Güneydoğu Erken Seçim İstiyor
AKP düşüyor HDP ve CHP yükseliyor
Güneydoğu Erken Seçim İstiyor
DİYARBAKIR — Merkezi Diyarbakır’da bulunan Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin 16 kentte yaptığı saha araştırmasında AKP’nin oy kaybettiği, HDP ve CHP’nin ise oylarını arttırdığı sonucu çıktı. Araştırmaya katılanların yüzde 73’ü erken seçim istedi.
4-9 Eylül 2021 tarihlerinde; seçmen eğilimlerine ve Türkiye’nin temel sorunlarına yönelik algı ve tercihleri ölçmek amacıyla Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Van, Batman, Siirt, Şırnak, Hakkari, Ağrı, Muş, Bingöl, Bitlis, Adıyaman, Kars, Dersim ve Iğdır’da bin 64 kişi ile yüz yüze anket yapıldı.
Ankette sorulan ilk soru “Sizce Türkiye’nin en önemli birinci sorunu nedir?” oldu. Bu soruya yanıt verenlerin yüzde 74,7’si “Ekonomik kriz ve işsizlik”, yüzde 14,2’si “Kürt Sorunu”, yüzde 2,5’i “Hukuk sisteminin mevcut durumu” yanıtını verdi. Ankette sorulan “Türkiye’nin en önemli ikinci sorunu nedir?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 29,2’si “Kürt Sorunu” şeklinde yanıt verdi.
Ankete katılanların yüzde 77,1’i Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini başarısız bulurken, yüzde 13,7’si “Başarılı” bulduğunu söyledi. Katılımcıların yüzde 73,7’si si ise erken seçime gidilmesi gerektiğini dile getirdi.
“HDP kapatılmaz”
Ankette yanıt aranan sorulardan bazıları ise HDP ile ilgiliydi. “HDP’nin kapatılacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna katılanların yüzde 58,5’i “Hayır”, yüzde 18’i “Evet” yanıtını verdi. “Sizce HDP kapatılmalı mı?” sorusuna ise yüzde 78,1 “Hayır”, yüzde 9 “Evet” yanıtı verildi. MHP’ye oy verdiğini belirtenlerin yüzde 62,5’i, AKP’ye oy verdiğini söyleyenlerin yüzde 23,6’sı İyi Parti’ye oy verdiğini belirten katılımcıların yüzde 22,2’si, “HDP’nin kapatılacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna “Evet” dedi.
AKP düşüyor HDP ve CHP yükseliyor
“Bu pazar bir genel seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu da ankete katılanlara sorulan sorular arsındaydı. Bu soruya verilen yanıtlar şöyle oldu; “Yüzde 55,6 HDP, yüzde 14 AKP, yüzde 12,7 CHP, yüzde 5,3 “Oy kullanmayacağım”, yüzde 3,8 “Kararsızım”, yüzde 2,3 DEVA Partisi”
Sonuçları önceki sonuçlarla karşılaştıran araştırmacılar; “Bu yanıtlara göre AKP bölgede yüzde 10,3’lük bir oy kaybı yaşarken, HDP’nin yüzde 5,2’lik, CHP’nin yüzde 10,2’lik bir oy artışı sağladığı görülmüştür” yorumunda bulundu.
“HDP hiçbir ittifakta yer almamalı”
Bugünlerde sıkça tartışılan ittifakların durumu da katılımcılara soruldu. “Mevcut durumda var olan ittifaklara oy verir misiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 43,1’i “Hayır hiçbir koşulda oy vermem”, yüzde 31,3’ü “Oy verdiğim parti içinde olursa ancak oy verebilirim”, yüzde 13,3’ü “Millet İttifakı'na oy veririm”, yüzde 9,2’si “Cumhur İttifakı'na oy veririm” şeklinde yanıtlar verdi.
“Sizce HDP nasıl bir ittifakta yer almalı?” sorusuna ise yüzde 49,5’i “Hiçbir ittifakta yer almamalı”, yüzde 14,9’u “Millet İttifakında yer almalı”, yüzde 11,7’si “Deva Partisi ve CHP’nin içinde olduğu yeni bir ittifak olmalı”, yüzde 10,6’sı “Eşit davranılacak bir ittifakta yer almalı” dedi.
“Tabanı en çok eriyen AKP”
“24 Haziran 2018’de hangi partiye oy verdiniz?” sorusu ile “Bu Pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu da katılımcılara soruldu. Bu soruya verilen yanıtlara göre, AKP’ye oy verdiğini belirten katılımcıların yüzde 49,4’ü yine AKP, CHP’ye oy verdiğini belirten katılımcıların yüzde 84,1’i yine CHP, HDP’ye oy verdiğini söyleyen katılımcıların yüzde 95’i yine HDP’ye oy vereceğini ifade etti. Araştırmayı yapanlar bu soruya verilen yanıtları “Bu sonuçlar seçmen tabanını en fazla koruyan partinin HDP, en çok eriyenin AKP olduğunu göstermektedir” şeklinde yorumladı.
“Bölgenin kimlik ve anadile sahip çıkma refleksi azalmadı”
Araştırma sonuçlarını VOA Türkçe’ye değerlendiren Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Yağan, bölgenin kimlik ve anadile sahip çıkma refleksinin azalmadığını söyledi. Araştırmaya katılanların ekonomiyi öncelediğine dikkat çeken Yağan, “Bölgenin kimliğine hassasiyeti ile kimliğine ve anadiline sahip çıkma ve savunma refleksi hiç azalmadı, ikinci plana düşmedi; zemin bu hassasiyetten ibarettir. Bölgede HDP, AKP, MHP’ye oy veren Kürtler de hala Kürt’tür. Oy verilen partiye ya da partilerin bölgede aldığı oy oranına bakılarak Kürtlüğe yaklaşıldığı ya da uzaklaşıldığı tartışması doğru olmasa gerek. Bölgenin ekonomik zayıflığı, bölgeler arası derin farklılık her zaman vardı. Sorun ekonomide ya da eğitimde bölgeler arasında sonuncu olmak değil; sorun, bölgenin diğer bölgelerle arasındaki keskin farklılığıdır ve bu farklılığın hiç kapanmaması hatta yıldan yıla daha da artmasıdır. Saha Merkezi’nin bölgedeki seçmen davranışı araştırması da benzer tartışmayı işaret ediyor. Araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 75’i ekonomik problemleri önceliklendiriyor. Bu orana sahip olanlar hala Kürt ve ekonomik sorunu öne çıkarmaları Kürtlükten vazgeçtikleri anlamına gelmese gerek. Bu nedenle bölgenin meselesinin ‘bölge temelli sosyo-ekonomik gerilik’ olarak ifade edilmesine itiraz olmasa gerek. Bizler yıllardır ekonomi, eğitim ve sosyal yaşantıdaki sorunlara, eksikliklere dikkat çekiyoruz ve alarm durumu olduğunu belirtiyoruz, ancak henüz ciddi bir plan programla bu yapısal sorunlarımızın üzerine kararlılıkla gidileceğinin işaretlerini göremiyoruz” dedi.
“Makul seçmen davranışı gelişiyor”
Bölgede “makul seçmen davranışı”nın geliştiğine dikkat çeken Yağan, bunun güçlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Duygusallıktan sıyrılması gerektiğine dikkat çeken Yağan, şunları söyledi; “Seçmen davranışlarının duygusallıktan sıyrılarak hizmet odaklı, hizmette sorun yaşandığında hesap sorabilir hale gelmesi gerekmektedir. Bölgenin ya da Diyarbakır’ın seçilmişleri kimlerdir; ekonomik, eğitim, sosyal yaşamla ilgili bölgeye nasıl ve ne düzeyde katkı verdiklerine dair bir bilgimiz yok. Örneğin, partisi fark etmeksizin Diyarbakır’ın vekillerinin kente katkısını sorgulayan ve bir sonraki seçime bu sorgulamanın sonucunu yansıtan dinamik seçmen tutumunun güçlenmesi ve görünür olması gerekiyor. Vatandaşı siyasi görüşüne göre ayırmaksızın kente ve bölgeye hizmet etme, refah artırma, gelirin dengeli dağılımını sağlayabilme odaklı birikim, kapasite, azim ve ekibe kim sahipse o kişiye ya da partiye yönetim şansı vermek gerekir. Bu yetki suistimal edildiğinde ya da pasif, inisiyatifsiz yönetim sergilendiğinde diğer seçimde başarısız yönetim süreci sorgulanabilmelidir. Seçmenin bu tutumu diğer bölgelerde genel olmasa da vardır ve etkilidir; ancak verilerini tartıştığımız bu araştırma sonucu bölgemizde de davranışı ve beklentisi netleşen, elindekine ve yaşam kalitesine itiraz eden, daha iyisini isteyen makul seçmen davranışının geliştiğini göstermektedir.”