Ülkenin her alanda kendisiyle barışmaya ihtiyacı olduğunu belirten Beştaş, "Bu ülkenin vatandaşları savaş toplumu içinde yaşıyor, bize dayatılan savaş toplumudur. Bunu reddediyoruz. Bugün Kürt sorununu derinleştirenlerin, savaşı kamçı olarak halkların sırtından eksik etmeyenlerin anlamadıkları nokta şu; biz onların ektiği nefret tohumlarını biçmiyoruz" dedi.

"İlla savaşacaksanız barış için savaşın"

İktidarın "Savaşımızın ve bizim karşımızda diz çökün. Bize teslim olun, itaat edin" bir süreci dayattığını kaydeden Beştaş, "Biz de diyoruz ki biz ancak onurlu bir barış karşısında diz çökeriz. Ancak özgürlük karşısında diz çökeriz. Yaşamı belirleyen husus şüphesiz çabalarımızdır, döktüğümüz terdir. Bizler yaptıklarımızdan ibaretiz" diye konuştu.

En kötü barışın bile savaştan daha iyi olduğunu bildiklerini aktaran Beştaş, "Barışın savaştan daha zor olduğunu tabii ki biliyoruz. Bunun için açık ve net sesleniyoruz; illa bir şey için savaşacaksanız barış için savaşın. Kürtler bu topraklarda eşit yurttaşlık temelinde bir demokrasi kuruluncaya kadar mücadelelerini büyüterek devam edecektir. Sadece Kürtler değil demokratik talepleri olan bütün toplumsal dinamikler ve bizler mücadelemizi birleştirerek, büyüterek sürdüreceğiz ve mutlaka kazanacağız, mutlaka özgürleşeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Kaç tane trol hesabın var"

AK Parti Manisa Milletvekili Tamer Akkal'ının Selahattin Demirtaş için attığı tweeti sert bir dille eleştiren Beştaş, şunları kaydetti:

"Bu sabah bir tweet atıldı, İYİ Parti'den AKP'ye geçen Tamer Akkal isimli bir mahlukat, bir yaratık attı aslında. Çünkü attığı twittin insanlıkla, insanlık değerleriyle hiçbir ilgisi olamaz. Bir de şunu söylemiş utanmadan sıkılmadan, ikinci bir düzeltme yapmış "Hesaplar karıştı onu danışmanım attı, ben böyle düşünmüyorum" demiş. Bu nasıl bir şeydir ya? Senin hesabını kim yönetiyor? Kaç tane trol hesabın var, feyk hesaplar mı kullanıyorsunuz?"

"Barış Atay’a yapılan hukuksuzluk meşrulaştırılmaya çalışılıyor"

Hatay Milletvekili Barış Atay’ın hedef göstermenin nelere yol açtığını Tahir Elçi ve Hrant Dink’ten bildiklerini ifade eden Beştaş, devamında şunları söyledi:

"Aynı İçişleri Bakanı, 24 Haziran seçimlerinden sonra Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan'ı arayarak tehdit etme cüretini göstermiş bir bakandır. İşte nefret ikliminin sonuçları bunlardır. Barış Atay'a yapılan saldırı şahsında hukuksuzluk, nefret, kutuplaştırma meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Meclis Başkanı Şentop bir açıklama yaptı, kınadı ama bu yetmez, buna karşı açık bir tutum bekliyoruz. Meclis iradesine, halk iradesine yapılan saldırıya karşı, vesayet sistemine karşı daha açık bir irade ve tutum beklediğimizi ifade etmek istiyorum."

"Hükümet pandemi konusunda halka asla gerçeği söylemedi"

Pandmei ile ilgili gelinen aşamanın çok vahim olduğunu ve hükümetin şeffaflıktan uzak, kamuoyunu yanıltan açıklamalar yapmaya devam ettiğini belirten Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Koronavirüs konusunda ilk günden bugüne kadar asla şeffaf olmadılar, asla halka gerçeği söylemediler, halkı korumadılar, halkı bu meseleden sorumlu tuttular. Sanki Kovid-19’u toplum isteyerek kendisine bulaştırıyor, bulaş hızını artırıyor ve tedavi olmayayım diyor. Böyle bir sorumsuz iktidar anlayışı olabilir mi? Bu gündem, bu mesele devam ettiği müddetçe tartışılacak."

"Açıklanan veriler gerçek verilerin kıyısından bile geçmiyor"

Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın (SES) uyarılarının dikkate alınmadığını kaydeden Beştaş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Toplantıya gelmeden önce Ankara’nın durumunu sordum, günde 2 bin pozitif vaka çıkıyor. Diyarbakır'da günde asgari 5 yüz pozitif sonuç çıkıyor. Diğer illeri de tek tek aldık ama açıklanan rakamlar kıyısından bile yaklaşamıyor bu rakamlara. Bu rakamları gizleyerek halkı korumuyorsunuz, tam tersine tehlikeyi gizleyerek halkı ölüme yaklaştırıyorsunuz. Halk gerçekleri bilsin, tedbirler sosyal devlet ilkesi gereğince vatandaş sağlığı gözetilerek yapılsın. İktidarın bekası için halkın bu şekilde korumasız bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değil. Pandemi ile mücadelede HDP olarak bizler de üzerimize düşen çalışmaları hızla devam ettireceğiz, bundan sonrada gerekli çalışmaları yürüteceğiz."

 

Independent Türkçe