Gençosman Killik: Gençlerin kaçmak değil kalmak istediği ülke yaratmak istiyoruz

Gençler partiye üye olunca işe girememe kaygısı yaşıyor...

Gençosman Killik: Gençlerin kaçmak değil kalmak istediği ülke yaratmak istiyoruz




Gençosman Killik: Gençlerin kaçmak değil kalmak istediği ülke yaratmak istiyoruz

CHP Gençlik Kolları Başkanlığı’na yeni seçilen Gençosman Killik: KYK borçlusu gençlerden biriyim. Sanayide sol düşünceden etkilendim. Gençler partiye üye olunca işe girememe kaygısı yaşıyor...

Serkan Alan

ANKARA -Gençosman Killik, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 16’ncı Kurultayı’nda gençlik kolları başkanlığına seçildi. CHP’nin yüksek oranlarda oy almadığı Konya’da dünyaya gelen ve siyasete 18 yaşında partiye üye olarak başlayan Killik, adının hikâyesini, aile yapısını ve projeleriyle, hedeflerini anlattı.

KYK borçlusu gençlerden birisi olduğunu, sanayide çalıştığı dönemde sol düşüncenin kendisinde filizlendiğini, ailesinin klasikleşmiş CHP profilinde olmadığını söyleyen Killik, “Biz gençlerin kaçmak değil, kalmak istediği bir ülke yaratmak istiyoruz” diyor. AK Parti iktidarının yaşlandığını, Türkiye’nin genç bir iktidara ihtiyacının olduğunu söyleyen Killik, gençlere yönelik “Bütün genç arkadaşları AK Parti iktidarının gidişine katılmaya davet ediyoruz” çağrısı yapıyor.

CHP Gençlik Kolları Başkanı Gençosman Killik'in sorularımıza şu şekilde yanıt verdi:

‘BABAM, DEDEMİN İSMİNİ VERMEYİ UYGUN GÖRMÜŞ’

30 yaşında bir avukatsınız. CHP Gençlik Kolları Başkanı seçilmenizin ardından kamuoyu özellikle isminize çok ilgi gösterdi. İsminizin hikayesi merak konusu…
Benim dedemin ismi Osman. Hz. Osman nedeniyle tarihte karşılığı olan bir isim. Dedemin ismi olması nedeniyle babam bana onun ismini vermeyi uygun görmüş. Dede isimleri çocuklara verilirken eklemeler yapılır, Osman Can olur, Ali Osman olur. Babam da değişik olsun, küçük olana vurgu yapmak için Gençosman yapmış. Dedemden kaynaklı ama tarihsel olarak Osmanlı padişahı ve Bağdat fatihi bir Yeniçeri’nin de adı olması nedeniyle babamın ilgisini çekmiş.

Gençosman Killik: Sanayide çalışma şartlarını gördükçe, işçilerin çok uzun mesai saatlerinde düşük ücretlere çalıştığına tanık oldukça sol düşünceye ilgi duydum.


‘AİLEM KLASİKLEŞMİŞ CHP SEÇMENİ PROFİLİNDE DEĞİL’

CHP Gençlik Kolları Başkanı seçilmenizin ardından mutluluğunuzu ailenizle ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla paylaştığınız bir fotoğraf gördük. Annenizin başörtülü olması sebebiyle “muhafazakâr bir aileden geldiğiniz yorumları” yapıldı. Aileniz de CHP’li miydi?
Ailem klasikleşmiş Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni profilinde değil. Ben siyasal düşünceme çok müdahale edilen bir ortamda büyümedim. Babam devlet memuru annem ev hanımıdır. Babam üniversite mezunu devlet memuru olması sebebiyle aydın bir insandır. İnsanların siyasi görüşlerine karışmaz.  Kendi çocuğu olsa bile. Bana aile içerisinde öyle bir ortam oluşturulunca bende de lise döneminde sol düşünce fikirleri oluştu. Okuduğum kitaplarla arkadaşlarımla sol düşünce filizlenmişti. Bu üniversite yıllarında daha da kuvvetlendi ve CHP’ye girerek siyasal mücadele içerisine girdim. 18 yaşından bu yana da CHP’nin içerisindeyim. Stantlarda broşür dağıtarak gençlik kolları çalışmalarına başladım. Daha sonrasında Konya’da il gençlik kolları başkanlığı görevi yaptım. CHP Gençlik Kolları Genel Sekreterliği yaptım. Bugün de partimizin gençlik kolları genel başkanıyım.

‘AİLEMLE GURUR DUYUYORUM’

Tabi böyle bir aileden yetişmiş olmak benim için endişe duyulacak, utanılacak bir şey değil.  Gurur duyuyorum. Her insan ailesini çok sever, ben de çok seviyorum. Onların kimliklerinden dolayı hiçbir utancım yok. Onların değerlerini çok seviyorum ve asıl kıymetli olanın bu olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi böyle demokratik bir parti. İnsanların etnik kökeni, dini inancı, sosyal durumları hiç önemli olmaksızın partide emek verenlerin bir noktaya gelebildiği demokratik organ. CHP Gençlik Kolları da 1960’larda kurulmuş bir organ ve çoğu siyasi partiden eski. Ben şu an buranın gençlik kolları genel başkanıyım. Konyalı olmam, ismimin böyle ailemin böyle olmasının hiçbir engelini görmedim. Bu Türkiye açısından da çok önemli mesaj.

‘SANAYİDE SOL DÜŞÜNCEDEN ETKİLENDİM’

Anlattığınız geçmiş dönemde sizin fikirlerinizi etkileyen birisi ya da birileri oldu mu?
Ben yaz aylarında sanayiye çalışmaya giderdim. O dönemde çalıştığım yerde işçi bir abimiz vardı. O beni çok etkilemişti. Oradaki insanların çalışma şartlarını gördükçe, işçilerin çok uzun mesai saatlerinde düşük ücretlere çalıştığına tanık oldukça sol düşünceye ve kitaplara ilgi duymuştum. O insanların ezilmişliğini görünce kendimi o insanlar için mücadele etmeye motive etmiştim. O yaşadıklarım beni etkilemiştir.

‘ÖNYARGIYI AKP İKTİDARI YARATTI’

Konyalısınız. CHP’nin en az oy aldığı yerler arasında yer alıyor. Sizin çalışmalarınız burada bir değişim yaratır mı?
Ben Konyalı olmam sebebiyle dışarıda şöyle bir algı vardı: “Konyalı olan birisi, muhafazakâr aileden yetişen birisi CHP içerisinde bir yere gelemeyebilir. Gelmesinin önünü tıkanır.” Çünkü bu önyargıyı AKP iktidarı yarattı. Tamamen kutuplaştıran, ötekileştiren bir söylemle insanları kodladıkları bir düzen yarattılar. Biz de ülke olarak bu düzene ne yazık ki uyduk. Halbuki benim hiç öyle bir problem olmadı. Bu Konya’daki insanlar için de mesaj oldu, geri dönüşler de alıyorum. Benim aile yapıma uygun insanlar, “Demek bizim çocuklarımız da oralarda varlar, oralarda bir noktalara gelebiliyorlar” diyorlar. Bunu yaşayıp görüyorlar. AKP iktidarı tarafından insanlara yerleştirilen önyargılar tamamen kırılmış oldu.

‘TÜM KESİMLERİN BEKLENTİLERİNE KARŞILIK VERMEK İSTİYORUZ’

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde “Muhafazakâr dünyayla helalleşmemiz lazım…” ifadelerini kullandı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? CHP'ye mesafeli genç muhafazakâr seçmenlere ulaşmak için nasıl adımlar atmayı düşünüyorsunuz?
Genel başkanımızın söylediği helalleşme konusu şöyle: Siyasi partiler ve siyasetçiler hata yapmaya açık. Çünkü hiçbirimiz olağanüstü insanlar değiliz. CHP’nin de tarihsel dönemlerde belki o insanların hassasiyetlerini anlayamadığı, o insanların sorunlarına çözüm üretemediği dönemler oldu. Biz o eksiklikleri kapatmak istiyoruz. Türkiye’deki tüm kesimlerin, sadece muhafazakâr özeline indirmemek lazım, sorunlarına, beklentilerine karşılık vermek istiyoruz. Muhafazakârlar da bu ülkenin mozaiği. Biz o mozaikle de barışmak ve bütünleşmek istiyoruz.

‘BEN ANNEMİN YA DA KIZ KARDEŞİMİN YAŞAM TARZINA MÜDAHALE EDEBİLİR MİYİM?’

AKP iktidarının, “Biz iktidardan gidersek muhafazakâr insanların yaşam tarzına yeniden müdahaleler olabilir” gibi korkutma söylemleri var. Bu insanlar benim annem, kız kardeşim.  Dünyada benim için onlardan daha önemli insan olamaz.  Ben annemin ya da kız kardeşimin yaşam tarzına müdahale edebilir miyim? Ya da edildiği bir ortamda siyaset yapabilir miyim?  Asla böyle bir şey olmayacak. Aksine o insanların AKP iktidarı tarafından kullanılmasından çok rahatsızız. O insanlar asla önemsenmiyor, AKP için sadece oy kaynağı. Biz o insanların değerlerini savunuyoruz. Bugün bir araya gelemesek de yarın geleceğimize inanıyoruz. Muhafazakarların hassasiyetlerine yönelik de çalışmalarımız var.

‘BİR CEP TELEFONU ALMAYA ÇALIŞIRKEN BÜYÜK BEDELLER ÖDÜYORUZ’

2023 seçimlerinde 6 milyon Z kuşağı gencin oy kullanacağı ve seçim sonuçlarını doğrudan etkileyeceği ifade ediliyor.  Buna yönelik ne tür adımlarınız olacak? Gençlere nasıl yaklaşacaksınız?
Gençlik olarak dünya ile iletişimimiz diğer kuşaklara göre daha kuvvetli. İnternetin, teknolojik ortamın getirdiği şekilde dünyadaki akranlarımız ne seviyede yaşıyorlar, nelere ne şekilde sahip olabiliyorlar, ne rahatlıktalar görebiliyoruz. Biz bir cep telefonu, oyun konsolu alırken ya da araba almaya çalışırken çok büyük bedeller ödüyoruz. Belki çok ağır borçların altına girerek, aylarca taksit ödeyerek bir oyun konsoluna, bir telefona sahip oluyor Türkiye’de gençler ama dünyadaki gençler bunları harçlıkları ile alıyorlar.

‘GENÇLER YENİ BİR METOT BEKLİYOR’

Bizim dünyadaki refah seviyesini yakalayabileceğimiz bir ortam oluşturmamız lazım. Sadece maddi gelişmelerde değil gençlerin düşüncelerini rahatlıkla ifade edebildiği, sosyal yaşama, konserlere, sinemaya, başka şeylere rahatlıkla ulaşabildiği bir Türkiye yaratmak istiyoruz. Bunun için gençliğin beklentilerini o şekilde yorumluyoruz. Bu noktada Z Kuşağı ile ilgili düşüncelerimiz sadece siyasal olarak, CHP’ye katılsınlar üye olsunlar düzeyinde değil. Stantta broşür dağıtmak, eylemde slogan atmak değil. Yeni bir metot bekliyor gençler. Türkiye’deki son yıllarda yapılan gençlerin yüksek katılım sağladığı eylem, gençlerin Tayyip Erdoğan’ın Youtube yayınına katılarak dislike attığı eylemdi. Bizim asla alıştığımız bir siyasal eylem değildi örneğin. Girdiler, milyonlarca genç dislike atarak tepki gösterdi. Artık dijital dünya böyle bir şey. Z kuşağının siyaset yapma metodu da böyle. Biz o siyaset yapma metotlarına ulaşarak, o insanların oylarını almak istiyoruz. Çünkü gençlerin hayal ettiği, yaşamak istediği Türkiye’yi ve dünyayı hayal ediyoruz. Bunu kurmak için de o insanların oylarına ve desteğine ihtiyacımız var.

Z Kuşağının diline hitap eden bir konuşma metodu geliştireceksiniz yani?
Evet. Biz de partinin gençlik organlarıyız. Biz de insanların içerisinde bulunuyoruz. Bizim arkadaşlarımız da o kuşağın içerisinde yetiştiği için o dili partiye de kabul ettirip, gençlere uygun şekilde geliştireceğiz.

‘BEN DE KYK BORÇLUSU GENÇLERDEN BİR TANESİYİM’

Parti kimliğinizden ziyade genç olmak size ne hissettiriyor?
Ben de KYK borçlusu gençlerden bir tanesiyim. Hâlâ kredi ödüyorum devlete. Türkiye’de gençlerin yaşadığı sorunlar ortak aslında. Ben de bunlardan bir tanesiyim. Gençler iş bulma sorunu yaşıyor. Borç içerisindeler, nitelikli eğitim alamıyorlar, refaha kolaylıkla erişemiyorlar. Kaygı var. Gelecekle ilgili çok umutsuzlar. Bu umutsuzluk onlara Türkiye’den ayrılmayı teşvik ediyor. Pek çok nitelikli genç Türkiye’den ayrılıyor. Ama biz gençlerin kaçmak değil, kalmak istediği bir ülke yaratmak istiyoruz. Bu noktada da gençlik algısını insanların mutlu, özlemle hatırlayacağı bir döneme dönüştürmek istiyoruz.

‘GENÇLERİN KENDİNİ İFADE EDEBİLDİĞİNİ SÖYLEMEK İYİMSERLİK OLUR’

CHP’nin hazırladığı bir raporda Türkiye’de her beş kişiden birinin dijital şiddete uğradığı, özellikle gençlerin hedef alındığı belirtiliyordu. Bugün gençler kendilerini ifade edebilecek alanlar bulabiliyor mu? Bu alanların çoğaltılması adına adım atacak mısınız?
Gençlerin kendini ifade edebildiğini söylemek çok iyimserlik olur. Bugün Türkiye’de tweet paylaşan herkes ‘başıma bir iş gelir mi’ korkusuzla aklındaki tweet’in çok farklı bir şekilde dönüştürülmüş halini paylaşıyor. Asla düşündüklerini rahatlıkla söyleyemiyorlar. Dijital alanda bir şey paylaşıldığında hem troll ordusu tarafından linç edilme, hem hukuki süreçte kaygılar, korkular taşıyorlar. Gençlerin uygun bir ortama sahip olduğunu düşünmüyorum.

‘ÜNİVERSİTELERDE SİYASAL PARTİLERİN ÇALIŞMA YAPMASI YASAK’

Yıllardır CHP’nin kadro anlamında “yaşlı” bir imajının olduğu görüşü vardı. Sizce bu değişti mi? Değişiyor mu?
Türkiye’deki genç siyasal katılım anlamında, sadece CHP’de değil, tüm siyasal katılım için böyle bir problem var. Bu da aslında Türkiye’nin pratikleriyle ilgili bir problem. 12 Eylül’den sonra özellikle gençlerin siyasete katılmasının önünde çok ciddi engeller oluşturuldu. Üniversitelerde bugün siyasal partilerin çalışma yapması yasak.

‘GENÇLER PARTİYE ÜYE OLUNCA İŞE GİREMEME KAYGISI YAŞIYORLAR’

Onun dışında gençler bir siyasi partiye üye olduğu zaman, işe girememe kaygısı yaşıyorlar.  Bu özellikle muhalefet partilerinde insan kaynağı problemi yaratıyor. Bizim çok fazla gönüllümüz var. Ama aynı oranda parti üyemiz yok. Neden? Çünkü insanlar burada resmi bağları olduğu zaman, yarın mülakatlarda elenecekleri korkusunu yaşıyorlar. Bu sadece bir korku değil, reelde yaşanan bir pratik. Çünkü pek çok insan siyasi düşüncelerinden dolayı mülakatlarda eleniyor. Hatta siyasal düşüncesinden dolayı değil, belirli vakıflara, cemaatlere dahil olmadıkları için eleniyorlar. TÜGVA belgeleri bunun açık örneği. Sadece tarafsız kalarak değil, oralarda olmadığı için bile işlere yerleşemiyorlar. Ondan kaynaklı siyasetin gençleşmesinde biraz problem var. Biz CHP iktidarında o özgürlük ortamını sağladığımızda, Millet İttifakı ile beraber, o genç katılımın, genç siyasetçi sayısının da fazlasıyla artacağını düşünüyorum.

‘GENÇLERİ AK PARTİ İKTİDARININ GİDİŞİNE KATILMAYA DAVET EDİYORUZ’

Bu aşamada gençlere yönelik ifade ettiğiniz “korkuyu” ve “kaygıyı” yenmeleri adına mesajınız var mı?
AK Parti iktidarı yaşlı bir iktidar artık. AK Parti iktidarı yaşlandı. Türkiye’nin genç bir iktidara ihtiyacı var. Biz bu genç iktidarı sağlayarak, gençlerin önünü açacağımız bir mücadele başlatmak istiyoruz. Bu mücadeleyi sağlarken de örgütlü mücadeleye ihtiyacımız var. Aslında bütün genç arkadaşları AK Parti iktidarının gidişine katılmaya davet ediyoruz. Çünkü AK Parti iktidarı gidiyor. Bütün genç arkadaşları buna vesile olacaklar. Sadece oylarıyla değil, çalışmalarıyla da buna katkı sunacakları bir düzen istiyoruz.

DUVAR