HDP'li Buldan: Çözüm sürecinde bizlere vaat edilenleri açıklamazsak namerdiz

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

HDP'li Buldan: Çözüm sürecinde bizlere vaat edilenleri açıklamazsak namerdiz


HDP'li Buldan: Çözüm sürecinde bizlere vaat edilenleri açıklamazsak namerdiz

Buldan "Dolmabahçe mutabakatının açıklandığı gün ince bir ayrıntı var. O salonda kimin nerede oturacağını belirleyen bile bizzat Erdoğan’ın kendisiydi" diye konuştu

Gara'yı konuşmaya devam edeceklerini belirten Buldan, "İktidarda olmanın sorumluluğu insanları ölü değil canlı olarak getirmektir. Siyasi kibir ve güç gösterisi nedeniyle kendi vatandaşının hayatını hiçe sayan bir anlayışı herkes Gare'de bir kez daha gördü" diye konuştu.

Buldan şöyle devam etti:

Kamuoyunun, HDP ve muhalefetin geçmişte olduğu gibi o insanların kurtarılması için neden adım atmadığı sorusuna iktidar hala cevap vermiş değildir. Bu sorulardan kaçıyorlar, Gare'den kaçıyorlar çünkü suçlular. İktidar çok açık ve net suçludur. Amaçlarının o insaları kurtarmak olmadığı ayan beyan ortadadır.  Operasyon değil diyalog yolu mutlaka seçilmeliydi. Bu yol geçmiş dönemlerde 335 insanın diyalog yoluyla Türkiye’ye getirildiğini, ailelerini teslim edildiğini bizlere kanıtlamıştır.

"Lice'de alıkonulan uzman çavuşları aldık"

Buldan 2015'te kendisinin de içerisinde yer aldığı İmralı heyetinin Lice'de alıkonulan 3 uzman çavuş için harekete geçtiğini de belirterek "Alıkonulan insanları aldık, Lice Kaymakamlığı’na getirdik. O insanlar bizlere teşekkür etti.13 insanın getirilmesi için de hükümete bu çağrıyı defalarca yaptığımızı söylememize rağmen dikkate almadılar" dedi.

İktidarın hedefinin Gara'dan siyaseten kullanabilecekleri bir hikaye çıkarmak olduğunu iddia eden Buldan şu ifadelerle devam etti:

Gare'ye kendi iktidarlarını kurtarmak için gittiler. Gare'den bir müjdeyle dönmeyi umuyorlardı. 13 insanı bu siyasi hesaplarına feda ettiler. Siyasi amaçlarını gerçekleştiremeyince dört koldan HDP’den saldırmaya başladılar.

AK Parti'li Özhaseki'ye tepki

Buldan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki'nin, CHP ve HDP için kullandığı "Lanet olsun oylarına. Onların oylarının Allah belasını versin. Bunları her fırsatta söylemeliyiz" ifadesine de isim vermden tepki gösterdi.

Buldan "Birkaç gün önce özellikle 31 Mart seçimlerinde Ankara'nın siyaset çöplüğüne gönderilen bir AKP'li HDP'ye oy veren insanlara beddua etti. Bizim ona tek cevabımız var: Biz seni Allah'a havale ediyoruz" diye konuştu.

Soylu için "fotoğrafçı bakan" ifadesini kullandı

Buldan yine isim vermeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu da hedef aldı.

Soylu için "fotoğrafçı bakan" ifadesini kullanan Buldan şunları kaydetti:

Bunların bir fotoğrafçı bakanları var; çözüm sürecindeki fotoğraflarımız üzerinden algı yaratma telaşında. Bizim milletvekilimiz Gare’ye gitmemiştir. O tarihte nerede olduğu bellidir. Bu kara propagandanın altında nasıl kalacaklarını düşünmüyorlar mı? Bizim milletvekillerimizin Gare’de ne işi var? Erbil’e zaman zaman vekillerimiz gider gelirler.

Fotoğrafları gösteren Erdoğan’ın koltuğuna açıkça göz dikmiştir. Savaşınızı HDP üzerinden yürütmeyin. Aynı bakan heyetimizin çözüm sürecinde devletin ve iktidarın bilgisi, onayı ve ricası dahilinde gerçekleştirdiği ziyaretin fotoğraflarını gösterdi. Bunun adı algı yaratma çabası.  O fotoğrafları keşke önce kendi genel başkanına gösterseydin. Erdoğan o süreci çok net bildiği için keşke önce ona gösterseydin.

"Üzerimizden İHA’lar geçti dedik, 'sizin güvenliğiniz için oradaydı' dediler"

Çözüm sürecini 3 ayak üzerinden kurguladıklarını belirten Buldan şu ifadelerle devam etti:

1 ayak İmralı, 2. Ayak Kandil, 3. Ayak da hükümet ve devlet kanalı. O süreçte İmralı’da sayın Öcalan’la yaptığımız her görüşme devletin ve hükümetin bilgisi ve onayı dahilinde yapılmıştır.  İmralı ziyaretinden sonra devlet ve hükümetin onayıyla Kandil’e gidiyorduk. Görüşmenin sonucu devlet ve hükümete aktarıyorduk.  Devlet heyeti ise bu bilgileri biz İmralı’ya gitmeden önce kendisi gidiyor, bu bilgileri götürüyor, Sayın Öcalan’la görüşmeleri gerçekleştiriyor, arkasından bizi İmralı’ya gönderiyordu. Sonra çözüm heyeti İmralı’ya gidiyordu, sayın Öcalan devlet heyetiyle görüşmenin çerçevesini bize aktarıyor, devlet heyetiyle görüşme yaptıktan sonra devletin bilgisi ve onayı dahilinde oradaki PKK yetkililerine anlatıyorduk. Bir defasında Kandil’e görüşme gerçekleştirdiğimiz sırada yukarıda 2 İHA tepemizde dolaşıyordu.  Bir hareket gördüğü anda bulunduğu yeri bombalar. Ağaçların altına girdik, daha sonra toplantımızı gerçekleştirdik.  Ankara’da devlet ve hükümet yetkilileri ile görüşme gerçekleştirdik. Üzerimizden İHA’lar geçti dedik, sizin güvenliğiniz için oradaydı dediler.

"Biz o mektupları getirdik ilgililere de teslim ettik"

Yaptıkları her görüşmenin kayıtlara olduğunu kaydeden Buldan, "Ben ne bir fazlasını ne bir eksiğini anlatmıyorum" diye konuştu.

Buldan konuşmasına "Soylu efendi iyi dinlesin bunları" diyerek şöyle devam etti:

Kandil fotoğrafları PKK'den silahları bırakacaklarına dair mektupları aldığımız ziyartelere aittir. O fotoğraflar Sayın Öcalan'ın, Kandil'e PKK'ye Türkiye'ye karşı silahların bırakılması çağrısı yapıldığı ya da yapılacağı ve bizim o mektupları götürdüğümüz ziyaretlerin fotoğrafıdır.

Senin genel başkanın Erdoğan da heyeanla bu mektubun Türkiye'ye nasıl döneceğini heyecanla umutla bizlerden bekliyordu. Biz o mektupları getirdik ilgililere de teslim ettik. O fotoğrafları Kandil'dekiler çekti. Oraya gidince telefeon yok orda da yasak İmralı'da da yasak fotoğraf çekebileceğimiz bir makine yok. dolayısıyla çekilen hiçbir fotoğrafı biz çekmedik. Kandil’deki fotoğraflar daha sonra basına yansıdı. İmralı da çekilen fotoğrafı kim çekti ve bize verdi?

Dolmabahçe mutabakatı fotoğrafını da biz çekmedik.  Her üç fotoğrafın da amacı aynıdır, kimler tarafından çektiği de açıkça ortadır. 

Dolmabahçe mutabakatının açıklandığı gün ince bir ayrıntı var. O salonda kimin nerede oturacağını belirleyen bile bizzat Erdoğan’ın kendisiydi.  Bu gerçekleri bir kenara bırakıp, algı operasyonlarıyla sorumluluktan kurtulacağınızı sanıyorsanız çok büyük yanılıyorsunuz.  O süreç halklarımızın geleceği için, bedenlerin toprağa düşmemesi için fedakarca yürütülen bir süreçti.

"Çözüm sürecinde bizlere neler vaat edildiğini açıklamazsak namerdiz"

Buldan çözüm sürecinde yaptıklarının arkasında olduklarını belirterek "Ne mutlu bize ki çözüm süreci boyunca bu ülkeye cenazeler gelmedi. Ne mutlu bize ki 3 yıl boyunca yürüttüğümüz onurlu bir duruş vardı ve bunun arkasındayız. Çözüm sürecinde bizlere neler vaat edildiğini yeri ve zamanı geldiğinde açıklamazsak namerdiz" diye konuştu.

  

Independent Türkçe