Hayvanı "can" kabul eden yasa çıkacak mı?
Raporda neler öneriliyor?
TBMM Araştırma Komisyonu'ndaki bütün partilerin oy birliğiyle kabul ettiği 50 maddelik rapor yasalaşırsa, insanlar ve hayvanlar için yeni bir sayfa açılacak.
"Pet-shop’larda hayvan satışı yasaklanacak… Hayvanlara cinsel istismarda bulunan ve işkence edenlere hapis cezası verilecek..."
Bunlar günümüzün değil, 2014 yılının gazetelerinden haber başlıkları. Bugünlerdeki haber başlıkları da farklı değil, çünkü son yıllarda manşetlerde gördüğümüz bu yaptırımlar sadece niyette kaldı ve hayata geçirilmedi.
2004 yılında kabul edilen ve halen yürürlükte olan ancak yetersiz bulunan Hayvanları Koruma Kanunu’na göre hayvanlara karşı suç işleyenlere düşük idari para cezaları uygulanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sapanca’da 2018 yılında gördüğü işkence sonrası hayatını kaybeden ve toplumda büyük infial uyandıran yavru köpek olayının hemen ardından hayvan haklarıyla ilgili ciddi yaptırımlar içeren yeni yasanın Meclis’in 27. döneminde öncelikli ele alınacağını söylemişti. 27. Yasama döneminin başlamasının üstünden yaklaşık bir buçuk yıl geçmesine rağmen yasa henüz çıkmadı.
Seçim taahhütleri arasında bulunan bu yasa için tüm partilerin, sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla hazırladığı önemli bir rapor ise şu anda TBMM gündeminde.
Meclis’te hayvan hakları için kurulan araştırma komisyonu, Mayıs 2019’dan beri yaptığı çalışmalar sonucu toplam 50 maddelik raporunu geçtiğimiz hafta Meclis Genel Kurulu ile paylaştı.
Rapor şu anda sadece tavsiye niteliğinde. Bu belgedeki önerilerin uygulamaya geçebilmesi için ise mutlaka yasaya dökülmesi gerekiyor.
Raporda neler öneriliyor?
Yasanın, komisyon raporunun içeriği doğrultusunda çıkması halinde gerek hayvanlar gerekse insanlar için yeni bir sayfa açılacak.
Raporla önerilen yeniliklerin bazıları şöye;
* Hayvanlar mevcut yasada ‘mal ve eşya’ olarak tanımlanırken, komisyon raporunda ‘can’ olarak değerlendiriliyor. Bu, hayvanların karşı karşıya kaldığı şiddet olaylarının cezalandırılabilmesi için önemli bir zemin oluşturacak.
* Hayvana uygulanan şiddetin ceza yasası kapsamına alınması bekleniyor. Buna göre hayvana şiddetin cezasının 2 yıl 1 ay olması, cezanın ertelenmemesi, para cezasına çevrilmemesi ve suçu işleyenin sabıka siciline işlenmesi öngörülüyor.
* Hayvanlarla cinsel ilişkiyi cinsel istismar kapsamına alan komisyon raporu, hayvanını terk edene de 10 bin liraya kadar para cezası verilmesini öneriyor.
* Sahipli-sahipsiz hayvan ayrımına son veriliyor.
* Apartmanda hayvanla yaşama önündeki çeşitli engellerin önüne geçiliyor.
Komisyon Başkanı Yel yasadan umutlu
Sunulması beklenilen yasa teklifinin, raporda yer alan bu önerilerin ne kadarını temel alacağı şu anda belirsiz.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Araştırma Komisyonu Başkanı AKP’li Mustafa Yel yasadan umutlu.
Komisyon başkanı, “Raporumuzun ardından şimdi sırada hayvan severlerin de büyük beklenti içinde olduğu, rapora uygun yasa teklifi var. Biz bu yasanın bir an önce olabilmesi için teklifimizi hazırladık, kendi grubumuzla görüşüyoruz. Tahminim Şubat’ta Tarım Komisyonu’nda görüşülmesi, Mart'ta da yasalaşması yönünde” diyor.
Yel, kendisinin araştırma komisyonunun başkanı olarak raporun arkasında olduğunu ancak takdirin en sonunda yine Genel Kurul’da olacağını belirterek, “Beş partinin de bu konuda uzlaşması olduğuna göre ben rapordan çok fazla bir sapma olacağını sanmıyorum” yorumunu yapıyor.
DW Türkçe’ye konuşan CHP’nin Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca da rapor için bütün partilerin büyük bir iyi niyetle çalıştıklarına ve çok da sık rastlanmayan şekilde oybirliğiyle karar aldıklarına işaret ederek, “Biz bir nevi yasayı hazırladık aslında. Artık bu aşamadan sonra sığınacak hiçbir bahane yok” diyor.
Muhalefet ve hayvan hakları temsilcileri temkinli
Yel’in ihtiyatlı iyimserliğine karşılık muhalefet partileri ve hayvan hakları temsilcileri temkinli bir duruş içinde.
Hayvan Hakları Federasyou (HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, 2006 yılından beri yasanın değişmesi için çaba gösteren isimler arasında ve şimdiye kadar sayısız yasa girişimine tanık olduğunu aktarıyor.
Meclis’in geçen dönemlerinde de buna benzer çalışmalar yapıldığını, hatta 24. dönemde sona da gelindiğini hatırlatan Sayılgan, ancak o dönem araya seçim girdiği için girişimin sonuçsuz kaldığını belirtiyor. Sayılgan, şöyle konuşuyor:
“Ne zaman bir hayvana şiddet olayı olsa siyasetçiler o zaman bu yasayı hatırlıyor. Yasa için yıllardır ‘geldi, gelecek’ deniliyor ama henüz göremedik. Onun için biz bu son raporu olumlu ve komisyon üyelerini iyi niyetli bulsak da şimdilik temkinliyiz.”
İzmir Selçuk'taki deve güreşinden bir görüntü (2017)
Yasa neden çıkmıyor?
Sayısız girişime ve siyasetçilerin istekli görünmesine rağmen hayvan hakları yasasının çıkmamasının çeşitli nedenleri bulunuyor.
Bunlardan ilki hayvana şiddet olaylarının Kabahatler Kanunu değil de Türk Ceza Kanunu’na göre cezalandırılmasının zaten dolu olan cezaevlerini daha da doldurması endişesi. Adalet Bakanlığı’nın bu nedenle yasanın bu maddesine çok da olumlu bakmadığı belirtiliyor.
CHP'li Karaca kendilerine de bu yönde duyumlar geldiğini söyleyerek, “Hayvana karşı şiddet ya da cinsel istismarın TCK’ya bağlanması aslında insanlara karşı işlenen suçların da önüne geçecek ve Adalet Bakanlığı’nın yükünü hafifletecek” saptamasında bulunuyor.
Yasanın çıkmamasının bir diğer nedeni olarak da milletvekillerinin seçmenlerinin baskısı altında kalması. Horoz dövüşleri, deve güreşleri gibi folklorik olduğu iddia edilen şiddet olaylarından kâr sağlayanlar milletvekilleri üzerinde baskı kuruyor. Pet-shop sahipleri ya da yunus parkı işletmecilerinin lobisi de bir başka baskı unsuru olarak kabul ediliyor.
Yunus parkları kalacak mı?
Raporla mevcut yunus parklarının iki yıl sonra kapatılması ve yeni yunus parklarının açılmaması da öneriliyor. Ancak hayvan severlerin tepkisini çeken bu parklarla ilgili son duruma yasanın görüşmeleri sırasında karar verilmesi bekleniyor.
Yasa öneriler doğrultusunda çıkarsa belediyeler kendi sınırları içindeki hayvanları tür ve sayıca tespit edip kısırlaştırmakla da yükümlü olacak. Belediyelere bu yükümlülük getirilirken ödeneklerinin de artırılması ve genel bütçeden bir hayvan hakları fonunun oluşturulması planlanıyor.
Türkiye'de halen bin 800 belediyeden sadece 234’ünde barınak bulunuyor. Toplam sokak hayvanı sayısı ise şu anda belirsiz.
Gülsen Solaker
© Deutsche Welle Türkçe