Gezi Davası’nda Karar 22 Nisan’da Verilecek
1602 gündür tutuklu olan Kavala: ‘‘Casusluk suçlaması hukuk dışıdır’’
Gezi Davası’nda Karar 22 Nisan’da Verilecek
Üçüncü Gezi davasının altıncı duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanıkların savcının bir önceki duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasına karşı beyanlarını dinleyen mahkeme heyeti duruşmayı 22 Nisan’a erteledi.
Mahkeme, 8 Ekim 2021’de başlayan yargılamanın 22 Nisan’da, eğer o günkü duruşma uzarsa 25 Nisan’da yapılacak sekizinci duruşmada verileceğini açıkladı.
Mahkeme 1602 gündür Silivri Cezaevi’nde tutulan işadamı Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamı yönünde karar verdi.
1602 gündür tutuklu olan Kavala: ‘‘Casusluk suçlaması hukuk dışıdır’’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisi hakkındaki ‘‘Soros artığı’’ sözleri nedeniyle ilkinden sonraki hiçbir celseye katılmayan Kavala, savcının kendisi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle ilgili beyanını sundu.
SEGBİS aracılığıyla duruşmaya iştirak eden Kavala, ‘‘Beraat ettikten ve tahliye kararı verildikten sonra iki ayrı suçtan tutuklandım. Henri Barkey ile görüşmelerle ilgili herhangi bir somut bilgi ve belge de konmadı dosyaya. Bu görüşmeler sadece birbirine yakın baz istasyonundan gelen sinyale dayanıyordu. Casusluk suçundan tutuklanmış olduğumun hukuksuz olduğu artık aleni hale gelmiştir. Özellikle casusluk suçlamasına dair ne ortada temin edilmiş bir bilgi var ne de iddia makamı bu bilginin ne olduğunun araştırılmasına dair bir çaba. Casusluk suçlamasının kurucu unsurunun var olmadığını, bu husus var olmadan böyle bir suçlama yapılması tamamen hukuk dışıdır’’ dedi.
Bayraktar: ‘‘Müvekkilim usul hükümleri karşısında yalpalayan bir mahkeme karşısında 4 yıldan fazladır tutuklu’’
Müştekilerin bugüne kadar mahkemeye çağrılmamasını eleştiren Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar ise eski bakanlardan Nimet Çubukçu’nun dinlenmesini de istedi.
Profesör Bayraktar, ‘‘30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verilen sanık ifadelerini tekrar ettirdiniz, başka hiçbir şey yapmadınız, işin esasına girmediniz. Doğrudan karara gitme amacındasınız. Müvekkilim usul hükümleri karşısında yalpalayan bir mahkeme karşısında 4 yıldan fazladır tutuklu. Hiçbir davada olmayan bir şeyle karşı karşıyayız. Savcılık olmasına rağmen bakanlar bu davaya müdahil oluyor. ‘700 kişi müştekiyiz’ diyor, bunların biri dahi mahkemeye getirilmiyor. Durum buyken karara gitmek doğru değil. Davayı yerinde muhafaza etme kararından geri dönülmesin, geri dönülmeyecekse tevsii tahkikat yürütülmesini, Henri Barkey'in kaldığı otelin tespit edilip (Osman Kavala’nın o günlerde konuşmuş olduğu eski bakan) Nimet Çubukçu'nun dinlenmesini talep ediyorum’’ diye konuştu.
Can Atalay’dan ‘‘Adalet Bakanı Gül, Gezi davası nedeniyle istifa etti’’ iddiası
4 Mart'taki duruşmada Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi ile birlikte hakkında ‘‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme’’ suçundan 15 yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen Can Atalay duruşmada verdiği beyanda 13 Mart’ta yaptığı bir konuşmada ‘‘Kim Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsa Ukrayna'daki ve Suriye'deki çocukların katili de odur’’ diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Atalay, ‘‘Beştepe'de bu davayla ilgili toplantı yapıldığı Adalet Bakanı Gül'ün fikri kabul edilmediği için istifa ettiğini biliyoruz. Bunu tekzip edemediler. Bu denge içinde geçen gün İçişleri Bakanı açıklama yaptı. Heyetiniz Soylu hakkında suç duyurusunda bulunacak mı? Yargılamayı etkilemenin daha bariz bir örneği yok. Biz bu yargılamayı uzatmıyoruz. Önceki duruşmada bize yurtdışına çıkış yasağının konulmamasını ‘ahlaksız teklif’ olarak nitelemiştim. Bunun manası ‘Gidin, elimizi rahatlatın, hızlıca karara gidelim’ demekti. Biz bunu elimizin tersiyle iteriz. Ortada delil yok, akla ziyan komplo teorileri var. Heyetiniz eğer bir provokasyon arayacaksa birilerinin bizi -o da sadece bir kaç kere- telefonla aramasına değil Fethullahçı çete mensubu polis şeflerinin halka zulüm provokasyonuna bakmalıdır’’ dedi.
Özgür Özel: ‘‘Bu dava Türkiye'yi dünyaya rezil etmektir’’
Duruşma sonrası adliye öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi TBMM Grup Başkan Özgür Özel, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18 Şubat 2020’de verdiği beraat kararına rağmen ‘‘talimatlı’’ olarak bu davanın görüldüğünü öne sürdü.
Özel, ‘‘Biz bu filmi daha önce iki kez izledik. Silivri'de daha önce Fethullahçı savcıların, iddianamelerinin teker teker çöküp, iddianameyi sahiplenen savcının yavaş yavaş kürsünün altında yok olur hale geldiğini de görmüştük. Hepimiz ayağa kalktık ve ‘Türk milleti adına karar veriyoruz’ diye bir karar okundu. Ve o kararda Gezi beraat etti. Gezi beraat etti çünkü bütün deliller çökmüştü. Kendisini her şeyin üzerinde gören birisinin aklında, beyninde, zihninde Gezi mahkum edildiği için Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla üçüncü kez yargılanıyor. Hakimlerin serbest bıraktığı Osman Kavala'nın üstünde, yedi saat demir kapılar hukuksuzca kapalı kalıyor. Başka bir dava açıyorlar. O davadan tutuklama kararı veriyorlar. Bu keyfiyetten başka bir şey demek değildir. Bu, hangi siyasi görüşten olursa olsun kime, kimin yakınına, kimin çocuğuna yapılsa ayıptır, yazıktır, günahtır. Türkiye'yi dünyaya rezil etmektir’’ dedi.
Ahmet Şık: ‘‘22 Nisan’daki bu meydanı boş bırakırsanız bu mafya saltanatının yıkılmasının gecikeceği milattır o gün’’
Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da milyonlarca kişinin katıldığı Gezi direnişinin siyasi sorumluluğunun bir avuç insanın sırtına yüklenmesini haksız bularak toplumu bu davaya destek vermeye çağırdı.
Şık, ‘‘Bugün burada ‘temel hak ve özgürlüklerinizi çiğneyeceğiz’ diyen bir anlayışın tezahürünü görüyoruz. Mafyayla anladığı dilden herkes mücadele etmek zorundadır. Bu bir yurttaşlık sorumluluğudur. Bugün burada yargılanan avukat arkadaşlarımız, Mimarlar Odası'nın temsilcileri, Gezi'nin sanığı haline getirilmiş dostlarımız, arkadaşlarımız değil; yargılanması gereken, ismiyle söylüyorum Recep Tayyip Erdoğan'dan başlayarak bu suç düzeninin içerisinde olmuş, bu mafyanın suçlarına karışmış herkestir. Ve biliyoruz ki korkuyorlar. Korkmakta haklılar. Çünkü biz varız. 22 Nisan’daki bu meydanı boş bırakırsanız bu mafya saltanatının yıkılmasının gecikeceği milattır o gün’’ dedi.
VOA