Hayvanlar depremleri önceden sezebilir mi?
Hayvanlar depremi yalnızca saniyeler öncesinde hissedebilir
Hayvanlar depremleri önceden sezebilir mi?
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası, sarsıntılardan önce hayvanların garip davranışlar sergilediği iddiaları yeniden gündeme geldi.
Peki bu durumun bilimsel bir açıklaması var mı?
Geçmişte hayvanların depremleri önceden tespit ettiği örnekler var mı?
Dünyada her yıl kayıtlara geçen 500 bin civarında deprem oluyor ve bunların yaklaşık 100 tanesi hasara yol açıyor. Sismologlar bir sonraki depremin tam olarak nerede ve ne zaman gerçekleşeceğini bilmenin mümkün olmadığını belirtiyor. O nedenle hayvanları potansiyel bir erken uyarı sistemi gibi kullanmak her zaman kulağa çekici geliyor.
Fakat bu fikir çok yeni değil. Milattan önce 370 yılında Romalı yazar Aelian deprem vurmadan önce yılanların, farelerin ve böceklerin Helike şehrini terk ettiğinden bahsediyor.
1975'te ise normalde kış uykusunda olan yılanların Çin'in Haiçeng şehrini 7,3 büyüklüğündeki deprem öncesi terk ettiği rapor edildi.
Hayvanlar depremi yalnızca saniyeler öncesinde hissedebilir
Bilim insanları hayvanların depremin öncül sarsıntılarını saniyeler veya dakikalar önce hissedebileceğini belirtiyor. Depremin merkezindeki sarsıntılar etrafa şok dalgaları olarak yayılırken insanlar genelde ilk dalgaları hissetmezken hayvanların bunları hissetmesi daha mümkün görünüyor.
Örneğin filler ve kuşlar çok düşük frekanstaki sesleri ve sarsıntıları duyabilirken kemirgenler de insan kulağının algılayamayacağı parçalanan kayalardan çıkan yüksek frekans dalgaları duyabiliyor.
Erken uyarı sistemi olarak kullanılması mümkün görünmüyor
Halk arasında çiftlik hayvanları ve evcil hayvanların depremi saatler önceden sezerek anormal davranışlar sergilediği uzun yıllar boyunca genel bir kanı olarak süregeldi.
Ama araştırmacılar bunun bir uyarı sistemine dönüştürülmesine ihtimal vermiyor. 2018 yılında Amerikan Sismoloji Topluluğu dergisinde yayınlanan bir makalede bu alanda daha önce yapılan 180 çalışmanın anormal hayvan davranışları ve depremler arasında bir korelasyon kurulmasına yeterli olmadığını ileri sürdü.
Alman bilim insanları tarafından yapılan ve 2020 yılında yayınlanan bir çalışma ise bu inanışı destekleyen sonuçlara ulaştı.
Konstanz Üniversitesi ve Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmada, deprem açısından oldukça hareketli bir bölge olan Kuzey İtalya'da hayvanlara takip cihazı takılarak hareketleri izlendi.
Depremlerden önce anormal davranışlar sergilediği belirlenen 6 inek, 5 koyun ve 2 köpeğin tasmalarına takip cihazı takılmasının ardından bilim insanları hayvanların davranışlarını aylar boyunca izledi. Bu süre içerisinde bölgede 18 bin deprem kaydedildi. Bunların büyük bir kısmının şiddeti son derece küçük olsa da 12 tanesinin şiddeti Rihter ölçeğine göre 4'ün üzerindeydi.
Araştırmacılar sadece çiftlikte hissedilebilen sarsıntıları dikkate almaya karar verdi. Bu sarsıntılarla hayvanların aktiviteleri karşılaştırıldığında gerçekten de depremlerden 20 saat öncesine kadar hayvanların anormal davranışlar gösterdiği tespit edildi.
Ayrıca davranışların depremin merkez üssünün uzaklığına göre de değiştiği gözlendi. Araştırmacılar sarsıntının merkezi yaklaştıkça davranışlardaki anormalliğin daha erken başladığını vurguladı.
Çalışmadaki ilginç kısım ise hayvanların tek tek incelenmesinde fark edilemeyecek değişimlerin toplu olarak ele alındığında daha belirgin hale gelmesi oldu.
Gizem tam olarak çözülebilmiş değil
Hayvanların depremi önceden sezmesinin arkasındaki nedenler hala tespit edilebilmiş değil. Fakat teorilerden biri kayalar arasındaki basınç değişiminin havada yol açtığı iyonlaşmayı hayvanların kürkleri sayesinde hissedebilmesi. Bir diğer alternatif ise hayvanların depremlerden önce kuartz kristallerinden salınan gazların kokusunu alabiliyor olmaları.
Hayvanların sezme nedeninden bağımsız olarak çalışmanın ümit vaat eden tarafı davranışların analiz edilerek depremlerin önceden tahmin edilebilecek olması. Nitekim araştırmacılar geçen yıl aralık ayında bir sarsıntıyı öngörebildi.
Araştırmacılar daha iyi tahminler yapılabilmesi için çalışmanın genişletilerek daha fazla hayvanın takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Faruk Can / euro news