Foreign Policy yazarı: Erdoğan’ın Davutoğlu'na hücumu ters tepebilir

En el üstünde tuttuğu mirasına ölümcül darbe

Foreign Policy yazarı: Erdoğan’ın Davutoğlu'na hücumu ters tepebilir




Foreign Policy’de yayımlanan bir makalede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AKP’den ayrılıp yeni bir parti kuracağını ilan ettiği için eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nu cezalandırmak amacıyla İstanbul Şehir Üniversitesi’ni kapatmakta olduğu savunuldu

ABD’li yayın kuruluşu Foreign Policy’den (FP) Umar Farooq, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’yle ilgili yaşanan gelişmelerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın partisinden ayrılanları cezalandırma hamlesi olduğunu yazdı.

 

Türkiye’de 2023’e kadar seçim beklenmediğini ancak ülkedeki istikrarsızlık ortamında olası bir erken seçimin yaşanabileceğini söyleyen Farooq, “Erdoğan’ın Şehir Üniversitesi gibi kurumlara saldırmayı içeren siyasi stratejisi sürerse Davutoğlu bir sonraki seçimlerde beklediğinden daha rahat edebilir.” ifadelerini kullandı.

Farooq’un makalesinde öne çıkan kısımlar şu şekilde:

En el üstünde tuttuğu mirasına ölümcül darbe: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yollarını ayırmak eski Başbakan Ahmet Davutoğlu için kolay olmamıştı. 2016’da görevinden istifaya zorlandıktan sonra Davutoğlu, Erdoğan’ın Türkiye’nin demokrasisini tehdit eden tek adam yönetimini dikkatlice eleştirmek için ara sıra kamusal alana çıkıyordu. Ama son birkaç aydır Davutoğlu, Erdoğan’a yönelik daha sert eleştirilerini yeni bir muhalefet partisi kurma planıyla doruğa çıkardı. Bu planın ilanı, en el üstünde tuttuğu mirasına, İstanbul’da bir üniversite, ölümcül bir darbe anlamına gelebilir.

Emri Erdoğan'ın verdiği spekülasyonlarına yol açtı: Bu ay bir İstanbul mahkemesi, Davutoğlu’nun büyüyen muhafazakar entelijansiyanın ihtiyacını karşılaması amacıyla 2008’de kurduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’nin sonu anlamına gelen anlaşmazlıkta Halkbank kreditörlerini haklı buldu. Halkbank üniversiteye İstanbul’un doğusundaki devasa kampüsünü teminat olarak gösterilmesi karşılığında yaklaşık 400 milyon dolar (70 milyon TL) kredi verdi. Arazinin değeri bunun 3 katı kadardı. Kampüs arazisinin bir kısmının sahipliği konusunda anlaşmazlık yıllardır sürüyordu ama bu Ekim'de Halkbank aniden anlaşmazlığın arazinin teminat değerini yok ettiği gerekçesiyle üniversitenin malvarlığını dondurduğunu duyurdu. Davutoğlu’nun Erdoğan’ın AKP’sinden ayrılmasıyla çakışan açıklamanın zamanlaması devlete ait Halkbank’ın Erdoğan’ın emriyle hareket ettiğine yönelik çok sayıda spekülasyona yol açtı.

Çok sayıda yabancı öğretim görevlisi ve öğrencinin bulunduğu, 7 binden fazla öğrenciye sahip İstanbul Şehir Üniversitesi’nin malvarlığının dondurulması nedeniyle çalışanların ücretlerini alamadığının ve faturaların ödenemediğinin vurgulandığı yazıda, Şehir Üniversitesi’nin Erdoğan’a oy verenler de dahil farklı siyasi görüşten insanları barındırmasının, özellikle 2016’daki darbe girişimi sonrası benzer muhafazakar eğilimli üniversitelerin kapanmasına yol açan ‘hükümetin öfkesi’nden korunmasına yol açtığı savunuldu.

 

Davutoğlu, kendisine yönelik kişisel saldırı olarak görüyor:  Başbakanlığı ve dışişleri bakanlığı döneminde Davutoğlu’nun danışmanlığı yapan ve Ankara Enstitüsü’nde araştırma direktörü olan Osman Sert,  “Eğer Ahmet Davutoğlu’na onun için en önemli üç şeyi sorarsanız, ailesi ve ülkesinden sonra Şehir Üniversitesi’ni sayar” dedi. Davutoğlu yıllar boyu kendisinin Erdoğan’la olan siyasi kötü neticelerinden üniversiteyi uzak tutmayı denedi, örneğin bu seneki mezuniyet törenine katılmadı ama bu uzaklık yeterli gelmedi. Sonuç olarak Şehir Üniversitesi’nin karşılaştığı mali kriz, yeni muhalefet partisini kurmaya hazırlanan Davutoğlu tarafından kişisel bir siyasi saldırı olarak görüldü.

Davutoğlu’nun siyasi amaçları ve bunun Şehir Üniversitesi gibi kurumlara yansımasının iktidardaki AKP içinde ve Türkiye’deki muhafazakâr seçmen arasındaki bölünmeyi artıracağını söyleyen FP yazarı Farooq, Davutoğlu’na yakın kaynaklara dayandırarak oluşturulan listedeki tanınmış isimlerin yıl sonunda yani partiye katılacağını vurguladı.

AKP ilk döneminde Türkiye için iyiydi:  Davutoğlu’nun son aylarda “doğal müttefiği olabilecek” Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yanı sıra eski HDP milletvekili Altan Tan’ın da aralarında olduğu bir dizi muhalif siyasetçiyle buluştuğunu, HDP’li belediyelere kayyım atanmasının Davutoğlu’nca eleştirildiğini hatırlatan FP yazarı, makalesinde Davutoğlu’na katılan eski AKP’li Mustafa Öztürk’ün görüşlerine de yer verdi. Öztürk, “İlk döneminde AKP, Türkiye için, halk için iyiydi. İnsanların ihtiyaçlarına karşı hassastılar, kalkınma, ekonomi…Özgürlükleri genişletmek için çalıştılar. Ancak bugün partinin soranları halk için aşikar. Yolsuzluk, ifade özgürlüğü ve diğer haklardan geri adım ve son olarak MHP ile ittifak AKP’ye zarar verdi” dedi.  

Öztürk, Aralık ayında da 100 yüksek profilli kurucudan oluşan çekirdek kadronun yeni partiyi duyurmasını beklediğini de duyurdu.

Türkiye’de 2023’e kadar yeni seçimin beklenmediğini ama son yıllarda ülkede görülen istikrarsızlıklar gözönüne alındığında Davutoğlu ve AKP’den ayrılanların kendilerini birden seçim kampanyası yürütürken bulabileceğini yazan Farooq, Davutoğlu’nun oy oranının şu anda yüzde 5 ile yüzde 12 arasında olduğunu ancak Saadet Partisi ve Ali Babacan’ın yeni partisiyle ittifaka giderek yüzde 10’luk seçim barajını da aşabileceğini belirtti.  

Yazının sonunda ise şu ifadelere yer verildi: “Erdoğan’ın Şehir Üniversitesi gibi kurumlara saldırmayı içeren siyasi stratejisi sürerse Davutoğlu bir sonraki seçimlerde beklediğinden daha rahat edebilir."

 

The Independentturkish