Geleceğin “çiflikten sofraya” yolculuğunda neler olacak?

Çiftlikten Sofraya - Farm to Fork konferansı: 18 Şubat 2020

Geleceğin “çiflikten sofraya” yolculuğunda neler olacak?


Tarım, binlerce yıldır insanlık için vazgeçilmez sektörlerden biri. Birleşmiş Milletler raporuna göre dünyanın toplam nüfusu 2050 yılında 9.7 milyar, yüzyılın sonunda da 11 milyara ulaşacak. Bu durum dünya gıda ihtiyacının 2050 yılına gelindiğinde bugünkü seviyeden yaklaşık yüzde 60 daha fazla olacağına işaret ediyor. Tarım 3.0’dan Tarım 4.0’a geçerken mimarlık, tarım, tasarım, enerji ve bilim-teknoloji’nin bir arada hareket etmesi gerekiyor.

Hayvan refahının etin lezzet ve sağlığı ile bağını biliyor musunuz?

Peki, ürettiğimizin üçte birini israf ettiğimizi ve dünya çapında 800 milyon insanın kronik olarak açlık seviyesinde olduğunu?

Bu beslenme şekilleri ve gıda politikaları ile yeryüzündeki mevcut kaynaklar artık insanlığa yetmiyor.

“Farm to Fork” konferansı, bu konuları masaya yatırmak üzere 18 Şubat’ta uluslararası ve lokal isimleri bir araya getirmeye hazırlanıyor.

Yeni nesil çiftçilik, bilim topluluğu, enerji mühendisliği, tarım ve hayvan refahı gibi konularla yenilikçi bireyler arasında daha güçlü bağlantılar sağlanması hedeflenen konferansta alanında uzman mimarlar, tasarımcılar, şefler ve girişimciler bir araya gelecek.

Yapılan son araştırmalara göre dünya gıda ihtiyacı 30 yıl sonra 60 kat artmış olacak. 2030 yılına geldiğimizde ise 122 milyon insan açlıkla yüz yüze gelecek. Türkiye’de ise son 10 yılda, Hollanda’nın yüz ölçümünün yarısı kadar tarım toprağı kaybedildi.

21’inci yüzyılda fiziksel ve psikolojik sağlığımızın temeli olan gıda aynı zamanda karşılaştığımız çevresel ve sosyal sorunların merkezinde yer alıyor. Mevcut gıda üretimi politikaları ile iklim değişimi arasında doğrudan bir bağ bulunurken, mevcut gıda politikaları çevresel sorunların temel sebeplerinden biri. Örneğin fosil yakıtların kullanımı iklim değişikliğini şiddetlendiren unsurlar arasında yer alıyor. Bu sebeple çiftlikten sofraya ulaşan üretim sürecinde tasarımcıların acil olarak hayvan refahı, beslenme şekilleri, doğanın korunması, yapılaşma, yerleşkeler ve iklim ile ilişkileri ele alması gerektiğine inanan IND [Inter.National.Design] Mimarlık 18 Şubat 2020’de bu konuları masaya yatırmak üzere bir konferans düzenliyor. Türkiye ve Hollanda’da bulunan ana ortaklar ile uluslararası bir işbirliği çerçevesinde Mimar Sinan Üniversitesi’nin organizasyon desteği ile düzenlenen konferansın ana konusu tarımın alternatif geleceği için çiftlikten sofraya yolculuk olacak.

Metropol ve kırsal yaşam pratikleri birleşiyor

Bugüne kadar bu konulardaki akademik ilgi çoğunlukla, mimarlık, planlama, peyzaj ve bağlantılı tasarım çalışmaları ile metropol, şehir ve kasabalara yoğunlaştı. Hayvan ve doğaya ait sorunları yaşayan kırsal kesimin ihtiyaçları genelde göz ardı edildi. Günümüz dünyasında endüstri 5.0’dan konuşulurken, hayvan sağlığı ve gıda üretimini cep telefonundan kontrol eden, tarım ürünlerinin kalitesini drone uçuşlar ile inceleyen, infra-red gözlükler ile ilaçlama yapılan bir dünyaya doğru evroluyoruz. Bu günümüz metropol ile kırsal yaşam ayrımının iletişim ve mekan olarak ortadan kalktığı bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Kapalı döngü nedir?

Yaşanan değişim ve teknolojik dönüşüm, tarım uygulamalarından, gıda ürünlerinin ve çevre üzerindeki etkilerinin azaltılmasına kadar insan, doğa, hayvan, peyzaj, tarım, atık, gübre, seracılık, enerji ve buna bağlı tüm üretim sistemlerinin kapalı bir döngü ile kurgulanmasını gerektiriyor. Kapalı döngü, döngüsel tasarıma dayalı bir proje olup, çiftliklerin kendi iç verimliliklerine odaklanarak, gıda üretimlerini artırmaya, sürdürülebilir toprak yönetimine ve dış girdilere olan bağımlılıklarını azaltmaya, hatta tamamen yok etmeye yönelik bir projedir. Örneğin, büyükbaş hayvancılık yapan bir çiftlik sahibi, hayvanların atıkları ile çiftliğin kendi enerjisini üretebilir, ihtiyaç fazlasını satabilir ve enerji dönüşümünden açığa çıkan sıcak su ile seralarını ısıtabilir.

Farm to Fork konferansında, Hollanda’nın başarılı alternatif tarım projeleri masaya yatırılacak (Wageningen Üniversitesi - Almere şehri - kentsel tarım planlama tekniği: Oosterwold, Rotterdam - Yüzen Çiftlik projesi)

Konferansta, akademisyen Prof. Güzin Konuk, Doçent Kaya Sönmezler, Prof. Hasan Hayri Tok ve Prof. Paul Kaldjan, Biyogaz Uzmanı ve Makine Mühendisi Barış Samir konuşacak.

Kutluğ Ataman’ın ödüllü Palanga projesi

Türkiye’den örnek proje ile Arkitera işveren ödüllü “Palanga” isimli proje örneği üzerinden Palanga Sanat ve Mimarlık Çiftliği (PAAF) kurucusu ve sanatçı Kutluğ Ataman konuşma yapacak. Projeye katkı sağlayan mimar ve sanatçı kadrosu Nevzat Sayın, Hasan Çalışlar, Han Tümertekin, Arman Akdoğan, Cem Sorguç, Kerem Piker, Selin Maner,Sevince Bayrak,Oral Göktaş, Giovanni Bellotti, Mevce ve Eren Çiraci, Dilara Demiralp ve dünyaca ünlü şef Mehmet Gürs de konuyla ilgili görüşlerini paylaşacak.

Konferansta ayrıca Boğaziçi Üniversitesi Profesörü ünlü sosyolog Zafer Yenal da “Yemek, tasarım ve geleceği”” isimli sunumu ile katılımcılarla sosyolojik araştırma ve çalışmalarını paylaşacak.

IND [Inter.National.Design] Kurucu Ortağı ve Mimar Arman AkdoğanProjeyi bu noktaya, bu kadar çok değerli ismi de bir konferans çatısı altında bir araya getirebilmek bizi çok heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor. Başta Creative Insdutries Funds NL ve Palanga Çiftliği’nin Kurucusu Kutluğ Ataman’a sağladıkları destekler için teşekkürü borç biliriz. Barış Samir ve Özgür Şahin’e de çiftliğin enerji üretim ve tüketim fizibilite çalışmalarını geliştirdikleri için emeklerine teşekkür ederiz. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne organizasyonumuzu gerçekleştirmek için kapılarını açtıkları için teşekkür ederiz. Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Sema Ergönül ile Dr. Ömer Devrim Aksoy’un çabaları paha biçilemez. Burada sayamadığımız pek çok isim ve kurum var. Ülkemiz için faydalı bir konferans olmasını diliyoruz” açıklamasını yaptı.