlük gibi evrensel değerler yatar. Bu değerlere sadık kalmayan her topluluk, toplumsal desteğini yitirecek ve tarih tarafından yargılanacaktır.
Sonuç: Gülen Hareketi’nin Türkiye’ye Etkisi ve Gelecek Perspektifi
Fethullah Gülen ve hareketi, Türkiye’nin yakın tarihindeki en önemli aktörlerden biri oldu. Ancak, hareketin izlediği stratejiler, hukukun üstünlüğünü ihlal eden yöntemler ve toplumsal güveni zedeleyen politikalar, onu başarısızlığa sürükledi. Gülen’in, İslamiyet’in barışçıl öğretilerine aykırı uygulamaları, hem Türkiye’de hem de İslam dünyasında hayal kırıklığı yarattı. Bugün, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yapısındaki dönüşüm, Gülen Hareketi’nin izlerinden arınarak, hukuk ve demokrasi temelinde yeniden şekillenmelidir.
Mustafa Balbay’ın analizine dönecek olursak, Gülen’in Türkiye’ye etkisi, sadece hareketin kendi iç dinamikleriyle sınırlı değil. Bu etki, Türkiye’nin laiklik, din ve devlet ilişkisi, hukuk ve demokrasi gibi temel konularındaki kırılmaları ve dönüşümleri de kapsıyor. Türkiye’nin geleceği, geçmişin derslerinden yararlanarak, daha demokratik, daha şeffaf ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplum inşa etmekle mümkün olacak. Bu süreçte, bireyin güçlenmesi ve toplumsal güvenin yeniden tesis edilmesi, en önemli adımlardan biri olarak öne çıkıyor.
Sıra kim de?
28 Şubat süreci ile başlayan, Ergenekon ve Balyoz ile devam eden, 15 Temmuz ile ayyuka çıkan hukuksuzluklar kervanına kimler katılacak? Kimler evlatlarından ayrılacak, kimler cezaevlerine atılacak? Benzer hukuksuz süreçleri kimler yaşayacak?
Hangi hakimler ve savcılar hukuk ihlallerinin bedelini ödeyecek?
Kimlerin çocukları annesiz ve babasız kalacak?
Nöbet kimde?
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
İnstagram: fondinan2016
Mail: [email protected]