Gündemdeki "çıplak arama" uygulaması nedeniyle cezaevinde kavgalar çıkıyor, davalar açılıyor
Cezaevinde "çıplak arama" kavgası
Gündemdeki "çıplak arama" uygulaması nedeniyle cezaevinde kavgalar çıkıyor, davalar açılıyor
Hükümet, "çıplak arama" iddialarını yalanlasa da adliye arşivlerinde bu sebeple cezaevinde kavgalar çıktığı ve yıllar süren davalar açıldığını gösteren dosyalar var
Son günlerde cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerle onları ziyarete gelen yakınlarının "çıplak" vaziyette aramalara tabi tutulduğuna yönelik iddialar gündeme getiriliyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu tarafından TBMM'nin de gündemine getirilen bu iddialar, iktidar kanadından yalanlanıyor.
İddiaları dillendiren Gergerlioğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından "FETÖ'cü" olmakla itham edildi.
"Çıplak arama" iddialarının ''iftira'' olduğunu söyleyen Soylu, ''Türk polis teşkilatına bu iddiaları atan ispatlamazsa namussuzdur, şerefsizdir. 'Çıplak arama' iftirasını atmak alçaklıktır ve namussuzluktur. Bunu Meclis kürsüsüne taşımak da kelimenin tam manasıyla acizliktir'' dedi.
Yıllardan bu yana cezaevlerinde uygulandığı belirtilen "çıplak arama", zaman zaman görevliler ile tutuklu ve hükümlüler arasında sorunlar çıkmasına, kavgalara hatta davalara neden oluyor.
Cezaevinde "çıplak arama" kavgası
Bunun bir örneği 2012 yılında yaşandı.
Dava dosyasındaki bilgilere göre, Ankara Kadın Kapalı Cezaevi'nde hükümlü olarak bulunan bir kadın, rapor almak için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na götürüldü.
Kadın hükümlü, cezaevine geri getirildiğinde güvenlik görevlileri ''detaylı arama'' yapmak istedi.
Mahkum "çıplak aramaya" direndi ve cezaevinde arbede yaşandı.
Görevliler, "çıplak aramaya" direnen mahkum hakkında şikayetçi oldu.
Sincan 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada mahkum suçlu bulundu.
Kadının avukatı konuyu Yargıtay'a taşıdı. Mahkumiyet kararının haksız bir şekilde verildiğini öne süren avukat ''yeniden yargılama'' talep etti.
2014 yılında dosyayı görüşen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 24 Mart 2014 yılında oy birliğiyle bir karara vardı.
Yargıtay kararı bozdu
Yargıtay kararında, "çıplak" aramanın Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 46. Maddesi gözetilerek yapıldığı hatırlatıldı.
Mevzuata göre mahkumun üzerinde kuruma sokulması yasak madde veya eşya bulundurduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı gerekiyordu ancak mahkeme aşamasında bu şartın nasıl oluştuğu belirtilmemişti. Yargıtay ayrıca, çıplak aramaya gerek olup olmadığına yönelik bir belirtinin olup olmadığını bulamamıştı.
Kararda, dosya içerisinde yer alan kamera kayıtlarına ilişkin CD'nin mahkeme huzurunda izlenerek içeriğinin tutanağa yansıtılması veya gerek görülmesi halinde bilirkişiye çözümünün yaptırılması gerektiği de vurgulanmış ama bunların dosyada olmadığı belirtilmişti.
Yargıtay, çıplak arama sonrası çıkan kavganın ardından açılan davadaki mahkumiyeti, ''eksik inceleme'' gerekçesiyle bozdu.
Ankara'daki çıplak arama davası bu dosyayla adliye arşivine de girdi.
Mevzuatta yeri var
"Çıplak arama" iddialarının ortaya atılmasının ardından birçok kişi sosyal medyadan kendilerinin de bu uygulama nedeniyle mağdur edildiğini yazdı.
Gerek ''Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinde'' gerekse de ''Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Kanunu'nda'' çıplak arama yapılabileceği belirtiliyor.
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak, "Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarılır, bedenin alt kısmında giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarılır. Bu işlemler sırasında ilgiliye tek kullanımlık önlük verilir. Detaylı arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Öncelikle, tutuklu ve hükümlüden yasak madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılıp teslim edilmesi istenir. Aksi takdirde, beden çukurları aranması gereken hallerde detaylı arama hekim tarafından yerine getirilir" gibi kuralların uygulandığını da belirtti.
The Independentturkish