Fransız okullarına çocuğunu gönderen veliler, Türk öğrencilerin haklarının korunmasını talep ediyor
“’Çocuğun üstün yararı’ ilkesi göz önünde bulundurulsun”
Fransız okullarına çocuğunu gönderen veliler, Türk öğrencilerin haklarının korunmasını talep ediyor
Türkiye’deki iki Fransız okuluna çocuğunu gönderen veliler, Fransız ve Türk makamları arasında krizi çözmeye yönelik yapılacak görüşmelerde ‘çocuğun üstün yararı’ ilkesine bağlı kalınmasını ve Türk öğrencilerin cezalandırılmamasını talep ediyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Fransa Büyükelçiliği arasında Türkiye’de eğitim veren iki Fransız okulunun hukuki statüsü konusunda yaşanan anlaşmazlığın krize dönüşmesi, bu okullarda eğitim gören Türk öğrencilerin geleceği ilgili endişeleri de beraberinde getirdi.
Tartışmaların odak noktasında bulunan Ankara’daki Charles de Gaulle ve İstanbul’daki Pierre Loti okullarına yeni kayıt yaptıran ve halen eğitimlerine devam etmekte olan Türk öğrencilerin velileri hem Fransız hem de Türk yetkililerden çocuklarının haklarının korunmasını talep ediyor.
Euronews’a konuşan bir veli, endişesini dile getirerek yaşanan krizin “öznesinin çocuklar” olduğunu ve “çocuklarla ilgili bir mağduriyetin söz konusu” olduğunu belirtti.
MEB ile Fransız büyükelçiliği arasında yaşanan anlaşmazlık üzerine, “1942 yılından beri var olan köklü bir okul. Hukuki statüsü ile ilgili bir fikrimiz yoktu. Araştırma gereği duymadık,” diyerek, “60 yıldır var olan bir kurumun egemen devlet ile sorun yaşadığı aklımızın ucundan geçmedi” ifadelerini kullandı.
2024-2025 eğitim yılı için yeni kayıt yaptırdığını söyleyen veli, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in cumartesi günü yaptığı açıklamalara değinerek, “Şu noktada hangi duruma düştüğümüzü bilmiyorum. Çocuğu ilkokulda olanlar devam edecek ama biz, şimdi başka bir okul mu bakacağız?” diyerek mağduriyetini dile getirdi.
“’Çocuğun üstün yararı’ ilkesi göz önünde bulundurulsun”
Bakan Yusuf Tekin’in cumartesi günü Erzurum’da yaptığı konuşmada Aralık ayından beri iki taraf arasında halihazırda devam eden müzakere sürecinden bahsetmesiyle ilgili ise, “Madem böyle bir durum vardı, bu okulu tercih etmek isteyenlere basın yoluyla ön bilgilendirme, bir açıklama yapılsaydı biz de ona göre değerlendirirdik” dedi.
“(Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin genel ilkelerinden biri olan) ‘Çocuğun Üstün Yararı’ ilkesini göz önünde bulundurarak (Bakan Tekin’in) bize seslenmesini ve çözüm yolu sunmasını istiyoruz,” dedi.
“Şayet başka bir okula kayıt yaptıracaksak, nakil olmamız ile ilgili inisiyatif alınmasını istiyoruz” diyerek ekledi.
“Kayıt olamama durumu yok”
Euronews’a konuşan başka bir veli ise, Bakan Tekin’in bu okullarda okuyan Türk öğrencilerin “okullaşmamış” olduğu açıklamasına değinerek, milli eğitim sisteminin böyle bir duruma müsaade etmediğini belirtti.
“Çocuğumuzu ilkokula yazdırdığımızda mahallemizdeki okula kayıtlı görünüyordu. Biz de gidip mahallemizdeki okulumuza, çocuğumuzun (Fransız okuluna) kayıtlı olduğuna dair bir dilekçe verdik” diyerek öğrenci bilgilerinin MEB sisteminde var olduğunu belirtti.
“Kayıt olamama durumu yok. Zaten (mahallenizdeki okula) gidip bildiriyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Milli Eğitim Bakanlığı internet sitesi’nde yer alan bilgilere göre, okul öncesi, ilkokul birinci sınıf ve ortaokul beşinci sınıfa başlayacak öğrencilerin okul kayıtları, “herhangi bir başvuru olmaksızın” adrese dayalı olarak yapılıyor.
En çok zarar görecek olanlar yurt dışı görevi olanların çocukları
MEB ve Fransız büyükelçiliği arasında yaşanan anlaşmazlıktan en çok zarar göreceklerin “yurt dışına atanan müşavirler ve hariciye mensuplarının çocukları” olacağını belirten veli, bu iki Fransız okulunun “yurt dışı tayinleri olan veliler için tek okul” olduğunu söyledi.
“Yurt dışı görevi olan birçok kişinin çocuğu bu okullarda okuyor. Dünyanın her yerinde AEFE okulları var. Bu da yeknesaklık sağlıyor. Yurt dışına atanan müşavirler, yurt dışı tayini çıkan müşavirler ve tekrar Türkiye’ye dönenler için Ankara’da başka bir okul yok. Sonuçta Türkiye’ye döndüğümüzde çocuğum sıkıntı yaşamadan aynı müfredat ile devam edebilecek” dedi.
Yaşanan krizin çözülememesi durumda ise “Bir ay içinde bu kadar çocuk nasıl başka okullara kayıt yaptıracak? Dönem başlayana kadar Ankara’da Fransızca eğitim gören çocukları alacak bir sistem yok. Diyelim ki alındılar, bu çocuklar yeni eğitim sistemine ne kadar entegre olabilecekler” diyerek endişesini dile getirdi.
Başka bir veli ise “Çocuklarımızda okula devam edebilecek miyiz kaygısı var. Bu tedirginliği kimseye yaşatmamalılar. Böyle yaparak Türk vatandaşlarını cezalandırıyorlar,” diyerek hem Türk hem de Fransız yetkililerine Türk öğrencilerin mağdur edilmeden bu sorunun çözülmesi yönünde adımlar atılması çağrısında bulundu.
Nasıl bu noktaya gelindi?
Ankara'daki Charles de Gaulle ve İstanbul'daki Pierre Loti liseleri, Türkiye’deki Fransız elçiliğine bağlı iki okul.
İki okul da doğrudan Fransız Milli Eğitim Bakanlığı ve Yurt dışı Fransız Eğitim Ajansı (AEFE) tarafından yönetiliyor. Okulun eğitim-öğretim kararları direkt olarak AEFE tarafından alınıyor ve denetleniyor. Müfredat, AEFE’nin tüm dünyada eğitim veren kurumları ile uyumlu olarak düzenleniyor.
İki Fransız okulunun Türkiye'den resmi onayı bulunmuyor. Bu durumda MEB tarafından resmi olarak tanınmıyor. İki taraf arasındaki anlaşmazlık da bu noktada başlıyor.
Aralık ayında MEB ve Fransız büyükelçiliği arasında yapılan görüşmelerin ardından 2024 yılı başında iki Fransız okuluna Türk vatandaşı öğrencilerin artık alınmayacağına dair haberler çıkmaya başladı.
Bir süre sonra, MEB’in iki Fransız okulunda din kültürü ve ahlak dersi verilmesini ve Türk öğretmenlerin çalıştırılmasını istediği iddiaları kamuoyuna yansıdı.
12 Temmuz’da Türkiye Fransız Kültür Merkezi Genel Müdürü ve Kültür Etkinlikleri İşbirliği Müsteşarı Sylvie Lemasson imzasıyla velilere yazılı açıklama gönderildi.
Açıklamada, 2 Temmuz tarihinde MEB’in kendilerine gönderdiği anlaşma taslağının kabul edilmemesi halinde, 2024-2025 öğretim yılından itibaren Türk öğrenci alınamayacağı ve okulda eğitim gören öğrencilerin de Türk okullarına nakledileceğine ilişkin bir nota verildiği belirtildi.
13 Temmuz’da ise Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Erzurum İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda Fransız yetkililerin sunulan şartları kabul etmemeleri halinde gerekli hukuki prosedürü başlatacaklarını açıklamasıyla gerginlik arttı.
Hemen ardından 14 Temmuz Pazar günü Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği, yaşanan soruna ilişkin sosyal medya hesabı X üzerinden yayınladığı açıklamada, “müzakereleri bir çözüme ulaştırmaya son derece odaklı bir şekilde sürdürmeye kararlı” olduklarını açıkladı.
Yapılan açıklamada, “Paris’ten bir heyetin, Türk Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmek ve diyaloğu devam ettirmek üzere Türkiye’ye gelmesi için bir ziyaret düzenliyoruz” bilgisi verildi.
EURO NEWS