Bir süredir Türkiye’nin tüm ülkelerle yeniden diyalog politikasının ayrıntılarını yazıyorum. Türkiye bu çerçevede ABD ile de yeni bir döneme başlamak istiyor. Başından söyleyeyim, “Biden aramadı, Erdoğan çok mutsuz” haberleri gerçeği yansıtmıyor. Birilerinin bu haberleri maksatlı olarak yaptırdığı düşünülüyor. Peki gerçekte durum ne?
Rusya’yla ilişkiler, S-400’ler, ABD’nin YPG ve PKK ile işbirliği, FETÖ, Halk Bankası, Suriye, Doğu Akdeniz, insan hakları gibi başlıklarda iki ülkenin arasında ciddi sorunlar var. Buna rağmen Ankara ve Washington arasında karşılıklı “yeni bir sayfa açma” ve “diyalog kurulması isteği” vurgulanıyor.
Ankara’nın temel beklentisi, sorunların yönetilebildiği bir ilişki kurmak.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa Direktörü Amanda Sloat ile geçtiğimiz günlerde telefon görüşmeleri gerçekleştirildi. Sullivan ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ikinci ve kapsamlı görüşmeyi yakın zamanda yapacağı belirtiliyor.
Koltuğa resmen oturmadan, ilk yüz yüze görüşmeyi Ankara’daki mevkidaşlarıyla yapmak istediklerini ileten üst düzey isimler de oldu.
Ankara’ya göre Biden ile Erdoğan görüşmesi de bir-iki hafta içinde olabilir.
YPG/PKK’YA NET TAVIR TAKININ
ABD ile ilişkilerde en sıkıntılı başlıklardan biri Washington’ın terör örgütü YPG/PKK’ya verdiği destek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki iç savaşın onuncu yılında ABD merkezli Bloomberg’e yazdığı makalede Biden yönetimine açık çağrıda bulunarak, “Biden yönetimi, kampanya döneminde verdiği sözleri tutarak, Suriye’deki trajediyi sonlandırmak ve demokrasiyi müdafaa etmek için bizimle birlikte çalışmalıdır” dedi. Bu satırların hemen üstünde ise “Batı’nın öncelikle güvenli bölgelere saldıran ve eli kanlı rejime payanda olan YPG’ye karşı net bir tavır takınması gerekmektedir” ifadesi yer aldı. Şimdi bu açıklamalardan da yola çıkarak Ankara’daki durum tespitini aktaralım:
Obama, PKK/YPG’yi destekleme kararı verirken, DEAŞ ile mücadele gerekçesini öne sürdü. Trump ise hem ABD’nin Suriye’de kalması, hem de İsrail’i güvence altına almak için desteği sürdürdü. Yeni yönetim bu desteğini nasıl bir çerçeveye oturtacak? ABD, stratejik taktik gereği politikasını sürdürse de görüşmelerde Ankara hassasiyetlerini anlatıyor, anlatmaya da devam edecek.
Ankara açısından masadaki soru şu: “İki terör örgütü; YPG/PKK ve FETÖ, ABD tarafından destekleniyor. Bölgede YPG’yi kazanmak uğruna ABD Türkiye’yi kaybetmeyi göze alır mı?”
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/hande-firat/bidena-acik-cagri-41763666
HANDE FIRAT / HÜRRİYET
Bir süredir Türkiye’nin tüm ülkelerle yeniden diyalog politikasının ayrıntılarını yazıyorum. Türkiye bu çerçevede ABD ile de yeni bir döneme başlamak istiyor. Başından söyleyeyim, “Biden aramadı, Erdoğan çok mutsuz” haberleri gerçeği yansıtmıyor. Birilerinin bu haberleri maksatlı olarak yaptırdığı düşünülüyor. Peki gerçekte durum ne?
Rusya’yla ilişkiler, S-400’ler, ABD’nin YPG ve PKK ile işbirliği, FETÖ, Halk Bankası, Suriye, Doğu Akdeniz, insan hakları gibi başlıklarda iki ülkenin arasında ciddi sorunlar var. Buna rağmen Ankara ve Washington arasında karşılıklı “yeni bir sayfa açma” ve “diyalog kurulması isteği” vurgulanıyor.
Ankara’nın temel beklentisi, sorunların yönetilebildiği bir ilişki kurmak.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa Direktörü Amanda Sloat ile geçtiğimiz günlerde telefon görüşmeleri gerçekleştirildi. Sullivan ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ikinci ve kapsamlı görüşmeyi yakın zamanda yapacağı belirtiliyor.
Koltuğa resmen oturmadan, ilk yüz yüze görüşmeyi Ankara’daki mevkidaşlarıyla yapmak istediklerini ileten üst düzey isimler de oldu.
Ankara’ya göre Biden ile Erdoğan görüşmesi de bir-iki hafta içinde olabilir.
ABD ile ilişkilerde en sıkıntılı başlıklardan biri Washington’ın terör örgütü YPG/PKK’ya verdiği destek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki iç savaşın onuncu yılında ABD merkezli Bloomberg’e yazdığı makalede Biden yönetimine açık çağrıda bulunarak, “Biden yönetimi, kampanya döneminde verdiği sözleri tutarak, Suriye’deki trajediyi sonlandırmak ve demokrasiyi müdafaa etmek için bizimle birlikte çalışmalıdır” dedi. Bu satırların hemen üstünde ise “Batı’nın öncelikle güvenli bölgelere saldıran ve eli kanlı rejime payanda olan YPG’ye karşı net bir tavır takınması gerekmektedir” ifadesi yer aldı. Şimdi bu açıklamalardan da yola çıkarak Ankara’daki durum tespitini aktaralım:
Obama, PKK/YPG’yi destekleme kararı verirken, DEAŞ ile mücadele gerekçesini öne sürdü. Trump ise hem ABD’nin Suriye’de kalması, hem de İsrail’i güvence altına almak için desteği sürdürdü. Yeni yönetim bu desteğini nasıl bir çerçeveye oturtacak? ABD, stratejik taktik gereği politikasını sürdürse de görüşmelerde Ankara hassasiyetlerini anlatıyor, anlatmaya da devam edecek.
Ankara açısından masadaki soru şu: “İki terör örgütü; YPG/PKK ve FETÖ, ABD tarafından destekleniyor. Bölgede YPG’yi kazanmak uğruna ABD Türkiye’yi kaybetmeyi göze alır mı?”
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/hande-firat/bidena-acik-cagri-41763666
HANDE FIRAT / HÜRRİYET