Gaziler Günü'nde "gazi sayılmayanlar" yaşadıklarını anlattı

Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçaslan'la konuştuk

Gaziler Günü'nde "gazi sayılmayanlar" yaşadıklarını anlattı


Gaziler Günü'nde "gazi sayılmayanlar" yaşadıklarını anlattı

19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği Başkanı Atilla Polat ve Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçaslan'la konuştuk

Gazilik unvanı ve haklarına kavuşmayı bekleyen yaklaşık 20 bin asker ve polis bulunuyor /

Sakarya Meydan Muhaberesi'nin kazanılmasının ardından, 19 Eylül 1921'de Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'e Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından "Mareşal" rütbesi ile "Gazi" unvanı verildi ve bu tarihten itibaren 19 Eylül, "Gaziler Günü" kabul edildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'ne göre ise terör saldırıları sonucu yaralanıp, yüzde 40’ın altında maluliyeti (sakatlık) bulunan görevliler, gazi olarak kabul edilmiyor.

Bu düzenleme nedeniyle yaklaşık 20 bin kişi yasal olarak gazi kabul edilmediğinden, sosyal hak ve yardımlardan faydalanamıyor.

4 Eylül'de Independent Türkçe'de yayınlanan haber sonrasında konu bir kez daha gündeme gelmişti. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'nin açılmasıyla konuyu gündeme getireceklerini açıklamıştı.

Independent Türkçe'nin ulaştığı kaynaklara göre, MHP'nin ardından İYİ Parti de yeni dönemde bu konuda adım atmaya hazırlanıyor.

Aralarında 30 yılı aşkın süredir gazilik unvanı bekleyen isimlerin de yer aldığı yaklaşık 20 bin kişinin gözü kulağı, 1 Ekim'de açılacak olan mecliste.

!9 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla, terörle mücadele yaralansalar da resmi olarak gazi kabul edilmeyen asker ve polislerin durumunu ele aldık.

Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği (TMSY) Başkanı Atilla Polat ile Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçaslan'la konuştuk.

"Ayağımda, kolumda, kafamda bile şarapnel parçalarıyla yaşıyorum ama gazi sayılmıyorum"

2014 yılında kurulan TMSY'nin başkanlığını yürüten Atilla Polat, 23 senedir gazi sayılmayı beklediğini anlattı:

1997 yılında Bingöl'de yeröristlerle girdiğim silahlı çatışmada yaralandım. Vücudumda 30'un üzerinde şarapnel parçasıyla yaşıyorum. Ayağımda, kolumda, kafamda bile şarapnel parçalarıyla yaşıyorum ama gazi sayılmıyorum. Vücudumda fonskiyon kaybı var, kalıcı sekel var, kulağımda işitme kaybı var ama gazi sayılmıyorum! Psikolojik tedavi görüyorum, 2 yıldır düzenli şekilde ilaç kullanıyorum. 

"Kapı kapı dolaşıp devlete gazi olduğumuzu kabul ettirmeye çalışıyoruz"

Yıllardır mecliste bu konuda 100'ün üzerinde soru önergesi, araştırma önergesi verilse de sonuç alınamadığını ifade eden Polat, "Herkes 'Hala bu sorununuz çözülmedi mi' diye soruyor. 6 yıldır kapı kapı dolaşıp devlete gazi olduğumuzu kabul ettirmeye çalışıyoruz" dedi.

Atilla Polat, yeni tip koronavirüs salgınının öncesinde oğluyla arasında geçen bir diyaloğu ise şu sözlerle anlattı:

"Oğlum ilkokula gidiyordu. Pandemiden hemen önce, Gaziler Derneği'ne gittiler. Çocuğum eve sinirli bir şekilde geldi. Benden gazi kartımı ve madalyamı göstermemi istedi. Hiç unutmam, 'Baba bana gazi kartını gösterir misin? Madalyan nerede? Gazi olanlara gazi madalyası ve kart veriliyormuş, sende yok. İnsanları kandırıyorsun, senden nefret ediyorum' dedi. Çok üzüldüm. Sayın Süleyman Soylu'ya seslenmek isterim, benim yerimde siz olsanız evladınıza ne söylerdiniz?

Atilla Polat TMSY gaziler.jpg
Atilla Polat / Fotoğraf: TMSY 

 

"Şehidin şahidi gazidir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yla görüşebilmeyi ve onlara dertletini anlatabilmeyi dileyen Polat, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: 

30 yılı aşkın süredir ülkemiz terörle mücadele ediyor. Biz neden gazi sayılmıyoruz? Biz farklı ülke için mi vurulduk? Neden üvey evlat muamelesi görüyoruz? Bizler bu vatan için vurulduk. Şehidin şahidi gazidir. Bizler Allah katında gaziyiz, devletimiz nezdinde de gazi sayılmak istiyoruz. Neden bizi kimse duymuyor, görmüyor, kimse bize sahip çıkmıyor? 5 milyon Suriyeliye bakan devletimiz, 20 bin vatan evladına da bakar değil mi? Artık bizlerin bu sessiz çığlığını duysunlar istiyoruz. En önemli amacımız, öldüğümüzde ay-yıldızlı bayrakla defnedilmek. Bu bizim hakkımız, kimse bunu bize çok görmesin. Artık devlet-i aliye bize sahip çıksın.

 

"Gazi kabul edilmem için parmağımın bir santim daha kopması gerekiyormuş!"

26 yıldır gazi unvanı almayı bekleyen Mesut Kılıçaslan, 5 yıl önce kurulan Malul Sayılmayan Gaziler Derneği'nin genel başkanlığını yürütüyor.

Son 5 yılda sosyal medya üzerinden örgütlenerek, seslerini duyurmaya çalıştıklarını anlatan Kılıçaslan, şu sözleri söyledi:

25 Haziran 1994'te Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde 2 bin 900 rakımlı Kato Dağı'nda, PKK tarafından tuzaklanmış, el yapımı bombanın patlamasıyla yaralandım. İki parmağımı kaybettim. Yüzde 19 çıktı, yüzde 40 olması gerekiyor. Gazi kabul edilmem için parmağımın bir santim daha kopması gerekiyormuş! 

"Gazilik santimle ölçülemez, hak edilmiş bir mertebedir"

"Gazilik santimle ölçülemez, hak edilmiş bir mertebedir" diyen Mesut Kılıçaslan, 1953 senesinde çıkarılan 1053 sayılı nizamnameyi eleştirdi.

Kılıçaslan, "1'den 6'ya kadar derecelendirme yapmışlar. Kolları, bacakları olmayan, bir kol bir bacağı olmayan ya da elleri olmayan gibi çeşitli kriterler var. Kurşun ya da şarapnel parçası saplandı diyelim, hayatî önem taşıyan yerlerde değilse bu parçalar, gazi sayılmıyorsunuz! Ama örneğin, 3 milim daha saplansa kurşun ya da şarapnel parçası, gazi kabul ediliyorsunuz! İşiniz santime kalmış!" ifadelerini kullandı.

 

Mesut Kılıçaslan Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı.jpg
Mesut Kılıçaslan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Sayın Cumhurbaşkanı'na ulaşamıyoruz"

Kendisi gibi terör olaylarında yaralanarak gazi unvanı almayı bekleyen yaklaşık 20 bin asker ve polisin bulunduğunu belirten Kılıçaslan, dönem dönem kendilerine söz verildiğini ancak bunların tutulmadığını ifade etti: 

Siyaset dünyası ve bürokrasi, her sene 19 Eylül Gaziler Günü'nde mesaj yayımlayıp, bizi hatırlıyorlar. Sonra da 364 gün yüzümüze bakmıyorlar! Gittiğimiz kurumlardaki kişiler, görüştüğümüz siyasiler, 'Sizler bizim gönlümüzün gazisisiniz' diyorlar ama kimse elini yardım için uzatmıyor! Sayın Cumhurbaşkanı'na ulaşamıyoruz. Tenis topu gibi oynanıp duruyoruz.

Son olarak Mesut Kılıçaslan, aralarında vatan için uzvunu feda edenlerin, terör kurşunu ya da şarapnel parçalarıyla yaşayanların ve hatta şarapneller tarafından zehirlenme tehlikesiyle karşı karşıya kalanların bulunduğu kişilerin çoğunun terör olayındaki yaralanma sonucunda psikolojik sorunlarla da boğuşmak durumunda kaldığını anlattı. 

Kendisinin de GATA'da 1,5 yıl hem ortopedi hem de psikiyatri bölümünde tedavi gördüğünü anlatan Kılıçaslan, "Yerdeki içecek kutularının, tenekelerin içine patlayıcı tuzaklanmış olabilir diye düşünerek tedirgin olduğum, ateş açılacak sanarak tepelere bile bakamadığım zamanlar çok oldu ama ben gazi olamadım. Parasından da geçtik, o unvanı, onuru bize verin, bunu yaşamak hakkımız" şeklinde konuştu.

Malul Sayılmayan Yaralı Terör Gazileri Araştırması

"Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği", "Malul Sayılmayan Gaziler Derneği"  ve İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Başcıllar'ın gerçekleştirdiği araştırmada, terörle mücadelede yaralanmış bin 408 kişiyle görüşüldü.

Araştırmaya göre yaklaşık her iki görevliden biri mermi (yüzde 47), yaklaşık her dört görevliden biri mayın/el yapımı patlayıcı (yüzde 23), her beş görevliden biri ise el bombası (yüzde 18) sonucu yaralandı.

Çalışmada ayrıca, yaklaşık her beş kişiden ikisinin (yüzde 43) halihazırda vücudunda şarapnel parçaları taşırken, yüzde 11'inin vücudunda mermi bulunduğu bilgisi yer aldı.

Yaralananların yüzde 42'si Kara Kuvvetleri Komutanlığı, yüzde 42'si Jandarma Genel Komutanlığı mensubuyken, yüzde 65'i ise zorunlu askerlik hizmeti sırasında yaralandı. 

Araştırmada görüşülen kişilerden yüzde 42'si ayağından, her dört kişiden biri başından, her üç kişiden biri ise kolundan yara aldı. 

Araştırmada ayrıca, her beş kişiden dördünün ise (yüzde 84) terör saldırısı sonucu yaralanmanın yol açtığı sağlık sorunlarının devam ettiğini bilgisi de yer aldı.

Lale Elmacıoğlu  / The Independentturkish