Gazetecilikte “vize” dönemi; basın kartı iptal edilen gazeteciler “yıpranmayacak”

14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 24 Temmuz 2018’de kuruldu.

Gazetecilikte “vize” dönemi; basın kartı iptal edilen gazeteciler “yıpranmayacak”


İletişim Başkanlığı’nın gazetecilerin basın kartlarını iptal etmesi hakkındaki tartışmalar sürüyor. Kartları ile birlikte yıpranma haklarını da kaybeden gazeteciler tepkili. Basın örgütleri kartlarını meslek örgütlerinin vermesini istiyor

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Ocak 2019’da başlattığı Türkiye’deki tüm basın kartlarını yenileme süreci, basın kartlarının iptali tartışmasına dönüştü.

İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin ardından 14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 24 Temmuz 2018’de kuruldu.

Kapatılan başbakanlığa bağlı Basın, Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün görev ve yetkileri de İletişim Başkanlığı’na devredildi.

Başkanlık, “Devletin tanıtma siyasetinin ve tanıtma ile ilgili alanlarda” strateji belirlemek, “Türkiye'nin dış tanıtım faaliyetlerini yönlendirmek”, “Yerli ve yabancı basın-yayın organlarının ve mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmaya yönelik düzenlemeleri yapmak ve gerekli tedbirleri almak” görevlerinin yanı sıra “Basın-yayın kuruluşu mensuplarına basın kartı düzenlemek, Basın Kartı Komisyonu'nun sekretarya faaliyetlerini yürütmek” yetkilerine sahip oldu.

'Gazetecilik yapmak için basın kartı sahibi olma zorunluluğu yoktur'

İletişim Başkanlığı, kuruluşundan 5 ay sonra Basın Kartı Yönetmeliği’nde değişikliğe gitti. Cumhurbaşkanlığı kararı ile 14 Aralık 2018’de yayımlanan yönetmelikte, “Basın Kartı verilecek kişilerde aranan şartlar” başlığına, “Terörle Mücadele Kanunu kapsamında terör suçları ve terör amacı ile işlenen suçlardan hüküm giymemiş olmak” şartı ile “kamu barışına karşı suçlar kapsamında hüküm giymemiş olmak” şartları eklendi.

Gazetecilik için aranan niteliklerin yanı sıra “Milli güvenlik ya da kamu düzenine aykırı davranışlarda bulunması veya bu tür davranışları alışkanlık edinmesi” de basın kartının iptal gerekçesi sayıldı.

Gazetecilik meslek örgütleri ise, 1947’den itibaren 14. kez değişen yönetmeliğe tepki gösterdi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) süreci Danıştay’a taşıyarak yönetmeliğin iptalini istedi.

Cumhurbaşkanlığı davaya verdiği savunmada, “...gazetecilik faaliyetinde bulunmak için basın kartı sahibi olma zorunluluğu yoktur. Kişiler basın kartı sahibi olmaksızın da gazetecilik yapabilir, fikirlerini ifade edebilirler. Nitekim basın kartı sahibi olmayan pek çok basın mensubu bulunmaktadır” görüşünü iletti.

Tüm kartlar yenilendi

Yönetmelik değişikliği sonrasında İletişim Başkanlığı, Ocak 2019’da “genel kart değişimi” kararı alarak gazetecilerden yenileme başvurusunda bulunmalarını istedi.

10 Şubat 2019’da tamamlanan başvuruların ardından yeni “turkuaz” renkli kartlar 28 Haziran 2019’da dağıtılmaya başlandı.

İletişim Başkanlığı İrtibat Merkezleri’ne aynı gün içinde başvuran yüzlerce gazeteci ise yoğunluk sebebi ile kartların 500’er adet basıldığı, bazı başvurulara ilişkin de değerlendirme sürecinin devam ettiği bilgisini aldı.

Değerlendirme yıl boyunca sürdü

Basın kartı yenileme süreci yıl boyunca devam ederken gazeteciler bu süreçte hem “sarı” hem “turkuaz” renkli kartlarını kullanmaya devam etti.

Birçok gazeteci eski basın kartlarının kullanım süresinin dolması nedeniyle sorun yaşarken, değişim süreci tamamlanana kadar İletişim Başkanlığı sarı basın kartlarının kullanılabileceğini sözlü olarak basın mensuplarına ilettiği öğrenildi.

Yıl içinde Basın Kartı Birimi’ne ve CİMER üzerinden İletişim Başkanlığı’na yenileme durumunu soran gazetecilerin “değerlendirme devam ediyor” yanıtını aldığı belirtildi. 

İptaller kapıda bıraktı

Geçen hafta ise İletişim Başkanlığı tarafından değişim sürecinin kurum içinde tamamlandığı belirtilerek, eski sarı basın kartları ve 18 yıl basın kartı sahipliğinin ardından alınabilen sarı renkli olan sürekli basın kartları idari kararla iptal edildi.

Çeşitli kamu kurumlarına ve TBMM’ye girmek isteyen gazetecilerin kartlarının iptali gerekçesi ile geri çevrilmesinin ardından iptal kararı duyuldu.

E-Devlet sisteminden ve İletişim Başkanlığı sitesinden durumlarını kontrol eden gazeteciler daha önce “kullanımda” bilgisi bulunan alanda “iptal edilmiştir” yanıtı ile karşılaştı.

Çok sayıda kurumdan basın kartı sahibi gazeteciler, kendilerine herhangi bir bildirim ve gerekçe iletilmeden kartlarının iptal edildiğini açıkladı.

Independent Türkçe’nin ulaştığı basın kartları iptal edilen gazeteciler, İletişim Başkanlığı’nın “değerlendirme” olarak ifade ettiği sürecin temel olarak “güvenlik soruşturması ve arşiv taraması” olduğunu aktardı.

İletişim Başkanlığı’nın toplu iptal kararının ardından oluşan soruna ilişkin formül arayışında olduğu öğrenildi.

Ayrıca kaç gazetecinin basın kartının iptal edildiği de açıklanmadı.

Yıpranma hakkı da kayboluyor

Basın kartları iptal edilen gazeteciler kamu kurumlarına ve faaliyetlerine akreditasyon dışında mesleki faaliyetlerine devam edebilseler de 2013’te yeniden kazandıkları “fiilî hizmet süresi zammı”nı yani “yıpranma hakkı”nı kaybetti.

2008 yılına kadar 360 gün çalışma karşılığında 90 gün yıpranma hakkı bulunan gazeteciler, 2013’te bu haklarını yeniden kazandı.

Ancak 2013’teki değişiklikte Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’da gazetecilerin yıpranma hakkı için “Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartı sahibi olmak” şartı getirildi.

İptal kararının ardından gazeteciler sorunun çözümünün uzaması halinde bu haktan da yararlanamayacak.

Her yıl vize şartı geldi

İletişim Başkanlığı’nın iptal kararı yönetmelikteki “vize” maddesine ilişkin de tartışma başlattı.

Yönetmeliğin “Her yılın sonunda bildirim” başlıklı 35'nci maddesi’ndeki “Başkanlık, basın kartlarının geçerliliğini koruyup korumadığının tespiti amacıyla her yılın sonunda vize işlemi yapar” hükmü ile benzer iptallerin her yıl yaşanabileceği endişesini beraberinde getirdi.

Aynı madde kapsamında İletişim Başkanlığı, “yıllık vize işlemleri” için mesleki çalışmaların gönderilmesini de isteyebilecek.

Basın kartlarının iptaline gazetecilik meslek örgüleri de tepki gösterdi:

Basın İş Genel Başkanı Eren: Basın kartını meslek örgütleri vermeli

İptal kararlarını Independent Türkçe’ye değerlendiren DİSK’e bağlı Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren şunları söyledi:

Basın kartları uzun bir süredir iktidar tarafından gazetecilere baskı aracı olarak kullanılıyor. Aslında bu iktidardan önce de sorunlu bir alandı basın kartları ve gazetecilik. Mesela Metin Göktepe öldüğünde birileri ‘Onun sarı basın kartı yok, gazeteci değil’ bile diyebilmiştir. Şimdi iktidar kimin, nasıl gazetecilik yapması gerektiğine karar vermek istiyor. Aslında bütün sıkıntıları gerçeklerin kamuoyu tarafından bilinmesinin istenmemesi. Büyük yalanlarla sürdürüyorlar iktidarlarını. Bunun için gazetecilere baskı yapıyorlar. Bunun son örneklerinden biri de iptal edilen basın kartları.

Eren, “Basın kartları olmayan meslektaşlarımız sahada zorlanıyor. Şimdi iptal edilen kartların sahibi olan meslektaşlarımız için de aynı sorun yaşanacak. Biz yıllardır iktidarların verdiği basın kartlarının bir gazetecilik ruhsatı olmadığını söylüyoruz. Bize göre basın kartları hükümetlerden bağımsız gazeteci örgütleri tarafından verilmeli. Gazetecilik örgütlerinin verdiği kartlar da iktidar tarafından kabul edilmeyecektir ilk başta, ama bunu kabul ettirmek de hakikat mücadelesinin bir parçası” ifadelerini kullandı.

TGS: Gerekçesi açıklanmalı

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından basın kartları hakkında yapılan açıklamada ise şu ifadeler kullanıldı:

Şu anda yüzlerce gazetecinin basın kartı iptal edildi. Kartı iptal edilen gazeteciler arasında sürekli basın kartı taşıyanlardan meslek örgütü temsilcilerine, yerel medya çalışanlarına kadar yüzlerce gazeteci var. Özellikle Ankara’da basın kartı iptal edilenler Meclis’e, Bakanlıklara giremez, siyasi parti temsilcilerini takip edemez hale geldi” açıklaması yapıldı. TGS’nin açıklamasında, “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bir an önce bu konuya açıklık getirmek zorundadır. Yıllardır bu kartı taşıyan gazetecilere kartlarının neden yenilenmediğini, iptal edilme gerekçelerini kamuoyuna açıklamak zorundadır.

ÇGD: Suç işlendi

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından iptal kararının kabul edilemez olduğunu vurgulanarak, “İletişim Başkanlığı, mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelik hukuksuz, basın özgürlüğü karşıtı uygulamalarına devam ediyor. İletişim Başkanlığı yetkilileri, anayasa ve yasalara aykırı şekilde, hiçbir gerekçe sunmaksızın çok sayıda meslektaşımızın basın kartını iptal ederek açıkça suç işlemiştir” açıklaması yapıldı.

Uluslararası basın örgütleri tepki gösterdi

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) basın kartı iptallerine karşı dayanışma içinde olduklarını duyurarak, basın kartı yenileme süreci için bağımsız bir basın komitesi çağrısında bulundu.

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) de iptalleri kınadığını açıkladı. IPI Türkiye Program Yöneticisi Oliver Money-Kyrle, basın kartı iptallerini “bağımsız ve eleştirel basına karşı yapılmış bir diğer utanmaz saldırı” olarak değerlendirdi.

Money-Kyrle, “Yetkililere bu kararın derhal kaldırılması çağrısında bulunuyoruz” dedi.

Yabancı gazeteciler de endişeli

Türkiye’de mesleki faaliyetlerine devam eden yabancı uyruklu gazetecileri de  çalışma izinlerinin yenilenmemesinden kaygılandığını aktardı. 

Yabancı Medya Derneği Türkiye (FMA) sosyal medya hesaplarından “23 günden bu yana, Türkiye’deki +320 yabancı medya çalışanının geçerli basın kartı, yani çalışma izni yok. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yenilemeler 31 Aralık öncesinde yapılmadı. Yetkililer gerekli açıklamayı yapmayarak yabancıları belirsizlikte bırakıyor” açıklaması yaptı.

 

Şeyma Paşayiğit   / Independent Türkçe