Diyarbakır'da AKP ve HDP İl Başkanlıkları önünde annelerin eylemi yaşanıyor günlerdir. HDP önündeki anneler, çocukları terör örgütü tarafından dağa kaçırıldığı için evlat nöbetinde. AKP önündeki anneler ise, "anneler barış istiyor" pankartı ile eylem gerçekleştirdi. HDP önündeki annelerin mücadelesi elbette ki kutsaldır... Ancak her iki yerdeki eylem de, acı acı tebessüm ettiriyor bana!

İktidar sahipleri ve medyası, HDP önündeki annelere destek veriyor, hatta HDP'nin PKK terör örgütüne referans olmasını istercesine, eylemi teşvik ediyor. HDP ise, topu iktidara atıyor ve bu eylemin barış masalı altında yeni bir çözüm sürecine yol olmasını istiyor. Barış annelerini AKP'nin önüne gönderiyor!

Peki, PKK tarafından şehit edilen Hasan Şimşek'in, Serap Eser'in, Fırat Çakıroğlu'nun, şehit öğretmenler Şenay Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz'ın anneleri hangi partinin önünde nöbet tutmalı? Bu isimlerin kimisi, AKP ile HDP'nin ortak olduğu çözüm sürecinde, kimisi de buzdolabına kaldırılan çözüm sürecinin bölücü terör örgütüne kazandırdığı alan ve hâkimiyet nedeniyle şehit olmuşlardı.

İktidarın "analar ağlamasın" diye başlattığı ve "PKK silah bırakacak" diyerek pazarladığı o yıkım süreci, yine aynı iktidar tarafından dağa çıkışları nitelikli hale getirmesiyle övünülen bir propaganda argümanına dönüşmüştü! Öyleyse çocuklarını Çözüm Süreci yüzünden şehit veren analar, çocuklarını nitelikli teröristlerin mi yoksa niteliksiz teröristlerin mi şehit ettiğini öğrenmeye hangi partinin önüne gitmesi gerektiğini, HDP önündeki anaları ziyaret eden iktidar sahipleri açıklasın!

Fırat Çakıroğlu mesela... Hem ana akım, hem de iktidara yakın medyaya göre, "karşıt görüş" olduğu için öldürülmüştü. PKK/KCK'nın gençlik örgütlenmesinin Ege Üniversitesi'ni adeta Kandil'in şubesi haline getirmesine Çözüm Süreci uğruna göz yumulmasına göz yummamasının hiçbir değeri yoktu Fırat'ın şehit edilmesinde! Dedik ya, karşıt görüşlü öğrencilerin saldırısıydı, karşıt görüşlü bir başka öğrenciye... Medya tarafından olayın, bir PKK saldırısı olduğu ve bir Türk milliyetçisinin şehit edildiği gerçeğinden bahsedilmesi, hayvanların bile anladığı ifade edilen Çözüm Süreci'ni sekteye uğratabilirdi yoksa...

Şimdi Fırat'ın annesi, nerede "evlat acısı nöbeti" tutsun? Çözüm Süreci'nin mimarı iktidar partisinin genel merkezi önünde mi? PKK'nın sözcüsü ve AKP'nin çözüm ortağı HDP'nin önünde mi? Yoksa PKK terör örgütüne altın dönemini yaşatan, ana muhalefet partisinin İstanbul adayına karşı teröristbaşının mektubundan medet uman AKP'ye beka adına kayıtsız şartsız destek veren MHP'nin önünde mi? Hangisi dindirebilir, Fırat'ın ve Fırat gibi şehit edilen nice Türk istikbalinin evladının yüreği yanan analarının acısını?

Sorunun kaynağı olanlar, sorunun çözümü olamazlar. Olamıyorlar da zaten. Sadece anaların evlatları için çırpınışları üzerinden birbirlerine siyaset yapıyorlar! Sanki yine analar üzerinden yeni bir çözüm sürecinin gerekliliğinden dem vurmaya zemin hazırlıyorlar. Hatırlayın, ilk çözüm sürecinde doğudaki manzaraları. Hendeklerin kazılmasından, asfaltların altına patlayıcı yerleştirilmesinden, PKK'nın güpegündüz ve ulu orta yol kontrolleri yapmasından, iktidar medyasının "kamera kör, anten sağır" diye manşetler atmasından ortaydaydı, devletin bir yerlere kaçırıldığı! Devlet yeniden kaçırılmaya çalışılıyor. Aksi olsa, devleti yönetenler parti önünde diz çökmez, sorumluluk bilinci ile hareket ederdi... Evet, yeniden terörle müzakereye, analar üzerinden meşru zemin oluşturmanın girişiminden ibaret, eski çözüm ortaklarının Diyarbakır'da sergilediği analar polemiği. PKK'nın TBMM şubesi olan HDP'nin önünde, PKK'dan referans olması için görüntü vermenin başka bir anlamı olabilir mi? 

Kaynak: Fırat'ın annesi hangi parti önünde nöbet tutsun? - Fatih Ergin