Fransa’da aşırı sağın güçlü dönüşü: Marine Le Pen tüm rakiplerine karşı zirvede

“Ülke bugün olduğundan daha fazla bölünecek”

Fransa’da aşırı sağın güçlü dönüşü: Marine Le Pen tüm rakiplerine karşı zirvede


Fransa’da aşırı sağın güçlü dönüşü: Marine Le Pen tüm rakiplerine karşı zirvede

Avrupa’yı sarsan pandemi, göç ve ekonomik krizlere Rusya ve Ukrayna savaşının da eklenmesi, Avrupa’da aşırı sağ partilerin yükselişini hızlandırıyor. Fransa’da son cumhurbaşkanlığı yarışında Emmanuel Macron’un yenilgiye uğrattığı aşırı sağcı lider Marine Le Pen, son hafta yapılan anketlerde, karşısına hangi aday rakip olarak çıkarsa çıksın, tüm anketlerde zirvede görünüyor.

Son cumhurbaşkanlığı yarışını Emmanuel Macron karşısında kaybeden aşırı sağ Ulusal Bütünleşme (RN) partisinin Meclis’teki grup başkanı Marine Le Pen, üst üste yapılan 3 ayrı ankette, karşısına hangi aday çıkarsa çıksın açık arayla birinci geliyor.

Harris Interactive'in Çarşamba günü Challenges dergisi için yaptığı ankete göre Marine Le Pen, rakibi kim olursa olsun, oyların yüzde 30 ila 33'ünü alarak 2027’deki cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda lider konumda bulunuyor.

Le Pen’in en yakın rakibi ise merkez sağın aday olmak isteyen önemli isimlerinden eski Başbakan Edouard Philippe. Philippe, aday olması durumunda, ilk turda yüzde 22 oy alabiliyor.

Marine Le Pen’e rakip olması muhtemel adaylardan radikal sol lider Jean-Luc Melenchon ise ancak yüzde 16-17, iktidar partisinden Maliye Bakanı Bruno Le Maire aday olursa da ilk turda yüzde 16 oy alabiliyor.

Aşırı sağ artık korkutmuyor

Elabe araştırma şirketinin BFM TV için bu sabah yayınladığı bir başka ankete göre de, katılanların yüzde 47'si, 40 yıldır Fransız siyasetinin ‘kara kedisi’ olan ve her seçimde sağ ve solun karşısında ‘cumhuriyetçi cepheyi’ kurarak birleştiği Ulusal Bütünleşme (Rassemblement National) partisi, artık Fransızlar'ı korkutmuyor. Anket, partisini ‘şeytanileştirme’ çabalarından uzaklaştırmak için merkez sağ bir söylem kullanarak oylarını yükselten Marine Le Pen’in bu stratejisinin uzun vadede başarılı olduğunu ortaya koyuyor.

Elabe anketinin sonuçlarına göre, 2027 başkanlık seçimlerinden 4 yıl önce, RN grubunun başkanı Marine Le Pen'in imajı ‘iyileşmeye’ devam ediyor. Ankete katılan neredeyse iki kişiden biri artık Le Pen ve partisinin “Fransızlar'ı biraraya getirebileceğine” (yüzde 47) ve “Le Pen’in cumhurbaşkanı olmak için gerekli niteliklere sahip olduğuna” (yüzde 48) inanıyor.

Fransızlar'ın yüzde 71'i Le Pen'i hala "otoriter," yüzde 51'i ise “endişe verici” olarak nitelendirirken; ankete katılanların çoğunluğu aşırı sağcı milletvekilinin “cesur” (yüzde 67) ve “dinamik” (yüzde 66) olduğuna inanıyor. Ankete katılanların yüzde 61’i ise, Le Pen’in “gerçekten bir şeyleri değiştirmek istediğine” inanıyor.

“Ülke bugün olduğundan daha fazla bölünecek”

Ankete katılanların yüzde 32'si, Marine Le Pen'in Elysee Sarayı’nda Emmanuel Macron'dan daha iyi performans göstereceğini düşünüyor. Elabe firması, bu görüşün esas olarak emekliler (yüzde 33) ve geçim sıkıntısı çeken dar gelirli Fransızlar arasında ( yüzde40) arttığını vurguluyor.

Fransızlar'ın yüzde 58’i güvenlik, yüzde 55’i de göç konularında Marine Le Pen'in “daha iyi politika izleyeceğine” güveniyor. Ancak eğitim (yüzde 51), sağlık (yüzde 53), alım gücü (yüzde 54), çevre ve ekoloji (yüzde 63) ve hatta Ukrayna'daki krizin yönetimi ( yüzde 64) konularında Le Pen’e güvenmiyor.

Ayrıca Fransız halkının yüzde 60'ı, Marine Le Pen ve Ulusal Bütünleşme partisinin iktidara gelmesi durumunda, “ülkenin bugün olduğundan daha fazla bölüneceğine” inanıyor. Ankete katılan her iki kişiden birisi de (yüzde 55) “Le Pen’in gelmesinin Fransa'nın uluslararası imajına zarar vereceğine” inanıyor.

Tek sıkı rakip Edouard Philippe

Harris Interactive gibi Elabe'nin yaptığı ankete göre de, Fransızlar'ın gözünde Marine Le Pen'i yenebilecek yeterli kapasiteye sahip tek kişinin eski Başbakan Edouard Philippe olduğu görüşü ağırlık kazanıyor.

Elabe’ın anketinde, bir sonraki başkanlık seçiminin ilk turu için Marine Le Pen önde gidiyor. Fransız halkının yüzde 61'i Marine Le Pen’in seçimi kazanabileceğini düşünüyor.

Aynı ankette, 2027'de yapılacak seçimlerde, katılımcıların yüzde 58’i eski Başbakan Philippe'in, yüzde 32’si İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’ın, yüzde 31’i Maliye Bakanı Bruno Le Maire’in, yüzde 30’u da Eğitim Bakanı Gabriel Attal’ın seçilmesini istiyor. Radikal solcu aday Melenchon ise yüzde 27’de kalıyor.

Elabe, “Marine Le Pen'e karşı Philippe’in kazanma şansı, çoğunluk için en muhtemel senaryo” tespitinde bulunuyor. Nitekim ankete göre Emmanuel Macron’a oy veren seçmenlerin yüzde 87'si, Jean-Luc Mélenchon’a oy verenlerin yüzde 63'ü ve hatta Marine Le Pen’e oy veren seçmenin yüzde 44'ü Edouard Philippe'in RN milletvekilini yenebileceğine inanıyor.

Solun umudunu yok eden sonuçlar

Geçtiğimiz hafta Viavoice tarafından Libération gazetesi için yapılan bir başka anket de Marine Le Pen'in yükselişini gösteriyor. Viavoice anketine göre, katılanların yüzde 44'ü Marine Le Pen'in ülkenin yaşadığı derin sorunlara “faydalı çözümler” sağlayabileceğine, yüzde 42'si ise “devlet başkanı konumuna” sahip olduğuna inanıyor.

Sol eğilimli Libération, bu sonuca, medyada ve siyasi alanda Le Pen’in en sevdiği temalar olan “güvenlik ve göç” konularının geniş yer almasının katkı yaptığını belirtiyor ve Fransız solunun içinde bulunduğu endişe verici durumun da diğer bir faktör olduğunu vurguluyor.

Macron’a karşı ikinci seçim yenilgisinden sonra bir süredir dikkatli bir politika izleyen ve günlük polemiklere katılmayan Marine Le Pen, sokak cinayetleri, çete hesaplaşmaları, artan ölümler, artan göç, ‘okullarda çarşaf giyilsin mi?’ gibi yalnızca 67 öğrenciyi ilgilendiren tartışmaların ön plana konulması, banliyö isyanları gibi birbiri ardına yaşanan olayları sessizce izleyip, sakince analiz etmekle yetiniyor.

Gazete, Viavoice’un yansıttığı sonuçlara kayıtsız kalınamayacağı uyarısında bulunarak, “Bu anketin iki önemli sonucu var. Öncelikle, Marine Le Pen'in karşı konulmaz yükselişi sürüyor. Ama aynı zamanda üstü kapalı olarak solun ona inandırıcı bir alternatif sunma konusundaki yetersizliğine de işaret ediyor. Rakamlar kendi adına konuşuyor” değerlendirmesine yer verdi.

Sol neden yok oldu?

Fransa gibi solun kalesi olan bir ülkede aşırı sağın birinci parti haline gelmesi; üstelik solun siyasi haritadan silinme riskine yaklaşacak kadar gerilemesi, popülist-sol parti projesinin de parçalanması, anket sonuçlarının yarattığı bir başka tartışma konusu.

Libération, aşırı sağın kazandığı oyların, ‘sözde radikal solun’ kaybettiği oylar olduğunu belirtiyor ve tarihçi Roger Martelli’nin kitabından alıntılar yaparak, “Öyle ki radikal sol LFI, aşırı sağ RN'den daha az yetkin, daha az güvenilir ve hatta daha şiddetli görülüyor. LFI’nin şiddete şiddetle, hakarete küfürle karşılık verme stratejisi sorgulanıyor. Nefret ve iç savaş metaforları yerine eşitlik ve vatandaşlık değerleri üzerinde uyum kurma projesi geliştirilmeli. Toplumumuzda var olan öfke; ‘korku ve yorgunluk’ gibi duyguların yanı sıra, aynı zamanda ‘düzen özlemi’ noktasına kadar da gidebilir” uyarısında bulunuyor.

Tarihçi-yazar Roger Martelli, “Sol Neden Kaybetti? Nasıl Kazanabilir?” adlı çok okunan kitabında, solu aşırı sağ tehdidini “perspektif içine almaması” konusunda uyarıyor ve yalnızca Fransa’da değil, tüm Avrupa’da kaybeden sola ayna tutuyor. Martelli, kitabında, “Elbette, eğer Le Pen ilerleme kaydediyorsa, bu onun için doğal olmayan bir beceri edinmiş olmasından, liberalizmin Avrupa'da ilerlemesinden ve göçmenlik temasının korkuları daha da arttıracak şekilde başka yöne çevrilmesinden kaynaklanmaktadır. Ama bunun nedeni aynı zamanda solun bu gelişmelere uygunsuz tepkiler vermesidir. Tüm solu birleştiren net bir alternatif proje yoksa, sosyolojik blokları fethetme çabaları boşunadır” diyor.

Arzu Çakır / VOA