Guatr Hastalığı ile ilgili bilmeniz gereken 5 gerçek

1.Guatr hastalarında belirgin bir görüntü olur

Guatr Hastalığı ile ilgili bilmeniz gereken 5 gerçek




Guatr; vücudun metabolizma hormonlarını salgılayan tiroit bezinin, kanser olmayan büyümeleri ile ortaya çıkıyor. Sıklıkla iyot azlığına bağlı olarak gelişen guatr hastalığı, Türkiye’de yaygın olarak Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde karşımıza çıkıyor. Genetik olmayan bu rahatsızlıkta, aile bireylerinin aynı bölgede ve aynı şartlarda yaşaması görülme sıklığını artırıyor. Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, guatr hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

 

1.Guatr hastalarında belirgin bir görüntü olur

Farklı şekillerde ve türlerde ortaya çıkabilen guatr hastalığın temelinde, tiroit bezinin büyüyerek aşırı hormon salgılaması yer almaktadır. Hastalığın başlıca belirtilerinden biri, oluşturduğu görüntüdür. Sağlıklı bireylerde dışarıdan fark edilmediği gibi; el ile de hissedilemeyen tiroit bezi, guatr hastalarında gözle görülen ciddi bir belirginlik gösterir. Boynun ön kısmında, erkeklerde adem elması olarak bilinen çıkıntının 1-2 cm altında bulunan tiroit bezi, guatr hastalarında yutkunma hareketi sırasında yukarı ve aşağı oynamaktadır.

 

2. Kanser riskine karşı iğne biyopsisi yapılıyor

Guatr hastalığının kanser riski taşıyıp taşımadığı düzenli yapılan biyopsilerle öngörülebilir. İğne biyopsisi olarak bilinen yöntemle, hastanın tiroit bezinde bulunan nodüllerden parça alınarak, hastalığın iyi huylu olup olmadığı veya ileri dönemler için risk teşkil edip etmediği anlaşılabilir. Biyopsi sonuçları doğrultusunda, tiroit bezinin riskli olabileceği düşünülen kısmı cerrahi ile alınmalıdır.

 

3. Hastalığın türü tedavi şeklini belirliyor

Guatr tedavisi hastalığın türüne göre değişiklik gösterir. Örneğin toksik guatr olarak adlandırılan, halk arasında zehirli guatr olarak bilinen türde ameliyatsız tedavi mümkündür. Bu kişilerde, artan tiroit fonksiyonlarını baskılayıcı, azaltıcı ilaç tedavileri uygulanarak, tiroit fonksiyonları normal seviyelere indirilir. Guatr tedavisinde uygulanan diğer yöntemler ise cerrahi müdahale ile tiroit bezinin tamamen alınması veya radyoaktikf iyot tedavisiyle organın tamamen tahrip edilmesi şeklindedir. Her iki tedavide de tiroit bezinin tamamen ortadan kaldırılması söz konusudur. Genellikle açık yöntemle yapılması tercih edilen tiroit cerrahisinde, hasta 1 gün içinde taburcu olarak normal yaşantısına kısa sürede dönebilmektedir.

4.Kanseri önlemek için ameliyat gerekli

Guatr ameliyatlarının çoğunda amaç kanser riskine karşı tedbir almaktır. Kişide guatr hastalığının bir türü olabilir, bir veya birden fazla nodül de bulunabilir. Ancak ilaç tedavisi dışında, tiroit bezinin bir bölümünün veya tamamının alındığı bir cerrahi girişim, sadece kanser riski olabileceğini belirten bir takım patolojiler varsa tercih edilmektedir. Diğer yandan, ameliyat sonrasında geriye kalan tiroit dokusunda hastalığın tekrarlama riski de bulunmaktadır.

5.Ameliyat sonrası takip önemli

Guatr ameliyatı olan hastalar daha sık kontrol edilmelidir. Çünkü alınan dokunun neden olduğu hormonal eksikliğin karşılanması için uygulanan hormon tedavisinin yeterli olup olmadığına en az 6 ayda bir bakılmalıdır. Öte yandan, kanser riski taşımayan ve tiroidin alınmadığı guatr vakalarında, hasta hayatının sonuna kadar ya tedavi almalı ya da doktorunun yönlendirmesi doğrultusunda sadece takip edilmelidir.