GATA skandalını kim hazırladı?

Erbaş Hoca’dan ‘hurafeci’ tarifi

GATA skandalını kim hazırladı?




Akif Beki

Akif Beki

GATA skandalını kim hazırladı?

Sağlık Bakanlığı, skandal paylaşımları ortaya çıkan Dr. Ali Edizer’i gecikmeden görevden aldı.

Fakat tepkileri dindirmedi, tartışma sürüyor.

Edizer sosyal medyada, nefret ve halkı birbirine düşmanlığa tahrik suçları içeren mesajlarla tanınmıştı.

Kah çok eşliliği savunmuş. Kah karşıt görüşteki kadınları ‘kaltaklıktan cariyeliğe’ geçirmekle tehdit etmiş. Kah Mesut Yılmaz gibi siyasileri, gasilhanede bir avuç pamukla bekleyen imam hatiplilerle korkutmuş.

İstediği sansasyona yol açana kadar da yapmadık zirzopluk, denemedik pespayelik, yoklamadık hırtlık bırakmamış.

Dudak uçuklatan bu pervasızlık ve fütursuzluk neyle açıklanabilirdi?

Cüretini ve işgal ettiği kadroyu ehliyetine, liyakatine değil tarikat bağlantısına ve militan partizanlığına borçlu olduğu söylendi.

Marmara İlahiyat Dekanı Prof. Ali Köse’nin “Bir FETÖ gitti bin FETÖ geldi” uyarısını haklı çıkaran örnekler arasında gösterildi.

Bu arada, ‘Yetmez Ama Evet’ kavgası da yeniden alevlendi.

Dendi ki; bir zamanların köklü GATA’sında, böyle bir şaklaban nasıl başhekim yardımcısı olabildi?

Edizer profilinin devlette önünün açılmasından ‘Yetmez Ama Evet’çileri sorumlu tutan cevaplar verildi.

Kamu kurumlarındaki çürüme ve yozlaşma için, AK Parti’nin 2010’daki Anayasa değişikliğine kerhen destek veren liberaller suçlandı.

Kabahat döndü dolaştı, askeri vesayetle mücadelede AK Parti’den yana tavır alanların üstüne yıkıldı.

AK Parti’nin bugünkü yanlışlarında dünkü askeri vesayet düzeninin günahlarını aklamaya, kirli çamaşırlarını yıkamaya bakanlar, fırsatı yine kaçırmadı.

İktidarın her şeyiyle başından beri yanlış, kendi muhalefet gerekçelerinin de her konuda başından beri haklı olduğunu ispatlarmış gibi kullanıyorlar.

AK Parti taban tabana değişmedi, yeni AK Parti eskisiyle kavga halinde değil; CHP de hala eski CHP, hatalarından ders alıp yenilenmedi sanki. Yeni AK Parti’yi eleştirenleri, “Eskiden destekliyordunuz ama, unutmadık” diye güya sıkıştırıyorlar.

Demirel’in tabiriyle “Dünkü güneşte bugünün çamaşırları kurutulabilir” sanıyorlar.

Kendi vesayetçi geçmişlerini, AK Parti’yi büyütüp bugünlere getiren antidemokratik tutumlarını unutturmaya çalışıyorlar belki de.

Buyurun size, sık sık kızıştırılan tartışmanın taraflarından iki tivit:

Cumhuriyet’ten Çağdaş Bayraktar:

“Dün AKP’nin kuruluşunda AKP’ye vitrin olan, laikliğe burun kıvırıp küçümser tavırla yaklaşan, ‘askeri vesayet bitiyor, oleeey’ diyerek kumpas davalarda gönüllü tetikçilik yapan ‘sol-liberaller’, bugün GATA’daki meczup için ‘nasıl olur böyle şey’ diyor. Sanki payları yokmuş gibi.”

‘Yetmez Ama Evet’çiler adına Prof. Eser Karakaş:

“Bugün GATA’dan bir doktor atıldı, seküler kesim bu meczuba haklı olarak tepki verdi. Keşke aynı kesim Emine Erdoğan, Başbakan eşi olarak Nejat Uygur’un yattığı GATA’ya sokulmadığı zaman gösterse idi. Bugün AKP hala güçlü ise Yetmez Ama Evet nedeni ile değil, Emine Erdoğan’ı GATA’ya almayanlar yüzündendir.”

Kimin karın ağrısının ne olduğunu anlatıyor. Kendi hesabını vermeyenler, tutturmuş hala neyin hesabını soruyorsa!

 

Erbaş Hoca’dan ‘hurafeci’ tarifi

Anladık, halk bunlardan uzak dursun da...Kendisini kandıran din tacirlerini, cehaletini söğüşleyen dalavereci ve üfürükçü hocaları, istismarcı sahte şeyhleri, batıl inanç tezgahı açan tarikat ve cemaatleri, hurafe pazarlayan hokkabaz ve madrabazları nerelerinden, nasıl tanıyacak?

KRT TV’deki üçlü programımızda, Yavuz Oğhan lafı bu soruya getirdi.

Ben de Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Hoca’nın, geçen hafta verdiği tarifi afiş yapıp her sokağa, her eve asmamız gerektiğini söyledim.

Burada da bir nüshası dursun. Şu ölçülere vurun, uyuyorsa şarlatan ve bezirgan hurafecinin ta kendisidir:

“Eğer bir yerde masum ve hatasız kabul edilen kişiler varsa...Doğru bilginin kaynağı şahıslar, rüyalar gibi subjektif şeylerse...Birtakım kitaplar İslam’ın temel kaynaklarından daha çok itibar görüyorsa...Hakikat tekelciliği yapılıyorsa...Akıl, mantık ilkelerine ve ahlak değerlerine aykırı söylem ve davranışlar varsa...Eleştirel düşünce kötüleniyor, sorgusuz teslimiyet isteniyorsa...Biliniz ki orada İslam’dan başka bir inanç, başka bir anlayış egemendir.”

Yeterince açık, gördüğünüz her yerde eşkalinden tanırsınız artık.

AKİF BEKİ / KARAR