Fransa: Macron erken seçim kararıyla ne amaçlıyor, olası senaryolar neler?

Meclis kilitlenir ve Macron istifaya zorlanır mı?

Fransa: Macron erken seçim kararıyla ne amaçlıyor, olası senaryolar neler?




Fransa: Macron erken seçim kararıyla ne amaçlıyor, olası senaryolar neler?

ÖVGÜ PINAR / PARİS

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde uğradığı hezimetin ardından erken genel seçim ilan eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, şok etkisi yaratan bu kararı 2027’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı sağın iktidarı ele geçirmesini önlemek için aldığını söyledi.

AB üyesi 27 ülkede yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) oyların yüzde 31.5’ini alırken, Cumhurbaşkanı Macron’un ittifakı bu oranın yarısına bile ulaşamadı.

Macron bunun üzerine Pazar gecesi ani bir kararla parlamentoyu feshederek erken seçimlere gidilmesi kararını açıkladı. Ülkede 30 Haziran ve 7 Temmuz tarihlerinde iki turlu parlamento seçimleri yapılacak.

Macron bugün Paris’te bir basın toplantısı düzenleyerek ülkede ve Avrupa’da sarsıntıya yol açan bu kararının gerekçelerini açıkladı.

Liberal kanattaki Rönesans partisinden olan Cumhurbaşkanı, "2027'de iktidarın anahtarını aşırı sağa vermek istemiyorum" dedi.

Fransa’da en fazla yetkiye sahip siyasi makam olan cumhurbaşkanlığı için bir sonraki seçimlerin 2027’de yapılması planlanıyor.

Macron da genel seçimleri öne alsa da cumhurbaşkanlığı seçimlerini erkene alma ya da istifa etme gibi bir niyeti olmadığını vurguladı.

Bazı analistler Macron’un erken genel seçim kararıyla bir tür kumar oynadığını ve aşırı sağ iktidara gelse bile ülkeyi yönetmekte “yetersiz” olduklarını göstererek 2027 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu önemli pozisyonu elde etmeleri ihtimalini düşürmeyi amaçladığını söylüyor.

Macron da bugünkü basın toplantısında bu teoriyi destekler biçimde konuştu ve aşırı sağa oy veren seçmene seslendi:

"Öfkenizi dile getirdiniz, mesajı aldık. Ama öfkeyi dile getirmek günlük sorunlarınıza cevap olur mu? Ben buna ‘Hayır’ diyorum. (Ulusal Birlik) hissettiğiniz güvensizliğe cevap veremeyecek siyasi bir proje... Somut cevapları yok.”

Sağda ve solda birlik çabaları

Macron, aşırı sağa karşı olan siyasi güçleri ve seçmeni birleşmeye de çağırdı.

Öte yandan sağdaki Cumhuriyetçiler’in lideri Eric Ciotti’nin aşırı sağcı Ulusal Birlik ile ittifak kurma girişimini ise “şeytanla anlaşma” diyerek eleştirdi.

Ciotti’nin Salı günü yaptığı "Kendimizi muhafaza ederken bir ittifaka da ihtiyacımız var... Ulusal Birlik ve adaylarıyla bir ittifaka" şeklindeki açıklaması, erken seçim şaşkınlığındaki Fransa’da bir şoka daha neden oldu.

Ülkede bugüne kadar merkez sağ, aşırı uçlarla ittifaka “sıhhi kordon” (cordon sanitaire) adı altında karşı duruyordu.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 7 oy alan Cumhuriyetçiler’in lideri Ciotti’nin aşırı sağa yeşil ışık yakması kendi partisi içinden isyan dalgasına da yol açtı. Partiden ayrılıklar ve lidere istifa çağrıları geliyor.

Bir diğer aşırı sağcı parti Yeniden Fetih’in de Marine Le Pen ve Jordan Bardella’nın partisi Ulusal Birlik ile ittifak istediği konuşuluyordu.

Ancak aynı zamanda Marine Le Pen’in yeğeni de olan Yeniden Fetih üyesi Marion Marechal, “tüm çabalarına rağmen” Bardella’nın bu ittifakı reddettiğini açıkladı.

Le Pen ve Bardella’nın, Yeniden Fetih lideri Eric Zemmour ile ilişkilendirilmek istemedikleri belirtiliyor.

Solda ise bir “halk cephesi” oluşturmak için prensipte anlaşmaya varıldığı belirtiliyor.

Le Monde gazetesi bugünkü haberinde, Sosyalist Parti’nin üyelerine gönderdiği mektupta bu prensip anlaşmasını doğruladığını yazdı.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 14 oy alan Sosyalistlerin lideri Raphael Glucksmann da “RN iktidarın eşiğindeyken birleşmeyi tartışmayı reddetmek sorumsuzluktur” dedi.

Öte yandan birlik kurabilmek için ilkelerinden vazgeçemeyeceklerini de vurguladı.

Olası senaryolar neler?

Macron’un erken seçim kararı basında ağırlıkla “büyük kumar” diye yorumlanıyor; bunu İngiltere’de David Cameron’ın Brexit referandumu kararıyla kıyaslayanlar da var.

Bazı uzmanlarsa erken seçim kararının hesaplanmış bir risk olduğunu savunuyor. Bu kararın yol açabileceği senaryolar arasında şunlar öne çıkıyor:

Macron’un hesabı tutar mı?

Emmanuel Macron bugünkü basın toplantısında, seçimlere bir yenilgi ruhuyla gitmediğini vurguladı ve bunun vatandaşlar için bir “uyanma çağrısı” olması gerektiğini söyledi.

Macron’un beklentisi gerçekleşir ve Fransızlar aşırı sağı durdurma yönünde oy kullanırsa Ulusal Birlik parlamentoda çoğunluğu elde edemeyebilir.

Ayrıca AB seçimleri ile ulusal seçimlerde seçmen eğilimlerinin fark gösterebileceği, katılım oranı, iki turlu sistem gibi bir dizi unsurun aşırı sağ aleyhine farklı bir seçim sonucu doğurabileceği vurgulanıyor. Aşırı sağı durdurmak için yürütülen birlik çabaları da etki sağlayabilir.

Macron’un partisi ve müttefikleri bugün de Ulusal Meclis’te mutlak çoğunluğun altında. 577 sandalyeli mecliste Macron’un koalisyonu 250 sandalyeye sahip.

Mutlak çoğunluğa sahip olmaması nedeniyle Macron, emeklilik reformu gibi bazı kritik düzenlemeleri anayasanın sağladığı tartışmalı bir yetkiye dayanarak parlamento onayı olmadan geçirmişti.

Yeni seçimlerin ardından da benzer bir tablo ortaya çıkabilir.

Aşırı sağ iktidara gelir mi?

Ulusal Birlik ve olası müttefikleri seçimi kazanırsa başbakanlık koltuğuna 28 yaşındaki Jordan Bardella’nın oturması bekleniyor.

Ulusal Birlik bugün mecliste 88 sandalyeye sahip, çoğunluk için 289’a ulaşması gerekiyor.

Bu durumda Fransızların “birlikte yaşamak” diye adlandırdığı, cumhurbaşkanı ile meclisin karşıt siyasi taraflardan olduğu bir yönetim ortaya çıkacak.

Dış politikadan cumhurbaşkanı sorumlu olduğu için bu tablonun Fransa’nın uluslararası alandaki ilişkilerine etkisi sınırlı olacaktır. Ancak iç politikada çatışmalı bir dönem yaşanabilir.

Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi halinde Macron’un elindeki yetkileri Ulusal Birlik’i nispeten etkisiz hale getirerek popülaritesini düşürmek için kullanabileceği yorumları da yapılıyor.

Meclis kilitlenir ve Macron istifaya zorlanır mı?

Erken seçimlerden, şimdikinden de daha bölünmüş bir meclis çıkabilir, bu durumda koalisyon ihtimalleri ve yönetim daha da güçleşebilir.

Böyle bir senaryoda, erken seçime gitme kararından sorumlu olan Cumhurbaşkanı Macron’a istifa çağrıları daha da yükselebilir.

Ancak Macron istifa ihtimalini tamamen dışlıyor.

Fransa’da cumhurbaşkanının istifası 5. Cumhuriyet döneminde yalnızca bir kez, 1969’da bir referandumu kaybeden Charles de Gaulle’un görevi bırakmasıyla görüldü.

BBC TÜRKÇE