Mart ayına girdik, önemli gelişmelerin yaşanacağı, dikkat çekici başlangıçların yapılacağı bir ay.
Birkaç maddede toplayacak olursak:
- Reformların açıklanması ve hayata geçirilmesi: Ekonomi ve yargıda yapılacak reformlar bugünden itibaren açıklanmaya başlayacak. Dinamik bir süreç işletilecek. İhtiyaca göre yeni reformlar da yapılacak.
-Ekonomide toparlanma süreci: İlk talimatlarından birini, kamu bankalarına “Usulüne uygun kredi verin” diyerek veren yeni ekonomi yönetimi, faiz kararlarının arkasında durmasıyla ilk dönemeci atlattı. Şimdi reformlarla ve uygulama ile birlikte güven vererek, hızla toparlama sürecine girilmesi hedefleniyor.
- 24 Mart kongre süreci: AK Parti içindeki kongre süreci ile hem parti yönetiminde hem de kabinede bazı değişiklikler olması bekleniyor. Ekonomi yönetiminde bir değişiklik olmayacağı söyleniyor. Bununla birlikte yükü fazla bazı bakanlıkların yapısının gözden geçirilebileceği belirtiliyor.
- Sorunları çözme, yönetme ya da konuşma süreci: Dış politikada kritik maddelerden biri. İkili ilişkilerde sorunların çözülmesi, çözülmeyecek sorunların ise yönetilmesi hedefleniyor. Bu nedenle de kopan, yürümeyen ya da sorunlu olan ilişkilerin normalleşme süreçlerine evrilmesine hazırlık yapılıyor.
Maddeler halinde ayırmaya çalıştığım dört başlık her ne kadar birbirinden ayrı görülüyorsa da birbirleriyle hem iç içe geçtiklerine hem de birindeki iyileşmenin diğerine yansıyacağına da şüphe yok.
DIŞ POLİTİKAYA YÖNELİK BEKLENTİLER
- Avrupa Birliği, Türkiye’den reformlar konusunda somut adım bekliyor. Birlik, “özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye” vizyonu ile bugün açıklanacak olan İnsan Hakları Eylem Planı’nın içeriğini de uygulamasını da yakından takip edecek. Türkiye’nin son dönemde hem temasları hem olumlu söylemleri birlik tarafından olumlu anlamda not edildi. Doğu Akdeniz konusunda Yunanistan ile yükselen tansiyon nedeniyle de sular durulmuş vaziyette. Avrupa Birliği’nden mart ayında Türkiye’ye yönelik bir yaptırım beklenmiyor.
- Salgın, dünya ekonomisindeki gelişmeler, genel konjonktür ülkeleri aralarındaki sorunları çözmeye ve birbirleriyle daha fazla işbirliğine teşvik ediyor. Diğer yandan ABD’nin yeni yönetimi bazı alanlarda ise dengeyi değiştiriyor. Türkiye bir süredir arka kapı diplomasisiyle ilişkilerinin koptuğu ya da çok sorunlu olduğu üç ülkeyle temas halinde. Daha önce de yansıdığı şekliyle İsrail, Suriye, Mısır. Bir anlamda çilingir diplomasisini istihbarat teşkilatları yürütüyor. Sorunlu alanlar masaya yatırılıyor hatta olası işbirliği konuları ele alınıyor.
- Gelinen son durum şöyle: Türkiye’nin İsrail’e Filistin başlığında hangi alanlarda tepki göstereceği belli. Üstelik bu tepki iktidarlar değişse de tarihsel olarak değişmeyecek konular. Yani iki ülke birbirlerinin hassasiyetlerini bilerek yine geçmişte olduğu gibi diplomatik ilişkilerini kurabilir, güçlendirebilir. Ancak ilişkilerin canlandırılmasında İsrail hükümetinin istekli olması gerekiyor. Bu ay İsrail’deki seçimlerde mevcut yönetimden farklı bir sonuç çıkması, iki ülke ilişkilerinde yeni bir kapı açabilir.
- Suriye’de ise Şam yönetimiyle olası işbirliği alanları bile konuşuldu. Ancak Şam yönetiminin tek başına adım atamadığını unutmayalım. Rusya ve biraz da İran, Suriye’nin velisi pozisyonunda. Sadece Ankara ve Şam’ın konuşması yetmiyor. Gelinen noktada Beşar Esad tek başına karar alamıyor. Ankara “Beş milyon Suriyeli Türkiye’de. Şam rejimi bunları alsın, iç barışını sağlasın, bu mültecilerin bir daha Türkiye’ye gelmeyeceğini garantilesin. Ayrıca iki ülke arasındaki terörle mücadele ve sınır güvenliği gibi konular da hayata geçirilsin” talebini iletiyor. Ancak bunlara “tamam” diyebilen yok. Kısacası Suriye ile sorunların ortadan kalkması için daha çok zamana ihtiyaç var. Suriye’nin sadece Suriye’den oluşmadığını, dünyanın belli başlı tüm aktörlerinin de Suriye’de bulunduğunu unutmayalım. Yine de bu süreçte Şam yönetimiyle yanında velisi olsa da konuşabilmek önemli bir adımdır diye düşünüyorum.
- Mısır da farklı değil ama edindiğim bilgilere göre görüşmeler, “gelişerek” sürüyor.
HANDE FIRAT / HÜRRİYET
Mart ayına girdik, önemli gelişmelerin yaşanacağı, dikkat çekici başlangıçların yapılacağı bir ay.
Birkaç maddede toplayacak olursak:
- Reformların açıklanması ve hayata geçirilmesi: Ekonomi ve yargıda yapılacak reformlar bugünden itibaren açıklanmaya başlayacak. Dinamik bir süreç işletilecek. İhtiyaca göre yeni reformlar da yapılacak.
-Ekonomide toparlanma süreci: İlk talimatlarından birini, kamu bankalarına “Usulüne uygun kredi verin” diyerek veren yeni ekonomi yönetimi, faiz kararlarının arkasında durmasıyla ilk dönemeci atlattı. Şimdi reformlarla ve uygulama ile birlikte güven vererek, hızla toparlama sürecine girilmesi hedefleniyor.
- 24 Mart kongre süreci: AK Parti içindeki kongre süreci ile hem parti yönetiminde hem de kabinede bazı değişiklikler olması bekleniyor. Ekonomi yönetiminde bir değişiklik olmayacağı söyleniyor. Bununla birlikte yükü fazla bazı bakanlıkların yapısının gözden geçirilebileceği belirtiliyor.
- Sorunları çözme, yönetme ya da konuşma süreci: Dış politikada kritik maddelerden biri. İkili ilişkilerde sorunların çözülmesi, çözülmeyecek sorunların ise yönetilmesi hedefleniyor. Bu nedenle de kopan, yürümeyen ya da sorunlu olan ilişkilerin normalleşme süreçlerine evrilmesine hazırlık yapılıyor.
DIŞ POLİTİKAYA YÖNELİK BEKLENTİLER
- Avrupa Birliği, Türkiye’den reformlar konusunda somut adım bekliyor. Birlik, “özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye” vizyonu ile bugün açıklanacak olan İnsan Hakları Eylem Planı’nın içeriğini de uygulamasını da yakından takip edecek. Türkiye’nin son dönemde hem temasları hem olumlu söylemleri birlik tarafından olumlu anlamda not edildi. Doğu Akdeniz konusunda Yunanistan ile yükselen tansiyon nedeniyle de sular durulmuş vaziyette. Avrupa Birliği’nden mart ayında Türkiye’ye yönelik bir yaptırım beklenmiyor.
- Salgın, dünya ekonomisindeki gelişmeler, genel konjonktür ülkeleri aralarındaki sorunları çözmeye ve birbirleriyle daha fazla işbirliğine teşvik ediyor. Diğer yandan ABD’nin yeni yönetimi bazı alanlarda ise dengeyi değiştiriyor. Türkiye bir süredir arka kapı diplomasisiyle ilişkilerinin koptuğu ya da çok sorunlu olduğu üç ülkeyle temas halinde. Daha önce de yansıdığı şekliyle İsrail, Suriye, Mısır. Bir anlamda çilingir diplomasisini istihbarat teşkilatları yürütüyor. Sorunlu alanlar masaya yatırılıyor hatta olası işbirliği konuları ele alınıyor.
- Gelinen son durum şöyle: Türkiye’nin İsrail’e Filistin başlığında hangi alanlarda tepki göstereceği belli. Üstelik bu tepki iktidarlar değişse de tarihsel olarak değişmeyecek konular. Yani iki ülke birbirlerinin hassasiyetlerini bilerek yine geçmişte olduğu gibi diplomatik ilişkilerini kurabilir, güçlendirebilir. Ancak ilişkilerin canlandırılmasında İsrail hükümetinin istekli olması gerekiyor. Bu ay İsrail’deki seçimlerde mevcut yönetimden farklı bir sonuç çıkması, iki ülke ilişkilerinde yeni bir kapı açabilir.
- Mısır da farklı değil ama edindiğim bilgilere göre görüşmeler, “gelişerek” sürüyor.
HANDE FIRAT / HÜRRİYET