Göz hastalıklarında yeni teknolojiler yüz güldürüyor

Göz kuruluğu en hızlı artan göz sağlığı sorunlarından biri

Göz hastalıklarında yeni teknolojiler yüz güldürüyor


Göz hastalıklarında yeni teknolojiler yüz güldürüyor

Göz kuruluğu, arpacık, çeşitli göz iltihapları, göz kapağı düşmesi/sarkması gibi göz hastalıklarının tedavilerinde artık yeni teknolojiler uygulanıyor. Modern teknolojilerin kullanıldığı yeni tedavi alternatifleri ile bu hastalıkların artık daha hızlı tedavi edilebildiğini belirten Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi Göz Kliniği Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, “Yara yeri iyileşme mekanizmasını tetikleyici özelliğiyle PLEXR Plazma Enerjisi, göz kapağı sarkmaları ve düşüklüğünden göz çevresinde kötü huylu olmayan kitlelere kadar pek çok sorun için kullanılan etkili bir tedavi yöntemi. IPL yani intense pulse lazer tedavisi ise damla ve pomatlarla tedavi edilen göz kuruluğunun çözümünde etkin bir yöntem” açıklamasında bulundu.

Bizi dünyaya açan gözler ne kadar sağlıklı olursa, o iki pencereden dünyaya da o kadar keyifle bakılır. Gözlerdeki herhangi bir sağlık sorununun insanları olumsuz etkilediğini söyleyen Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi Göz Kliniği Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, “Son yıllarda sıklığı artan göz kuruluğu ya da göz kapağı düşüklüğü, sarkıklığı gibi göz çevresindeki estetik sorunlar için günümüzde ileri teknolojileri kullanan yeni tedavi alternatifleri var” dedi. Op. Dr. Burcu Usta Uslu, göz sağlığı için iyi uyku ve dengeli beslenme, limitli ve uygun ekran kullanımı ve periyodik göz kontrollerinin çok önemli olduğunu vurguladı.

Göz kuruluğu en hızlı artan göz sağlığı sorunlarından biri

Göz kuruluğu, günümüzde en hızlı artan göz sağlığı sorunlarının başında geliyor. Erken önlem alınmadığında sadece yaşam kalitesini bozmakla kalmayıp oküler yüzey bozukluklarına ve kronik göz hastalıklarına da yol açabildiğini hatırlatan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, “Göz kuruluğu yıllardır çeşitli damla ve pomatlar ile tedavi edildi. Ancak şimdilerde, bu önemli sorunun tedavisi için güçlü teknolojilerin ön planda olduğu tedaviler var. Bunlardan biri ve en etkini de IPL (Intense Pulsed Light) / intense pulse lazer tedavisi… Hekim muayenesinin ardından ilk olarak kuruluk veya oküler hastalık şiddetini ölçen bir uygulama ile önce seans süresi ve sıklığı planlanırken, sonraki aşamada hastaya hekim tarafından lazer uygulanıyor. Hastanın günlük rutinini bozmayan yöntem, sonuçları itibariyle de hastaları memnun ediyor” dedi. 

3-5 seansta hastanın yaşam kalitesinde ciddi artış görülebiliyor

IPL tedavisi ve LLT (Lower Level Light) terapi kombine maske tedavilerinin birlikte toplam 3-5 seans kullanıldığında, hastada uzun süreli iyileşme ve yaşam kalitesinde ciddi artış sağlandığının altını çizen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, “Yöntem için özel bir yaş aralığı olmasa da sık görüldüğü ileri yaşlarda daha yaygın kullanılıyor. Ancak çocuklarda da kronikleşen veya sık tekrar eden blefarit/arpacık sorunlarında da faydalı bir uygulama olarak tercih ediliyor. Göz kuruluğunun yanı sıra; gözyaşı filminin koruyucu tabakasındaki bozulma ve çeşitli göz kapağı iltihaplarında, akne rozasea sorunu olan (gül hastalığı) hastalarda eşlik eden kapak ve göz yüzey sorunlarında da etkin sonuçlar veriyor. Tekrarlayan göz kapağı kisti ve arpacıklar gibi bazı klinik tablolar için de yüz güldürücü bir yöntem” hatırlatmasında bulundu.

Uygun hasta seçimi çok önemli

Göz kapağı sarkmaları ve düşüklüğü, göz çevresi dokularında sıkılaşma, göz çevresi antiaging, göz çevresinde biriken yağ (ksantalesma), göz çevresinde kötü huylu olmayan kitleler, papillomalar, siringoma, kapak kenarı kitleleri (bir kısmı, kötü huylu olmayan), bazı oküler yüzey bozukluklarında PLEXR Plazma Enerjisinin cilt ve cilt altı dokularının kendini yenilemesini, iyileştirmesini sağlayan bir yöntem olarak uygulandığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, “Kısaca bu yenilikçi teknoloji, bir nevi yara yeri iyileşme mekanizmasını tetikliyor. Hafif ve orta formda göz kapağı düşüklüğü ya da sarkıklığında oldukça etkin bir yöntemdir ancak her göz kapağı düşüklüğü için uygun olmayabilir. Cerrahi bir işlem olmasa da hasta açısından uygunluğuna karar verecek olan göz hekimidir. Bu açıdan uygun hasta seçimi çok önemli. Örneğin bağışıklık sistemi ya da bazı sistemik hastalıkları olanlar, cildinde pigmentasyon yatkınlığı olanlar için kullanılması önerilmez. Etkinlik ve kalıcılık açısından 3-5 yıllık bir koruma sağladığını söylemek mümkün. Düşük maliyetli oluşu, lokal anesteziyle yapılabilmesi, girişim odası ya da yarı steril ortamlarda uygulanabilirliği ve tekrar edilebilmesi ise onu avantajlı bir yönteme dönüştürüyor” şeklinde konuştu.