Fransa'da genel seçimin ikinci turunda son 37 yılın 'öğle katılımı seviyesi' rekoru kırıldı

30.000 polis görevlendirildi

Fransa'da genel seçimin ikinci turunda son 37 yılın 'öğle katılımı seviyesi' rekoru kırıldı




Fransa'da genel seçimin ikinci turunda son 37 yılın 'öğle katılımı seviyesi' rekoru kırıldı

Fransa'da aşırı sağcı bir hükümetin iktidara gelmesi durumunda, çok sayıda analist parlamentoda siyasi tıkanma yaşanma ihtimalini yüksek görüyor.

Yaklaşık 68 milyon kişinin yaşadığı Fransa'da 49,5 milyon seçmen Pazar günü yerel saat ile 08:00'de (TSI 09:00) oy verme işlemlerine başladı.

Erken genel seçimlerin ikinci turuna katılım öğlen saatleri itibariyle yüksek seyrediyor.

Fransa İçişleri Bakanlığı'na göre, Pazar günü "öğle saatine kadar olan katılım oranı" yüzde 26.6 oldu. Bu oran, 1981'den bu yana "öğle katılım" seviyelerinin en yükseği olarak kayıtlara geçti.

Oylamanın 30 Haziran'daki ilk turunda Ulusal Birlik (RN) partisi yüzde 33'den fazla oy olarak parti adına şimdiye kadarki en yüksek oranına sahip olmuştu.

Merkez sol, Yeşiller ve aşırı sol partilerin ittifakı olan Yeni Halk Cephesi ise yüzde 28,14 oyla ikinci sırada yer aldı.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un merkezci ittifakı ise yüzde 20,76 ile üçüncü sırada yer aldı.

Pazar günkü oylamanın sonucu Ulusal Meclisi hangi partinin kontrol edeceğini ve kimin başbakan olacağını belirleyecek.

Macron'un zayıflayan merkezci çoğunluğuna desteğin daha azalması durumunda, Cumhurbaşkanı, iş dünyası ve Avrupa Birliği (AB) yanlısı politikalarının çoğuna karşı çıkan partilerle iktidarı paylaşılmak zorunda kalabilir.

30.000 polis görevlendirildi

Irkçılık ve antisemitizm gölgesinde ilerleyen seçim sürecinde 50'den fazla milletvekili adayının fiziksel saldırıya uğradığı bildirildi. Bu, Fransa'da alışılmadık bir senaryo olarak görülüyor.

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin "aşırı sol ya da aşırı sağın kargaşaya neden olmaması adına" seçim günü için 30.000 polis görevlendirildiğini duyurdu.

Hükümet sözcüsü Prisca Thevenot'ya seçim kampanyasını yürütürken yapılan saldırının ardından Perşembe günü France 2'ye verdiği mülakatta Darmanin, "Şiddetin sınırlarının serbest bırakılması ile böyle şeyler oluyor," dedi.

Seçim dönemindeki gerginlik, Fransa'nın Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmaya hazırlandığı ve milli futbol takımının EURO 2024 şampiyonasında yarı finale yükseldiği bir dönemde yaşanıyor.

Bu arada 49,5 milyon seçmen, ülkenin son 20 yıldaki en önemli seçiminin ortasında bulunuyor.

Ulusal Birlik'in mutlak çoğunluğu kazanması ve 28 yaşındaki lideri Jordan Bardella'nın başbakan olması halinde Fransa, İkinci Dünya Savaşı'ndaki Nazi işgalinden bu yana ilk kez aşırı sağcı bir hükümetle yönetilecek.

Sonuç büyük ölçüde belirsizliğini koruyor

Fransa'da sol ve merkez partilerin adayları birinci turun ardından, aşırı sağcı Ulusal Birlik'in genel seçimlerde ezici bir zafer kazanmasını önlemek için yarıştan çekildi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un merkezci partisi Rönesans ve sol ittifak Yeni Halk Cephesi'nden (NFP) aralarında birkaç bakanın da bulunduğu adaylar, Ulusal Birlik'teki rakiplerine karşı başarılı olma ihtimali en yüksek olan adayları desteklemek için yarıştan çekildi.

İki tur arasında yapılan anketler Ulusal Birlik'in 577 sandalyeli Ulusal Meclis'te en fazla sandalyeyi kazanabileceğini gösteriyor. Ancak anketler, Meclis'te çoğunluk için gereken 289 sandalyenin gerisinde kalacağını ve tek başına iktidar olamayacağını gösteriyor.

Çoğunluğu kazanması halinde Macron, Fransa'da "birlikte yürütme" olarak bilinen sık rastlanmayan bir düzenlemeyle iktidarı paylaşmak zorunda kalacak.

Bu durum başbakan ve cumhurbaşkanın partilerinin birbirlerine karşıt olmasıyla ortaya çıkıyor.

Bir diğer olasılık ise hiçbir partinin çoğunluğu elde edememesi ve parlamentonun askıda kalması.

Bu da Macron'u merkez sol ile koalisyon görüşmeleri yapmasını ya da siyasi bağları olmayan bağımsız bilim insanlarından oluşan bir hükümet kurmaya yönlendirebilir.

Her iki durum da Fransa için eşi benzeri görülmemiş bir durum olacak. Bu da AB'nin ikinci büyük ekonomisi olan Fransa'nın, Ukrayna'yı silahlandırma, çalışma yasalarında reform yapma ya da devasa bütçe açığını azaltma konusunda cesur kararlar almasını zorlaştırabilir.

Ulusal Birlik'in Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde Fransa adına en fazla sandalyeyi kazanmasının ardından Macron, 9 Haziran ayında erken seçim kararı almıştı.

Bu karar, en yakın müttefiklerini bile şaşırtırken, piyasalarda durgunluk ve tedirgin yarattı.

Özellikle küçük kasabalarda ve kırsal bölgelerde yaşayan pek çok Fransız seçmen, düşük gelirlerden ve Paris'teki elitist siyasi liderliğin, işçilerin zorluklarına kayıtsız kalmasından dolayı hayal kırıklığı yaşıyor.

Ulusal Birlik, genellikle Fransa'nın sorunları için göçü suçlayarak kırsaldaki seçmenlerle bağlantı kurdu ve parti adına son on yılda geniş bir destek oluşturdu.

Seçimler Pazar günü geç saatlerde tamamlanacak

Ulusal Birlik partisi lideri Le Pen partinin pek çok tutumunu yumuşattı. Pen, artık Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nden (NATO) ve Avrupa Birliği'nden (AB) çıkma çağrısı yapmıyor.

İkinci tur oylaması Fransa'nın Güney Pasifik'ten Karayipler'e, Hint Okyanusu'ndan Kuzey Atlantik'e kadar uzanan denizaşırı topraklarında Cumartesi günü başladı.

Seçimler, Fransa anakarasında Pazar günü saat 20:00'de sona erecek. Resmi sonuçların ise Pazar günü geç saatlerde ya da Pazartesi günü erken saatlerde açıklanması bekleniyor.

Bu süreçte Macron, istifa etmeyeceğini ve 2027'e kadar olan görev süresi sona erene kadar cumhurbaşkanı olarak kalacağını söylemişti.

EURO NEWS