Hakan Fidan ve FETÖ Mücadelesinin Dönüm Noktası: Geçmişle Yüzleşme Zamanı
Hakan Fidan’ın Siyasi Geleceği ve Özeleştiri Zorunluluğu
YUSUF İNAN YAZDI...
Hakan Fidan ve FETÖ Mücadelesinin Dönüm Noktası: Geçmişle Yüzleşme Zamanı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha ile düzenlediği basın toplantısında, FETÖ lideri Fethullah Gülen’in ölümünü doğrulayan bir açıklama yaptı. "Ölümünü istihbarat kaynaklarımız doğruluyor. Bu karanlık örgütün lideri ölmüştür," diyen Fidan, FETÖ ile mücadelenin süreceğini vurgulayarak, “Bu ölüm haberi, bizi rehavete sürüklemeyecektir” ifadelerini kullandı. Ancak, bu açıklamalar FETÖ’nün mirası ve etkileri üzerine daha derin bir tartışmayı beraberinde getiriyor. Fidan'ın açıklaması, sadece bir gündem notu olarak mı kalacak, yoksa geçmişin hesaplaşması yapılacak mı?
FETÖ’nün Hakan Fidan Dönemindeki Yükselişi
Hakan Fidan, 2010-2023 yılları arasında MİT Müsteşarı olarak görev yaptı. Bu dönem, FETÖ’nün devlete meydan okuduğu ve etkisini en çok hissettirdiği yıllar oldu. 17-25 Aralık operasyonları, MİT tırlarının durdurulması, 15 Temmuz darbe girişimi gibi olaylar, FETÖ’nün devlete karşı giriştiği en büyük operasyonların başında yer aldı. Bu olayların hepsi Fidan’ın MİT’in başında olduğu dönemde gerçekleşti. Bu durum, Fidan'ın FETÖ'nün büyümesine neden engel olamadığı sorusunu akıllara getiriyor.
MİT Yöneticilerini Sorguya Çağırmak: FETÖ’nün Cesareti
FETÖ’nün cesareti, Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarı olduğu dönemde en net şekilde kendini gösterdi. FETÖ, devletin kritik noktalarına sızmış ve MİT yöneticilerini sorguya çağıracak kadar ileri gitmişti. 17-25 Aralık operasyonları, Fidan'ın müsteşarlık döneminin en kritik olaylarından biri olarak kayıtlara geçti. Bu süreç, FETÖ’nün devletteki etkisinin ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne serdi. MİT gibi stratejik bir kurumun başında Fidan olmasına rağmen, FETÖ’nün cesur operasyonları sorgulanması gereken bir durumdur.
15 Temmuz: Devlete Karşı Darbe
15 Temmuz darbe girişimi, FETÖ'nün en kanlı hamlesi olarak tarihe geçti. 250 şehit ve 2.000’den fazla yaralı bırakan bu hain girişim, Fidan’ın MİT Müsteşarı olduğu dönemde gerçekleşti. Darbe girişiminden önce MİT'in bilgi aldığı ancak harekete geçmediği iddiaları, o dönem büyük tartışmalara yol açtı. Devletin en stratejik kurumlarından biri olan MİT, bu kadar önemli bir olayda etkisiz kalmış gibi görünüyor. Hakan Fidan, bu olayların ışığında kendi döneminde yaşanan aksaklıkları masaya yatırmalı ve Türk milletine özeleştiride bulunmalıdır.
FETÖ’nün Uluslararası Bağlantıları
Fidan’ın MİT Müsteşarı olduğu dönemde, FETÖ'nün uluslararası arenada güç kazanması da dikkat çekici bir diğer konu. Örneğin, Ukrayna'da Türk bayraklarının indirilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarının yerinden sökülmesi ve FETÖ’nün dünya çapında kurduğu adak ve kurban pazarını çökerten bir e-ticaret sitesinin kapatılması gibi olaylar, FETÖ’nün küresel çapta nasıl bir güç haline geldiğini gösteriyor. Fidan, bu süreçlerde neden daha etkili olamadığını açıklamalıdır.
ByLock ve FETÖ’nün Dijital Gücü
FETÖ’nün dijital operasyonları, Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarı olduğu dönemde en önemli hamlelerinden biriydi. ByLock gibi kriptolu iletişim araçlarını kullanarak örgütü yönlendiren FETÖ, ByLock serverını MİT’e teslim etmeden önce kendi stratejik çıkarlarına göre dizayn etti. Bu süreçte MİT'in nasıl bir rol oynadığı ve bu olayın FETÖ’nün dünya gündemine taşınmasına nasıl izin verdiği, hala büyük soru işaretleriyle dolu. Fidan’ın bu süreçle ilgili detaylı bir özeleştiride bulunması, kamuoyunu aydınlatmak açısından önemlidir.
Hakan Fidan’ın Siyasi Geleceği ve Özeleştiri Zorunluluğu
Bugün Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Hakan Fidan, Ak Parti’nin en güçlü isimleri arasında yer alıyor. Hatta Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası Ak Parti’nin lider adayları arasında ilk sıralarda gösteriliyor. Ancak, geçmişle yüzleşmeden bu sorumlulukları üstlenmek zor olacaktır. FETÖ’nün kendi döneminde nasıl bu kadar güçlendiğini açıklamak, hatalarla yüzleşmek ve Türk milletine hesap vermek Fidan için büyük bir sorumluluktur.
FETÖ Mücadelesi Nasıl Olmalı?
FETÖ ile mücadele sadece operasyonlarla sınırlı kalmamalı. Adaletin tesis edilmediği, hukukun üstünlüğünün sağlanmadığı bir sistemde FETÖ gibi yapılar her zaman kendine alan bulur. İzmir Adliyesi’nde hala FETÖ’nün etkisiyle kararlar çıkabiliyorsa, yargı sistemi FETÖ’ye karşı gerçek bir mücadele veremiyor demektir. Savcıların FETÖ lehine kırmızı bülten çıkarması, FETÖ’nün hala sistemde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.
Astsubaylık ve Fidan’ın Geçmişi
Hakan Fidan’ın astsubaylık geçmişi, onun kariyerinin temellerinden biri. Ancak, Fidan’ın bugün bu geçmişine yeterince sahip çıkmadığı eleştirileri de var. Astsubay dernekleri ve platformlarının taleplerini dinlemek, onların sorunlarına çözüm üretmek bir devlet adamı olarak Fidan’ın sorumlulukları arasında yer almalı. Astsubaylık onurlu bir meslek ve Hakan Fidan’ın da bu mesleğin onurunu taşıması gerekiyor.
Sonuç: Yüzleşme ve Hesap Verme Zamanı
Hakan Fidan’ın FETÖ mücadelesinde etkili olması için önce kendi dönemindeki başarısızlıklarla yüzleşmesi gerekiyor. Fidan’ın özeleştiri yaparak, neden FETÖ’nün kendi döneminde bu kadar güçlendiğini açıklaması, kamuoyunun güvenini kazanması açısından kritik. Türk milletine yaşatılan acıların bir daha tekrarlanmaması için, adaletin tesisi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması gerekiyor. FETÖ ile gerçek mücadele, ancak bu yüzleşme ve hesap verme süreciyle başlayabilir.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
İnstagram: fondinan2016
Mail: [email protected]