Kazım Güner, Hüseyin Sancar, Arslan Göncü, Veli Gültekin, Hıdır Demir, Recep Köse, Resul Yıldırım, Ali Mengüç, Ekrem Kurt, İsmail Sevdiger, İsmail Gezici…

11 solcu, Türkiye Devrimci Komünist Partisi/Halkın Kurtuluşu örgütüne mensuptu.

Hepsi 10 Nisan 1979 ile 3 Nisan 1980 tarihleri arasında pusuya düşürülerek tek tek katledildi.

Katil kim miydi; PKK…

Halkın Kurtuluşu hareketinin 1996'dan beri legal temsilcisi Emek Partisi/EMEP…

Parti, yaklaşık 20 yıldır HADEP- DTP- BDP-HDP itibariyle PKK ile ittifak yapıyor.

Bir dönem sol hareketin en güçlü örgütlerinden EMEP, PKK ile nasıl yan yana geldi?

Sormamın nedeni sadece PKK cinayetleri değil…

★★★

Emek Partisi'nin kökü, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu /THKO'ya dayanıyor.

THKO, Filistin'den Latin Amerika'ya uzanan gerilla mücadelesinden esinlendi. Öncelikli hedefi, ABD sömürüsüne, bağımlılığına karşı anti-emperyalist mücadele vermekti.

12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra THKO'nun önde gelen isimleri idam edildi, katledildi, hapse atıldı…

Cezaevinden çıkanlar, Geçici Merkezi Koordinasyon Komitesi kurup geçmişin muhasebesini yaptı: THKO, teoriye-nesnel duruma önem vermeyerek hata yapmıştı…

Örgüt, 1976 yılında Halkın Kurtuluşu yayınını çıkardı. Bu isimle anılmaya başlandı.

Ancak. Önem verdiği teoride savrulmalar yaşadı. Örneğin: Mao'nun “üç dünya teorisini” savundu. Üç yıl sonra –Aydınlık grubundan farklılığını göstermek için- bu teoriyi “küçük burjuva” görüp reddetti! Çin-Arnavutluk ayrılığında Enver Hoca'nın safında durdu.

Ekim 1978'de Çorum'da 19 delegenin katılımıyla yapılan kongrede THKO adını bırakıp, Türkiye Devrimci Komünist Partisi/TDKP adını aldı.

Başta PKK olmak üzere kendi dışındaki sola karşı uzlaşmaz sertlik içine girdi:

-“Apocular Kürt halkının düşmanıdır.”

-“Kendine Apocu diyen ajan provokatör çetesi.”

Güçlü olduğu Diyarbakır, Tunceli, Elazığ, Kars, Ş.Urfa, Gaziantep gibi yerlerde PKK saldırısına uğradı. Yenildi ve buraları terk etmek zorunda kaldı.

★★★

TDKP kimi sol örgütlerin “askeri darbe geliyor” analizine karşı çıktı: “Darbe ihtimali yoktur!”

12 Eylül 1980'de darbe oldu. Tek operasyonla merkez komitesi çöktü. Kısa zamanda 3 bin 308 örgüt militanı yakalandı.

Cezaevinde örgüt dörde bölündü: Merkezciler, Leninist Kanat, Sosyalist Kanat, Konferans Hazırlık Komitesi…

Hapislik sürecinden sonra Özgürlük Dünyası ve Gerçek dergisi etrafında bir araya gelindi. İllegal mücadele için Tunceli'de 6-8 kişilik Silahlı Propaganda ve Ajitasyon Birlikleri kurdular. 9 Ekim 1993 tarihinde dört militanlarını yine PKK öldürdü: Yusuf Aydar, Düzgün Çakmak, İbrahim Dışkaya, Hidayet Kumlu…

★★★

PKK 12 Eylül darbesinden sonra kimi sol örgütlerle ittifak kurdu. 1982 yılında Filistin'de Dev Yol gibi örgütlerle Faşizme Karşı Birleşik Direniş Cephesi gibi…

PKK'nın “kendilerini yutma” amacında olduğunu ve muhaliflere uyguladığı şiddeti görenler- Dev Yol gibi- ittifaktan ayrıldı. Ardından PKK, Dev Yol'un önde gelen iki ismi Mustafa Şahbaz ve Kürşat Timuroğlu'nu yurt dışında öldürdü.

Peki:

Emek Partisi, PKK gölgesine yıllar sonra neden sığındı?

Küçümsediği parlamentarizme yenik mi düştü; hedefi TBMM'ye girmek mi oldu?

İttifak ortağının emperyalizm ile işbirliğini niçin görmezden geliyor; ABD'nin “kara gücüne” desteğini neden sessizce onaylıyor?

Onlarca can verilen yarım asırlık mücadele ruhuna ne oldu? Halkın kurtuluşu böyle mi sağlanacak?

Görünen şu:

PKK, yenilgiyi atlatamayıp liberalizme, popülizme sapan solu lokma lokma yutuyor…

Soner Yalçın 
Odatv:com