İsrail'in Kudüs'teki Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşayan Filistinlileri evlerinden çıkarmak istemesiyle başlayan ardından Mescid-i Aksa'ya baskın yapılmasıyla devam eden olaylar Gazze'de yeni saldırı dalgalarına yol açtı. 

Gazze'yi yöneten İslami Direniş Hareketi'nin (HAMAS) İsrail'in bazı kentlerine büyük miktarlarda füze atmasının ardından İsrail buradaki sivil yerleşim yerlerini vurmaya başladı.

Gazze'den gönderilen bazı füzeler, İsrail'in hava savunma sistemi Demir Kubbe'yi de aşarak bazı hedefleri vurdu. 

Birçok analist, HAMAS'ın geçmişe göre daha gelişmiş füzeler kullandığını belirtiyor. 

"HAMAS'ın 1 günde attığı füze sayısı, geçen yılın tamamında attığı füzeden fazla"

Peki, HAMAS füzeleri geliştirirken İsrail'in istihbarat örgütü MOSSAD ne yapıyordu? 

İstihbarat Çalışmaları, Güvenlik ve Terörizm konularında dersler veren Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, Gazze'de yaşanan son sürecin istihbari ve siyasi yönüyle ilgili Independent Türkçe'ye konuştu. 

HAMAS'ın 2019-2020 arasında 1 yıl boyunca İsrail'e 775 füze attığına değinen Darıcılı, "Son saldırı dalgasında ise sadece 1 gün içinde attığı füze sayısı binden fazla. Bu durum bir şeylerin değiştiğini gösteriyor. HAMAS bu konuda bir mesafe aldı" dedi. 

"İstihbarat önleyici bir süreçtir, servisler her şeye muktedir değildir"

Dünyadaki hiçbir istihbarat servisinin her şeye muktedir olmadığının altını çizen Darıcılı, "İstihbarat, önleyici bir stratejidir. Her şeyi yapamaz. MOSSAD da en etkili servislerinden bir tanesi. İyi olduğu konular da var zafiyet içinde oldukları da" ifadelerini kullandı. 

MOSSAD'ın büyük bir propaganda yaptığına dikkati çeken Darıcılı, şunları söyledi:

"Bu durumu özellikle Netflix'teki casusluk filmlerinden ve belgesellerinden görüyoruz… MOSSAD'ı son derece güçlü bir yapı olarak gösterme çabası var. Bir algı yaratıyor ama Gazze'de son yaşananlarla 'MOSSAD gösterildiği kadar güçlü değil mi' sorusunu gündeme getiriyor ve onun her şeyi yöneten bir yapı olmadığını görüyoruz. Ama yine de MOSSAD'ın dünyada etkili istihbarat örgütlerinden biri olduğunu söylemeliyiz"

Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı / Fotoğraf: btu.edu.tr

"HAMAS, Gazze'de füze üretim kapasitesi yarattı"

HAMAS'ın füzeleri dışarıdan sokmak yerine içeride modernize ettiğinin ve bir üretim kapasitesi yarattığının altını çizen Doç. Dr. Darıcılı, İsrail istihbarat örgütü MOSSAD'ın bu durumu neden engelleyemediğini şu sözlerle anlattı:

İsrail, izole ettiği Gazze'de muhbir bulmakta zorlanıyor. Füze imalatı yapan yer altı merkezinde bir HUMINT (insan istihbaratı) kaynağın yoksa böyle bir zafiyete girmen normal. MOSSAD'ın HAMAS'a yönelik ciddi bir eksikliği bu; içeriden haber kaynağı bulamıyor. Yani füze kapasitesi olduğunu biliyor ama detayı verecek şebekesi yok. 

"Çatışma, Netenyahu'nun İsrail toplumunu konsolide etmesi için bir avantaj"

İsrail'de Binyamin Netenyahu hükümetinin 2 yıldır yolsuzluk tartışması ve bir hükümet krizi içinde olduğunu hatırlatan Darıcılı, "Bu çatışmanın körüklenmesi, Netenyahu'nun İsrail toplumunu konsolide etmesi için avantaj. Çatışmanın şiddetlenerek onun siyasi konumunu güçlendirecek şekilde süreceğini ama belli bir noktada biteceğini düşünüyorum" dedi.

Savaşın uzun vadeye yayılmasının Tel Aviv açısından birtakım riskler barındırdığına işaret eden Darıcılı, şunları söyledi:

"İsrail'in içinde yaşayan çok sayıda Arap vatandaşı var. 1967'deki 6 Gün Savaşlarında yerlerini terk eden 1 milyon Arap mülteci İsrail içinde genişledi. Yıllar içinde yeni jenerasyonun Tel Aviv yönetimi için bir ‘sorun' haline geldiğini görüyoruz. Bu sorun gelecekte daha belirgin hale gelecek. İsrail'in en büyük güvenlik handikapı küçük bir ülke olması. Yüzölçümü küçük olduğundan savaşı, önleyici bir doktrinle kendi ülkesinin dışında yapması gerekiyor. Savaş uzun vadeye yayıldıkça çatışmalar İsrail'in kendi topraklarına gelecek. Bu nedenle çok uzatılmayacağını düşünüyorum."

The Independentturkish