Gramafon Hayat Kurtardı: 20 Aralık 1942 Erbaa Niksar Depremi ve Anıları
Hurşit Canlı'dan 20 Aralık 1942 Erbaa Niksar Depremi ve Anıları
Gramafon Hayat Kurtardı: 20 Aralık 1942 Erbaa Niksar Depremi ve Anıları
YEREL GÜNDEM / TAŞOVA / AMASYA
20 Aralık 1942'de meydana gelen Erbaa Niksar Depremi, 81 yıl önce yaşanan bu büyük felaketin üzerinden zaman geçse de, insanlarımızın bu deneyimden ne kadar ders çıkardığı ve alınan tedbirler hakkında halen önem taşıyor. Bu olayla ilgili anıları aktaranlar, dönemin izlerini bugüne taşıyor.
20 Aralık 1942'nin hatırlattıkları arasında, Uluköy Kasabası sakinlerinden rahmetli Hurşit Canlı'nın anıları da var. 1920 doğumlu olan dedem Hurşit Canlı, o dönemde müziği seven biriydi. Samsun'dan getirdiği bir gramafon, mahalledeki eğlencenin bir parçasıydı. Ancak o gün, kardeşi Ali Canlı (Cin Ali) ile gramafonu arkadaşı Muttalip Öztürk'e (daha sonra Alpaslan Belediye Başkanı) vermeyi planladığı esnada, deprem onları yakaladı.
Hurşit Canlı, "20 Aralık 1942 günü Kurban Bayramı'nın 3. günü için sözleştik. Ev halkı gramafonun verilmesine pek sıcak bakmasa da, aileyi ikna edemedim. Gramafonu teslim edip misafiri uğurlamak için ev halkıyla dışarı çıktık. Birkaç dakika sonra bütün köy gözümüzün önünde yerle bir oldu. Gramafon sayesinde hayatta kaldık oğul" dedi.
O dönemdeki anıları anlatanlar arasında, 1487 yılında Sultan Beyazıt Han'ın Kapu Ağası Hüseyin Ağa tarafından yaptırılan Uluköy'deki Kurşunlu Camii'nin öyküsü de yer alıyor. Canlı, camide namaz kıldığını, 11-12 yaşlarında olduğunu ve çevre köylerin Cuma namazı için buraya geldiğini belirtti. Ancak 1942'deki depremde camii tamamen yıkıldı.
Bugünün tarihinde, deprem konusundaki endişelerini dile getiren bir itfaiyeci ve arama kurtarma eğitmeni olarak, ilçenin Kuzey Anadolu, Esençay ve Ezinepazar fay hatlarına yakın olduğunu ifade ediyorum. Özellikle 1939, 1942 ve 1943 yıllarında yaşanan depremlerle ilçenin çok etkilendiğini belirtmekteyim. Harita üzerinde görülen, Ayrılmamış Kuvarterner Çökelleri gibi zeminler, depreme son derece dayanıksızdır ve bu bölgelerdeki yapılar, sağlam zeminler üzerine inşa edilmiş yapılarla aynı standartlarda olsa bile depremden çok daha fazla etkilenirler.
Sonuç olarak, alınabilecek tedbirler ve yapılacak çalışmalar konusunda, öncelikle sağlam zeminlere bina yapılması ve deprem yönetmeliklerinin titizlikle uygulanması gerektiği vurgulanabilir. Ayrıca, Taşova'da itfaiye personeli dışında arama kurtarma ekibi bulunmamaktadır. Bu bağlamda, önerim acilen gönüllü arama kurtarma ekiplerinin oluşturulması ve eğitilmesi, adını da TAŞUT (Taşova Arama Kurtarma) olarak belirlemek olabilir.
Saygılarımla, Muhammed CANLI