Fransa ve İran Arasında Karikatür Krizi
Hamaney'le ilgili cinsel içerikli karikatürler
Fransa ve İran Arasında Karikatür Krizi
PARİS - Yayınladığı Hz. Muhammed karikatürlerinin ardından saldırıların hedefi olan Fransız haftalık karikatür dergisi Charlie Hebdo, 7 Ocak 2015'te dergiye yapılan saldırının yıldönümünde, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'i hedef aldı.
Fransız eleştirel mizah dergisinin, İran'da yükselen kadın hareketine destek vermek için çıkardığı son sayısında, ülkenin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile ilgili karikatürler yayınlaması Paris ile Tahran arasında diplomatik krize neden oldu.
Fransa'yı uyaran İran yönetimi, Tahran'daki düşünce kuruluşu İran Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nü (IFRI) kapatarak karikatürlere tepki verdi. Fransa ise, "Bizde basın özgürdür. Dine saygısızlık da suç değildir" yanıtını verdi.
İran'da yaklaşık dört ay önce İranlı kadınlar tarafından başlatılan ve ardından gençler tarafından benimsenen benzeri görülmemiş protesto hareketine hükümetin şiddetle karşılık vermesini eleştiren Charlie Hebdo, Aralık ayında, "özgürlükleri için savaşan İranlılar'ı desteklemek için uluslararası bir karikatür yarışması" başlattı.
Gösterilere katılan 2 İranlı gencin asılmasını, 400 İranlı'nın ise eylemlerde öldürülmesini protesto eden dergi, 300'den fazla çizim arasından seçtiklerini, aldıkları çok sayıda tehdide rağmen son sayısında "Mollalar geldikleri yere geri dönüyorlar" başlığıyla yayınladı.
Hamaney'le ilgili cinsel içerikli karikatürler
Dergide, İran'ın en yüksek siyasi ve dini lideri Ali Hamaney'i ve diğer mollaları gösteren cinsel içerikli karikatürlere ek olarak, rejim muhaliflerini sindirmek için bir silah olarak kullanılan idam cezasını kınayan karikatürler de yer alıyor.
Charlie Hebdo'nun internet sitesinden yapılan açıklamada, İranlı Mahsa Amini'nin ahlak polisi tarafından 16 Eylül 2022'de tutuklanması ve gözaltında öldürülmesinden bu yana yükselen direnişe destek vermek istedikleri dile getirildi.
Açıklamada, "Başka bir çağdan kalma bu dini liderle alay ederek ve onu tarihin çöplüğüne geri göndererek, özgürlükleri için savaşan İranlılar'ın mücadelesine destek olmak istedik" denildi.
"Ruhani liderimiz İran için kutsaldır"
Karikatürlerin yayınlanmasının hemen ardından İran yönetimi sesini yükselterek, Fransa'ya karşı harekete geçeceklerini açıkladı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan Twitter hesabından paylaştığı mesajında, Charlie Hebdo'nun "aşağılayıcı eylemini" kınadı ve Paris'i bu yapılanı "karşılıksız bırakmamakla" tehdit etti.
Abdullahiyan, "Fransa'nın, ifade özgürlüğü bahanesiyle Müslüman ülkeler için kutsal olan değerlere saldırmaya hakkı yoktur. Ruhani liderimiz de İran için kutsaldır" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'nın basın açıklamasında da Fransız hükümeti, "Ülkede yapılan yayınlarda, İslam karşıtlığı ifadeleri ve ırkçı nefretin yayılması karşısında eylemsizlikle" suçlandı ve bu tür nefreti yayanlardan hesap sorulması talep edildi.
Fransa'dan "dine hakaret ve basın özgürlüğü" vurgusu
Ancak Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, "İran'ın aksine, Fransa'da basın özgürlüğü vardır" diyerek, Fransa'da "dine saygısızlığın suç olmadığını" hatırlattı.
Fransız Dışişleri, IFRI'nin kapatıldığına dair şu ana kadar resmi bir yazı almadıklarını, "ancak teyit edilirse bunun üzücü olacağını" bildirdi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Genel Sekreteri Christophe Deloire da, basın özgürlüğü vurgusu yaparak, İran'ın Fransa üzerindeki "kabul edilemez baskı ve şantajını" kınadıklarını açıkladı.
Le Figaro gazetesi, "Fransız Dışişleri Bakanlığı'na bağlı düşünce kuruluşu IFRI, İranlı yetkililer için bir casus yuvasından başka bir şey değil" ifadesiyle, İran'ın neden bu düşünce kuruluşunu hedef aldığını açıkladı.
Paris-Tahran ilişkileri geriliyor
Fransa ve İran arasındaki ilişkiler, nükleer anlaşmazlığın da zemininde iki yıldır her geçen gün daha da geriliyor.
Son yaşananlar, 2018'de Donald Trump'ın üç yıl önce müzakere edilen İran nükleer anlaşmasından ABD'yi çekmesiyle Paris ile Tahran arasındaki ilişkilerin bozulmasının yeni bir işareti.
"İran: Bir güç hareketi" kitabının yazarı, IRIS düşünce kuruluşu araştırmacılarından Thierry Coville Liberation gazetesine yaptığı değerlendirmede, "İran, Avrupalılar'ın uluslararası hukuku ihlal etmek pahasına ABD'nin kampını seçtiğini düşünüyor. Tahran'a uygulanan ve yabancı şirketleri korkutan, ülkeyi ekonomik krize sokan ambargo ve yaptırımlar, İran'daki en ılımlı liderleri yavaş yavaş ortadan kaldırdı. O zamandan beri muhafazakarların en sert kanadı tüm sistemi ele geçirdi. Aşırı muhafazakar Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin 2021 Ağustos'unda seçilmesi bunu doğruluyor" dedi.
Emmanuel Macron'un, "devrimlerine destek işareti" olarak geçen Kasım ayında Elysee Sarayı'nda, dört İranlı kadını kabul etmesi de İran yönetimini öfkelendirdi.
Macron'un bu adımı, İran konusunda "sertlik yanlısı politikaları" savunmasıyla bilinen yeni Fransız büyükelçisi Nicolas Roche'un ilk kez Dışişleri'ne çağrılmasına yol açtı.
Büyükelçi Nicolas Roche, Çarşamba günü, Charlie Hebdo dergisinin yayınlanmasından hemen sonra, ikinci kez Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.
Cumhurbaşkanı Macron, 20 Aralık'ta, Ürdün'deki bölgesel bir zirve sırasında, Tahran yönetimini, Irak'ta "bir tür hegemonya" kurmakla suçlamış ve bu politikayı kınadıklarını söylemişti. Tahran yönetimi, bu açıklamaları da not ettiklerini kaydetmişti.
İran hapishanelerinde aralarında öğretmenler ve araştırmacıların da olduğu 7 Fransız bulunuyor ve hepsi casuslukla suçlanıyor.
İran'ın günlük gazetelerinden Hemşehri de "İranlı yetkililere hakaret içeren" karikatürlere misilleme olarak, Emmanuel Macron hakkında hiciv karikatürleri yayınladı.