Fransız doktor: Kırılmanın eşiğindeyiz

Fransa Acil Servis Doktorları Derneği Sözcüsü Dr. Christophe Prudhomme, DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı:

Fransız doktor: Kırılmanın eşiğindeyiz




DW Türkçe’ye konuşan Fransa Acil Servis Doktorları Derneği Sözcüsü Dr. Prudhomme, hasta sayısı nedeniyle "kırılmanın eşiğine geldiklerini" söyledi.

Avrupa'da yeni tür koronavirüs salgınının en fazla hasara uğrattığı ülkelerden biri de Fransa. Fransız Sağlık Bakanlığının son verilerine göre ülkede hayatını kaybedenlerin sayısı toplamda 4 bin 32 oldu. Fransa'da 6 bin 17 kişi yoğun bakımda. Toplamda 24 bin 639 kişi Covid-19 sebebi ile hastanelerde tedavi görürken kayıt altına alınan toplam vaka ise 50 binin üzerinde.

Peki sokağa çıkma sınırlandırmasının 16‘ncı gününün yaşandığı ülkede, alınan önlemler yeterli mi? Fransa Acil Servis Doktorları Derneği Sözcüsü Dr. Christophe Prudhomme, DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı:

DW Türkçe: Fransa’daki koronavirüs durumunu değerlendirir misiniz ? Başbakan önümüzdeki günlerde "Durum daha da kötüye gidecek" dedi. Neden durum daha da kötüye gidecek?

Dr. Christophe Prudhomme: Evet, durum çok gergin. Özellikle önde gelen dünya metropollerinden birisi olan Paris'te. Bugün yoğun bakım yataklarımız doyma noktasına gelmiş durumda. Bugün bizim hükümetin materyalleri transfer ederek Paris'te yatak sayısını artırması daha akılcı olurdu. Bugün güçlükle 10 bin yoğun bakım yatağını hizmete sunmuş durumdayız ama ilerleyen günlerde bize 15 bin yoğun bakım yatağı daha gerekecek. Hükümetin bu krizi yönetmekte çok güçlük çektiğini görüyoruz. Sadece yatak sayısı konusunda değil maske ve koruyucu önlük gibi materyaller konusunda da zorluk yaşıyoruz. Solunum cihazı sayısında da sıkıntımız var. Bugün sağlık personelleri seferber olmuş durumda. Ama sağlık personeli rezervimizde de sıkıntı var, özellikle Paris'te. Durum bu. Salgını yönetebilme noktasında test yapma açısından çok geride kalmış bir durumdayız. Başbakan bize konuşmasında Nisan ayı sonunda günde 50 bin test yapabilme hedefinden bahsetti. Almanya bugün günde 50 binden fazla test yapıyor. Zaten 15 yıldır her kış, her yaz, her tatil döneminde, her hafta sonunda yoğun bakım yatak sayımız eksikti. Böyle çok yüksek, dramatik sayıda hastalı bir krizle karşılaşınca kırılmanın eşiğine geldik.

Hükümetin aldığı önlemleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Zamanında mı müdahale edildi yoksa geç mi kalındı?

Her zaman geç kalıyorlar, bunu görüyoruz. Biz hastanelerin materyal, yatak sayısı, personel sayısı bakımından bu ölçekte bir krizi karşılayamayacağını söyledik. Sonra bize maske stokları hakkında yalan söylediler. Maske stokları yenilenmedi. Dolayısıyla böyle bir durum için gerekli en temel materyallerde zorluk içindeyiz. Son yaptığımız eleştiride, sadece 20 hastayı trenle transfer etmek için 24 saat boyunca 150 sağlık çalışanını seferber ettiler. Bunun yerine personel ve çalışanları transfer etmek daha akıllıca olurdu. Biliyor musunuz, Paris'in merkezinde, Notre Dame Kilisesi'nin yanında kapatılmak üzere olan bir hastane var. Müsait olan yerleşkeler var, onlarca metrekare kullanılmaya müsait alan var. Kapatılan bir yoğun bakım servisi var, solunum destek sistemi ile birlikte ve bir iki günde açılabilir. Ama tercih edilen bu değildi. Bir "sağlık treni” organize ettiler. Bu çok medyatik.

Peki bu durum kaç günde ve nasıl aşılacak? Öngörüleriniz nedir?

Gelecek haftadan korkuyoruz. Başkent Paris'in olduğu Ile de France bölgesindeki durum çok gergin. Ben dün acil servisteydim. Vakalarda geçen hafta her gün gördüğümüz gibi bir artış yok. En yüksek noktada istikrara kavuşma durumunda gibiyiz. Son günlerde gördüğümüz günlük artış seviyesi olmadan hala çok hastamız var. Eğer en yüksek noktaya geldiysek bu haftanın çok zor olma riski var. Sonra bunun çok uzun sürmemesini ve gelecek haftadan itibaren ya da önümüzdeki 10 gün içinde bir düşüş olmasını umut etmek gerekli. İyi ki şu anda 3-4 bölgemiz özellikle salgından etkilenmiş durumda. Ama diğer bölgeler şu anda salgını bekliyor. Bu bölgeleri, gelen hasta sayısı yükseldiğinde kapasitelerini maksimum noktasında tutmak için korumak gerekiyor.

Beraat Gökkuş

Deutsche Welle Türkçe